DİYABET NEDİR?

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Güzin Oğuz Yıldırım, diyabeti “insülin eksikliği ya da insülin etkisindeki sorunlar nedeniyle organizmanın karbonhidrat, yağ ve proteinlerden yeterince yararlanamadığı, sürekli tıbbi bakım gerektiren, kronik, geniş kapsamlı bir metabolizma bozukluğu” olarak tanımladı.

DİYABET PEK ÇOK ORGANA HASAR VEREBİLİYOR

Göz damarlarının bozulduğu ve hastalığa has diyabetik retinopati adı verdiğimiz görme kaybına sebep olmaktadır.

Ayak ve el parmak uçlarından başlayarak hissizlik ve yanlış his gelişimi ile yaşam kalitemiz için oldukça büyük risk teşkil etmektedir. 
(periferik nöropati)

Sindirim sorunlarımızdan cinsel hayatımıza kadar yine yaşam kalitemizi bozmaktadır. (Otonom nöropati)

Diyalize kadar ilerleten böbrek hastalıklarında 1 numaralı sebep yine diyabettir. (Diyabetik nefropati)

Bağışıklık sistemimizi bozarak birçok fırsatçı mikroorganizmanın vücudumuzda enfeksiyona sebep olmasını kolaylaştırır.

Oluşan yaralarımızın iyileşmesini zorlaştırır, geçirmemiz gereken ameliyatları riskli hale getirir ve ameliyat sonrası dönemde de risk artışı ile ayağa kalkma, düzelme süresini uzatır.

DİYABETİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Çok idrara çıkma ve çok su içme, çok yemek yeme veya iştahsızlık, çabuk yorulma, ağız kuruluğu ve noktüri (gece idrara çıkma) sayılabilir. Daha az görülen belirtiler ise bulanık görme, açıklanamayan kilo kaybı, inatçı infeksiyonlar, tekrarlayan mantar infeksiyonları ve kaşıntı olarak sıralanabilir” dedi.

Tip 1 Diyabet, çocuk ve gençlerde görülüyor

“Diyabetes mellitus” de denilen şeker hastalığının çeşitli formları olduğunu ifade eden Yıldırım, “Tip 1 Diyabet dediğimiz genellikle çocukluk ve gençlikte tespit edilen insülin yokluğu veya pankreas hücrelerine karşı vücut savunma hücrelerinin geliştirdiği salgılarla deforme olmasından kaynaklanmaka olup ancak vücudun yapamadığı insülini dışardan vücuda sağlayarak metabolizmayı dengede tutabilmekteyiz” dedi.

Tip 2 diyabet doğru beslenme ve kilo kontrolü ile önlenebilir

Dr. Güzin Oğuz Yıldırım, Tip 2 Diyabet denilen olguda ise insülin direnci adı verilen hücre çeperi alıcılarındaki bozukluğa bağlı olarak organizmanın ürettiği insülinin kullanımında sorunlar ortaya çıktığını söyledi. Dr. Yıldırım, Tip 2 Diyabet hastaları için kan şekerini olması gereken düzeyde tutmayı sağlayan tabletler, cilt altı enjeksiyonlar, insülinler, insülin pompaları kullanıldığını söyledi. Dr. Yıldırım, hayat tarzı değişikliği ve kilo kontrolü sağlamanın Tip 2 diyabetten korunmada önemli olduğunu vurguladı.

Diyabette ne zaman insülin tedavisine geçilmelidir?

Tip 1 Diyabetliler için insülin tedavisinden başka seçeneğin olmadığını ve hemen başlanması gerektiğini kaydeden Dr. Güzin Oğuz Yıldırım, “Tip 2 Diyabetliler için ise insülin kullanımına dair hekimlerin tedavi yaklaşımları değişmekle birlikte hastaların hayati risk taşıdıkları hastanede tedavi edilmeleri gereken durumlarda insülin kullanımı en güvenilir yoldur. Bunun dışında ilk tespitte oldukça yüksek kan şekeri varsa ve HbA1c dediğimiz ortalama 3 aylık kan şekerini öngörmemizi sağlayan testin % 10 ve üzeri olması durumunda pankreası dinlendirmek ve yaşam değişikliği adaptasyonunu sağlayana kadar insülin tedavisi tercih etme