Liverpool John Moores Üniversitesi'nde görevli bir sinirbilimci ve duygusal dokunma alanında önemli bir isim olan Francis McGlone, "Bir şeyin eksik olduğunu fark etmeye başlayabiliriz, ancak bunun dokunma olduğunu her zaman bilemeyeceğiz" diyor. "Ancak yalnızlık sorunu hakkında konuştuğumuzda, genellikle apaçık olanı görmezden geliriz: Yalnız insanların anlamadığı şey dokunmaktır" dedi.

"FARK ETTİĞİMİZDEN ÇOK DOKUNUYORUZ"

Oxford Üniversitesi'nden evrimsel psikolog Robin Dunbar, dokunmanın psikolojik ve fiziksel sağlığımız üzerinde büyük bir etkisi olduğunu söylüyor. Dunbar, “Yakın arkadaşlarımız ve ailemizle, fark ettiğimizden daha fazla birbirimize dokunuyoruz” diyor. Pandemi devam
ederken, çoğumuz derin stresle dokunma rahatlığı olmadan baş etmeye çalışacağız.

KORTİZOLÜN ETKİSİNİ YATIŞTIRIYOR

Dokunma, stres ve acının fiziksel ve duygusal etkilerini hafifletebilen bir şeydir. Bir araştırmacı, "Yüksek stres zamanlarında dokunulmak, özellikle stres hormonu olan kortizolün etkilerini yatıştırmada, daha iyi başa çıkmamıza yardımcı oluyor" dedi. Çok fazla dokunulmamaya alışkın olsak bile, bir süre sonra ihtiyaç fiziksel olarak hissedebilir duruma gelir ve bu, bazen "cilt açlığı" veya "dokunma açlığı" olarak tanımlanır.

DOLAYLI DOKUNUŞ ÇARE DEĞİL

Temastan yoksunluk zamanlarında, diğer insanlardan aldığımızın gerçek bir ikamesi yoktur, ancak kendimizi rahatlatmanın yolları vardır. Fotopoulou'nun laboratuvarı yakında pandemi sırasında yürütülen ve başkalarının acısını hissedebildiğimizi düşündüğümüz gibi, dolaylı
olarak da dokunmayı deneyimleyebileceğimiz teorisine dayanan bir çalışma yayınlayacak.

Araştırmacılar, dokunuşu görmenin (örneğin televizyonda veya filmlerde) bize dokunma duygusunun bazı faydalarını sağlayabileceğini keşfettiler. Fotopoulou, "Buna 'dolaylı dokunuş' denir" diyor ve ‘’Başkalarının acılarını ve zevklerini de sadece onları "görerek" hissedebiliriz ancak bu kalıcı veya tam bir ikame değil, kısmi bir ikame" şeklinde ekliyor. (Guardian)

Çeviri: İsmail Cömert / polemikhaber.com