Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi play-off turu ilk maçında konuk ettiği Benfica ile 0-0 berabere kaldı. Spor yazarları, Fenerbahçe-Benfica maçını kaleme aldı.
Spor yazarlarının değerlendirmesi şu şekilde:
Hilmi Türkay: "Açıkçası Fenerbahçe bu zor eşleşmenin Kadıköy’deki ayağında beklenenin altında bir oyun sergiledi. Benfica eski Benfica değil. Ama özellikle ilk yarı topu iyi kullanıp Sarı-Lacivertlilere fırsat tanımadılar. Zaten Fenerbahçe de kazandığı topları ileri götürmekte zorlandı. Portekiz ekibi etkili işler yaptı mı hayır. Fenerbahçe de Benfica da risk almadı, kontrollü bir tarzı seçip adeta “Bu maç 0-0 bitsin de rövanşa bakarız” dediler. Üstelik Benfica 71’den sonra 10 kişi oynamasına rağmen Fenerbahçe kanatlarını işletemedi, merkezden de gelemedi. Dolayısıyla gollük pozisyona giremedi, sadece birkaç şut izledik. Haftaya rövanşta her şey olabilir, Fenerbahçe biraz kıpırdanırsa Şampiyonlar Ligi biletini alabilir. Kerem Aktürkoğlu etkisizdi, muhtemelen Fenerbahçe’ye transfer işi uzadığı için mental bir düşüş yaşıyor." (Cumhuriyet)
Ömer Üründül: "İlk devrenin son 10 dakikasına kadar tek taraflı bir oyun izledik. Benfica tempolu oynuyor, pres yapıyor ve sürekli hücumu düşünüyordu. Fenerbahçe sadece karşılama görevi yapıyordu. Tabi bunun nedenleri tartışılmayacak kadar açıktı. Bu tip Avrupa takımları, oyun düzeni ve fizik kondisyonu açısından bizim takımlardan daha önde. Fenerbahçe'nin bu devredeki en büyük artısı, çok net pozisyon vermemesiydi. İkinci devre daha dengeli bir oyun izledik. Fenerbahçe, ilk yarıdaki gibi mahkum oynamıyor buna rağmen üretemiyordu. Rakip 10 kişi kaldıktan sonra artık oyunun tek hakimi Fenerbahçe'ydi. Eksik rakip karşısında Mourinho, stoperlerinden birini çıkararak Göztepe maçındaki hatasına düşmedi. Ama yoğun baskı golü getirmedi. Sonuçta iş rövanşa kaldı. Tabi ki avantajlı Benfica ama Fenerbahçe'nin de şansı devam ediyor. Bilhassa rakibin orta sahadaki en önemli oyuncu Florentino'nun cezalı duruma düşmesi Fenerbahçe için küçük bir avantajdır. Gelelim genel görüşlerime… Bu tip Avrupa takımları karşısında çift santrfor oynamak son derece yanlış. Hücumda yetersiz bir Fenerbahçe izledik. Feyenoord maçını örnek gösterenlere şu iki noktada cevap veririm… Birincisi, o güne mahsus ekstra bir maçtı. İkinci haklılığımı gösteren etken de Göztepe deplasmanıdır. Bu düzende Fenerbahçe, İzmir'de tek net pozisyon dahi bulamadı. Brown yine hırslıydı ama dağınıktı. Takımın oyun kurgusu yüzünden Semedo, bekleneni vermedi. Ben yine en çok Skriniar ile Amrabat'ı beğendim." (Sabah)
'Birisi Mourinho'ya rakibin 10 kişi kaldığını söylesin!'
Uğur Meleke: "Benfica, Şampiyonlar Ligi üçüncü ön eleme turundaki 20 takımın en iyisiydi. Play-offtaki 14 takımın da en iyisi. Hiç kimsenin ön elemelerde karşılaşmak isteyeceği türden bir rakip değil. Teknik direktörleri Lage da ikinci sezonunda daha güçlü. Sezonu ezeli rakipleri Sporting’i yenerek kupayla açtı. Ardından Nice’i içeride-dışarıda yenerek eledi. Lige de galibiyetle başladı. Gol dahi yemeden verilen bu start elbette etkileyici.
Sezonun en flaş transferi, Saint-Gilloise’dan aldıkları 21 yaşındaki santrfor Ivanovic... Lage onu gelir gelmez ilk 11’e koydu, sürekli oynattı. Avrupa’daki Nice ve ligdeki Amadora maçlarında Pavlidis-Ivanovic’i ileri uçta birlikte kullandı. Yeni formasyonları artık 4-4-2 gibi görünüyordu, dün de sahaya öyle çıkmaları bekleniyordu. Ancak çıkmadılar. Bruno Lage, genç santrfor Ivanovic’i 64’e kadar yedek oturttu, üçlü-güvenilir bir merkez orta saha tercih etti.
İlk 64 dakika boyunca bir tarafta Rios-Florentino ve Barrenechea’lı defansif-sert bir orta saha üçlüsü... Diğer tarafta da Amrabat-Fred-Szymanski’li yeteneği kısıtlı bir merkez... İlk bir saatte ne Benfica, ne de Fenerbahçe üçüncü bölgede kalabalıklaşabildiler.
Kısır 64 dakikanın sonunda her şey, Bruno Lage’nin Ivanovic’i sokup çift santrfora dönmesiyle değişti. Merkezde eksilen ve yorulan Rios-Florentino ikilisi peş peşe fauller yaptılar ve sonunda Florentino atıldı. Dün sonradan oyuna dahil olan Talisca hem Florentino’yu attırdı, hem bir şutla direğe takıldı, hem de sağdan yaptığı bir driplingle fiziksel olarak sanki daha iyi seviyedeymiş izlenimi verdi.
Ancak Mourinho, aynen hafta sonunda olduğu gibi kırmızı kart sonrası hamleler konusunda tutucuydu. Rakibi 10 kişi kalmasına rağmen İzmir’de beşli defanstan vazgeçmemiş, Cenk’i ancak 87’de sokmuştu. Dün de İrfan Can’ı ancak 86’da soktu oyuna. Acaba bir rakip oyuncu kırmızı kart gördüğünde, yardımcılarından birisi Mourinho’ya sahada artık takımların 11’e 10 oynadığını hatırlatabilir mi? Zira Mourinho sanki biraz geç fark ediyor sahada fazla olduklarını!" (Hürriyet)
"Morinho böyle istedi"
Tayfun Bayındır: "Benfica Teknik Direktörü Bruno Lage, ustası Jose Mourinho’ya ilk maçta ciddi bir üstünlük sağladı. O üstünlük, dersine iyi çalışmanın getirdiği sonuçtu. Lage’nin izlemesi gereken bir tek maç vardı, o da ligdeki Göztepe karşılaşmasıydı. Benfica’nın hocası bunu son derece iyi yapmış, ona göre Ivanovicsiz bir kadroyla çıkıp, Fenerbahçe’nin kanatlarını kapatarak rakiplerinin ana damarlarını neredeyse kesti. İstediği bir de goldü, Allah’tan o olmadı.
İşte bu kadar kolay Fenerbahçe’yi çözmek... Son maçını birkaç kere dikkatlice izleyip oyuncularına defoları aktarınca, sarı-lacivertlileri durdurmak son derece kolay bir iş... Üreticisi olmayan, oyun kurucudan yoksun ve tek şablonla oynayan bir takımı çözmek için de zaten profesör olmaya gerek yok. Biraz sert oyun, kalabalık bir savunma, ne oynadığını bilmeyen Fenerbahçe’yi durdurmaya yetti de arttı bile...
Benfica son 20 dakikada 10 kişi kalınca, hani formatta biraz değişiklik olur mu, Mourinho kenardan hemen müdahale eder mi diye beklentiye girdik ama ne gezer... Gönül alma misali Talisca’yı oyuna soktu, maç biterken oyunu çevirecek iki kritik futbolcuyu hatırladı, hepsi o.
Görüyoruz ki Mourinho ısrarla sağda Semedo’nun, solda Brown’un çizgiye basmalarını istiyor. Yani ilerde geniş alan tercih ediyor. Etkili ve tutarsa çok olumlu sonuçlar doğurabilecek bir sistem. Ama bunun için mutlaka orta alanda yaratıcı bir oyuncuya ihtiyaç var. Bu futbolcu asla ve asla Szymanski değil. İyi bir Talisca belki de mevcutların içinde en doğru isim.
Son söz; çift ayaklı bir maçın ilkini gol yemeden kapatmak önemlidir. Ama ikinci 90 dakikaya çıkacak kaliteniz var mı, işte o soru işareti..." (Milliyet)