Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü Kaynak Yönetimi ve Balıkçılık Daire Başkanı Doç. Dr. Mahir Kanyılmaz, denizlerimizde son dönemde hem ekosistem, hem balıkçılık, hem de insan sağlığı yönünden büyük tehdit oluşturan balon balığı hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Kanyılmaz, zehri siyanürden 1200 kat fazla olan balon balıklarının bu zehrinin ekonomik açıdan değerlendirilmesi için başlangıç aşamasını geçmiş önemli çalışmalar olduğunu belirtti.

TÜRKİYE'DEN ALDILAR

Doç. Dr. Kanyılmaz, “Bu çalışmalar yurt dışında, bir ülkenin (Kanada) önemli bir firması balon balığı alımıyla ilgili bizimle temasa geçti. Pandemi koşulları süreci etkiledi ama ilgili firma bir miktar balon balığı alımı gerçekleştirdi bilimsel çalışmalarında kullanmak üzere. Çok ciddi bir ağrı kesici ilaç üzerinde çalışılıyor" dedi.

AYAKKABI DA ÜRETİLİYOR

Bu zehirli balıkların çok sağlam ve kaliteli bir derisi olduğunu belirten Kanyılmaz, “Bizim de desteklediğimiz, çalışmalarına izin verdiğimiz birkaç firma var ve bunlar çok güzel ayakkabılar yaptılar balon balığı derisinden. Çok yakın zamanda balon balığı derisinden üretilmiş ayakkabıların bakanlığımızın da desteğiyle mağazalarda yerini alacağını ümit ediyorum. İlk ürünler yapıldı" şeklinde konuştu.

ZEHRİ, BESLENDİĞİ BİR BAKTERİDEN ALIYOR

Strese girdiği ya da kendini tehdit edecek başka bir canlı organizmayla karşılaştığında şişerek, cüssesi büyüyen balon balığının zehrinin nedenini de açıklayan Doç. Dr. Mahir Kanyılmaz, “Balon balığı aslında kendisi zehir üreten bir balık değil. Beslendiği, bulunduğu sulardaki ortamda bulunan bir bakteri türündeki toksinin balon balığının özellikle üreme organları, iç organları, deri ve kasında birikmesi sonucu oluşan bir toksin. Bu da balon balığının fizyoloji ve metabolizmasından kaynaklanıyor" dedi.

TATLI SU BARİYERİNİ GEÇEMİYORDU

Balon balıklarının 2000'li yılların ortalarından itibaren Türkiye kıyılarında görülmeye başladığını açıklayan Doç. Dr. Kanyılmaz, bildirilen sekiz tür olduğunu, tamamının ekositem ve insan sağlığı açısından tehlike oluşturduğunu belirtti. Doç. Dr. Kanyılmaz, balon balıklarının Akdeniz ve Ege'ye geliş şekil ve sebeplerini ise şöyle anlattı:

“Sadece 'İklim değişikliği etkiledi, Süveyş Kanalı'ndan geldi' değil, bunun bir hikayesi var. Süveyş Kanalı yaklaşık 150 yıl önce açıldı, balon balığı son 20 yıldır sularımızda görülüyor. Neden son 20 yıl, gerek küresel iklim değişikliği, gerekse Nil nehrinin üzerine çok fazla sayıda baraj yapılması, Nil nehrinin Süveyş Kanalı'nın önüne gelen tatlı suyu azalttı. Sadece tatlı suyu değil, Süveyş Kanalı yapılmadan önce üzerinde bulunan tatlı su gölleri vardı, o göllere de Nil nehrinden su geliyordu ve birkaç yerde tatlı su bariyeri vardı. Balon balığı tuzlu su balığı olduğundan o tatlı su bariyerini geçip gelemiyordu."

SEBEP İNSAN ELİYLE DOĞANIN BOZULMASI

Suların azalmasıyla aradaki tuzluluk farkı kaybolduğu için balon balıklarının önce Mısır'ın Nil Nehri açıklarına, İsrail bölgesinden yukarıya doğru yayıldığını ve Türkiye kıyılarına kadar ulaştığını aktaran Doç. Dr. Kanyılmaz, "Sonra kıyılarımızdan hızla Ege ve daha yukarıya doğru ulaştı ve ulaşmaya devam etmesi bekleniyor. Bu durumda küresel iklim değişikliğine sebep olan insanoğlunun ve insan eliyle doğanın bozulmasının sonuçları balon balığı gibi Indo-Pasifik kökenli bir türün ülkemiz sularına gelmesine neden oldu. Bu da tüm insanlığın çevreye, ekosisteme duyarlı olması, çevre dostu bir yaşam sürmesi gerektiği sonucunu ortaya koyuyor. Balon balığında sadece Süveyş kanalı değil, insan etkisi de ortada" diye konuştu.