Türkiye'deki vaka artışları, virüsle mücadele için yeni, daha kısıtlayıcı önlemlere rağmen geldi. 

Peki Türkiye neyi yanlış yapıyor? 

‘’HATANIN ASLAN PAYI KAMUOYUNDA

İstanbul'da doktor olan Merve Taşyüz Polat, suçun çoğunu kamuoyuna yükleyerek, “İnsanlar kurallara uymaz ve kısıtlamalara uymaz. Pandemiye karşı mücadelede birincil araç, hükümetin koyduğu kısıtlamalar veya sokağa çıkma yasakları değil, sosyal mesafeyi gözlemlemek, el yıkamak vb. gibi kişisel önlemlerdir" dedi.

Polat, "İnsanlar umursamıyor" diye ekleyerek, “İnsanların yorulduğunu görüyorum. 

Ancak başından beri önemli bir çoğunluğu tehlikeye kayıtsız kaldı. İnsanlar bu kadar kayıtsızken salgını idare etmek imkansız" dedi. Polat, kötüleşen ekonominin sağlık durumu üzerindeki etkisinin farkında, ancak suçun daha çok Türkiye’nin “düzensizliği” olduğunu düşünüyor.

KISITLAMALARIN SİYASALLAŞMASI

Sorular, diğer hükümet kararlarının da üzerinde asılı kalıyor. Konunun siyasi hassasiyeti nedeniyle isminin gizli kalmasını isteyen üst düzey bir devlet yetkilisi, Middle East Eye’a, “Kısıtlamaların zamanlaması yanlıştı” dedi.

Türkiye, ilk Covid-19 tehdidine hızlı yanıt verdi. Hükümet, DSÖ salgını ilan ettikten birkaç gün sonra, Ocak 2020'nin başlarında Bilim Kurulu’nu kurdu. Ve ilk vakanın tespit edilmesinin
ardından, birkaç katı önlem alındı. 

Alışveriş merkezleri, berberler, restoranlar, okullar ve insandan insana temasın koronavirüsün yayılmasını hızlandırabileceği başka yerler kapatıldı. 

Ancak Ankara’nın pandemi politikalarını yakından takip eden yetkili, "Türkiye pandeminin gerisinde kaldı, eski kısıtlamaların sonuçlarına bakarak önlem almaya başladı" dedi. 

Başta olduğu gibi, Türkiye'nin bunun yerine “pandemiden daha hızlı olmaya çalışması gerektiğini” de sözlerine ekledi.

‘’GÜVENİLİRLİĞİNİ YİTİRDİ’’

Son zamanlarda vakalarda görülen artışın ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mayıs ortasına kadar sürmesi planlanan sokağa çıkma yasakları ve kapatmalar da dahil olmak üzere bir dizi başka kısıtlama getirdi. 

Ancak salgının yargı süreçlerine etkilerini yakından takip eden Avukat İbrahim Nuri Derinpınar için “hükümet güvenilirliğini yitirdi”. Vatandaşların sokakta tek başlarına bile olsa maske takmak zorunda olduklarını belirten Derinpınar, ‘’ancak insanlar tatile gidebilir veya turistler Türkiye'ye rahatlıkla gelebilir’’ dedi.

Bu tür diğer kararlar arasında, otobüslerde ve trenlerde sosyal mesafe yükümlülüklerinin kaldırılması ve siyasi partilerin tutarsızlığı - iktidar ve muhalefet - insanların hala kısıtlamalara uymaları beklenirken kitlesel toplantılar düzenlemelerine izin verilmesi yer alıyor.

‘’TUTARSIZLIK VAR’’

Türkiye’nin yeni günlük vakalarının dibe vurmasının hemen ardından Şubat ayında memleketi Rize’de düzenlenen büyük mitingde Erdoğan, "Salgın döneminde bir kongre düzenliyoruz ve salon tıka basa dolu" dedi. 

Bu toplantılar için izin, ilgili ilçelerdeki halk sağlığı müdürlükleri tarafından verilmektedir. Avukat Derinpınar, hükümetin kısıtlamalarının da yasal olarak sağlam olmadığını sözlerine ekledi.

Derinpınar, “Mahkemeler, hükümetin koyduğu kısıtlamaları ihlal edenlere polisin verdiği cezaları iptal ediyor. Tutarsızlıkların yanı sıra bu inandırıcılık eksikliği nedeniyle insanlar talimatlara uymakta isteksizler” dedi.

(Çeviri: polemikhaber)