Araştırmacılar, 104 ülkede alınan bin 52 ayrı örneğin yüzde 43.5'inde antidepresanlar, ağrı kesiciler ve antibiyotikler gibi ilaçlarda bulunan maddelerin nehirlerde tehlikeli derecede bulunduğunu ortaya çıkardı. 

Araştırmacılar, birden fazla örneğin alındığı 137 geniş alandan yüzde 34.1'inin "ekolojik endişe" oluşturduğunu belirtti. Birleşik Krallık'taki York Üniversitesi'nden Alejandra Bouzas-Monroy, "Bulgularımız, dünyadaki nehirlerin çok yüksek bir oranının ilaç kirliliği tehdidi altında olduğunu gösteriyor" dedi.

‘TÜRÜNÜN İLK ÖRNEĞİ’

Yeni raporu Environmental Toxicology and Chemistry dergisinde yayınlanan Bouzas-Monroy, "Bu nedenle, bu maddelerin çevreye salınımını azaltmak için çok daha fazlasını yapmalıyız" dedi. Ekibinin Avrupa, Kuzey Amerika, Avustralya, Asya ve Afrika'ya dağılmış örnekleri analiz ettiği Bouzas-Monroy, türünün "gerçekten ilk küresel değerlendirme" olduğunu ekledi.

Bilim insanları, çeşitli ilaçlara uzun süreli, düşük düzeyde maruz kalmanın sağlık sonuçlarının ne olabileceğinden emin değil. Tabii ki, ilk kurbanlar, biyolojik süreçleri yüksek dozlarda insan ilaçları tarafından bozulabilecek balıklar ve diğer su canlılarıdır.

Yeni küresel raporun araştırmacıları, "Genel olarak, sonuçlar ilaç bileşenlerinin yarattığı kirliliğinin dünya nehirlerinin sağlığını olumsuz yönde etkileyen küresel bir sorun olduğunu gösteriyor. Sorunun üstesinden gelmek ve konsantrasyonları kabul edilebilir bir düzeye indirmek için acilen çalışmaya ihtiyaç var" diye kaydetti. (New York Post)