Sağlık Bakanı Koca, Bilim Kurulu toplantısının ardından konuştu. Bakan Koca özetle şunları söyledi:

NORMALLEŞMEYİ ÖNCELEYEN BİR DÖNEME GEÇİYORUZ: Yerinde karar dönemi. Elbette sağlık, tedavi ve hastalıkla mücadele konularında Bilim Kurulmuz çalışmalarına bütün hızıyla devam edecek ancak artık salgının sosyal hayata etkileriyle mücadeleye de odaklanacağız.

AŞILAMA PLANINDAKİ İLK AŞAMANIN SONUNA YAKLAŞTIK: Bilim kurulumuzca hazırlanan plan dahilinde bugüne kadar aşılama çalışmalarında yaklaşık 1 buçuk milyonu 2. doz olmak üzere 8 milyon doz aşı seviyesine ulaştık. Aşılama planındaki ilk aşamanın sonuna yaklaştık.

AŞI KITLIĞI YAŞANAN BİR ZAMANDAYIZ: Aşı tedariğine paralel olarak ortaya koyduğumuz performansla küresel düzeyde en başarılı ülkeler arasındayız. Aşıyı hazır temin eden ülkeler içinde en hızlı ve en çok aşılamayı başarmış durumdayız. Ancak aşı temennide tüm ülkelerin önemli sorunlar ve aksaklıklar yaşadığı böyle bir dönemde yeterince yüksek hızda ve sistematik olarak aşı programını uygulamış olsak da nüfusu oranla daha kat etmemiz gerek çok yol var. Temin ettiğimiz aşıya rağbet artıyor. Bu tercihimizin doğruluğunu tasdik etsek de lojistik ile ilgili tehdidi artıyor. İlgi gören her ürünün temininde güçlük vardır. Kaldı ki deyim yerindeyse aşı kıtlığı yaşanan bir zamandayız. Zaman zaman aşılama sayısında azalma ya da artış olması tamamen lojistik gerekçelerle bilinçli olarak planlanmaktadır. Bugün aşıyı temin edebilirken yarın temin edilebileceğinin garantisini kimse veremez. Aşı tedariğinde her an aksaklık yaşanabilir. Program kesintileri uğrayabilir. Bunu yaşamamanın tek yolu, kendi aşımızı üretmektir. Bildiğiniz gibi bu konuda da çok önemli mesafeler almış durumdayız. Bugün itibariyle açıkça ifade etmek isterim bir tedarik ve planlama sorunumuz yok. Bu önemli bir güvencedir. Birinci doz aşısı olan tüm vatandaşlarımızın ikinci doz aşıları güvence altındadır. Ancak daha güvenli olanı, kendi aşımıza sahip olmaktır.

AŞI OLDUĞUMUZ GÜN KORUMA BAŞLAMIYOR: Aşıyla ilgili bir hakikati daha hatırlatmak isterim. Aşı olduğumuz gün koruma başlamıyor. İkinci doz aşıyı olup üzerinden 14 gün geçtikten sonra aşılanmış oluyoruz. Yani ilk aşı olduğumuz günden 42 gün sonra. Bu 42 gün ve 42 gün kendimizi daha iyi korumak zorundayız. Ayrıca, tüm nüfusumuzun en az yüzde 60’ını aşılamadan aşı güvencesini elde etmiş olmuyoruz. Aşının ilk dozunu yaptırmış olmak, bizi rehavete değil tedbire sevk etmeli.

MUTASYONLU VİRÜSE DE DİKKATE ALMAK MECBURİYETİNDEYİZ: Bu noktada ülkemizde de her geçen gün sayısı artan mutasyonlu virüse de dikkate almak mecburiyetindeyiz. Bazı illerimizde buna yönelik özel planlarımız var. Vaka sayılarındaki artış, bazı illerimizin diğerlerinden daha geç normalleşme sürecine geçmesine neden olabilecek. Virüsün kendisi de mutasyona uğramış halleri de aynı şekilde yayılıyor ve korunma yöntemler de aynı.

FAALİYET SERBESTLİĞİ ÇALIŞMASINI KABİNEMİZE ARZ EDECEĞİM: Tedbir hala en güçlü silahımız. Geçtiğimiz haftalarda iller düzeyinde 100 bin nüfusa düşen haftalık vaka sayılarını paylaşmaya başladık. Ve salgın yönetiminde yerinde karar dönemine geçeceğimizi duyurmuştuk. Bu verileri her hafta düzenli olarak paylaşmaya devam edeceğiz. Vaka sayılarıyla birlikte pozitif test oranı, yoğun bakım doluluk oranlarımız ve entübe edilen hastalardaki değişim gibi faktörleri de illerimizdeki risk durumuna etki etmektedir. Belirttiğim parametreler göre illerimizin risk düzeylerini düşük, orta, yüksek ve çok yüksek riskli olarak ilan edeceğiz. Bu risk durumlarına göre farklı iş kollarımızın faaliyet serbestliği konusunda Bilim Kurulmuzun çalışmasını Sayın cumhurbaşkanımızın Başkanlığında kabinemize arz edeceğim. Alınan kabine kararlarını da kabine toplantısı sonrasında tensipleri halinde sayın Cumhurbaşkanımız açıklayacaklardır.

GÜVENLİK KUVVETLERİMİZ, DENETİMLERİ ARTIRACAK: Yerinde karar dönemiyle birlikte, kurallar uyum doğrultusunda güvenlik kuvvetlerimiz, denetimleri artıracak. Bu hususta sayın İçişleri bakanımız da yaptığımız görüşmede kendileri de kararlılıklarını ifade ettiler. Ülkemizin bir an evvel normal koşullarını dönemsi için milletimizin sağlık ve sıhhatini muhafaza için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

EN UCUZA ALAN TÜRKİYE: Özellikle, bu dönemde dünyada aşı savaşının yapıldığı bir dönemi yaşıyoruz. Ve ülkeler arası ticari sır olarak kalması gereken bilgilerin ifşa edildiğini görüyoruz. Ülkeler arasında bunun ilişkileri etkileyebileceğini ve özellikle ücret vb. noktalarda bunun ticari sır olarak kalmasını, sözleşmeye de konduğunu ve bu nedenle de fiyat özellikle söylememiştim. Ama şunu ifade etmiştim. Vatandaşımız bunu çok iyi bilsin biz aşıyı, dünyadaki bütün ülkelerin aldığı fiyattan en ucuza alan ülkeyiz. Bu iddiamın hala arkasındayım.  Dolayısıyla bu ülkelerarası karşılıklı sözleşmeyle de ticari sır olarak korunması gereken bir durumdu. Bunu çok rahatlıkla açıklayabilirdim. Rakamı söylediğimde bunun dünyadaki aşı fiyatlarından düşük olduğunu zaten herkes biliyor olacaktı. Ama bu aşı sadece Türkiye’ye satılmıyor. Birçok devletlere satılıyor. Bu devletlerin aldığı fiyattan daha ucuza, en ucuza alan Türkiye. Ve bunu aldığımız gibi biz bu dönemde üstelik bu aşıyı daha önce de söylemiştim. Teminat olmadan almayacağımızı ifade etmiştim. Yani bu aşı eğer biz bu bağlantıları çok erken yaptık. Eğer faz 3 çalışması uygun çıkmamış olsaydı, eğer devamında Türkiye kendi yapması gereken tetkiklerden olumlu sonuç almamış olsaydı bu aşıyı biz almamış olacaktık. Dolayısıyla bununla ilgili teminatları dahi garantiye aldık. Dünyanın da aşıyla ilgili bu sözleşmeleri doğru dürüst yapmadığı dönemde.

ÜRETİCİ FİRMA AŞIYI BEDAVA BAĞIŞLAR MI:Burada iddia şu, deniyor ki: 'üretici firma bir milyon doz aşı üretti ve bu bir milyon doz aşıyı Türkiye’ye aslında bedel almadan bağışladı ama distribütörü olan firma ise bunu devlet malzeme ofisine yani devlete fatura etti. Üretici firmanın bağışlamış olduğu veya bedelsiz verdiği aşıyı, üretici firma fatura ederek devletten 12 milyon dolar para aldı. İddia bu'. Aşı savaşının olduğu bir dünyada üretici bir firma bir ülkeye aşıyı bedava bağışlar mı? Bunun akılla izahı var mı? Bunun üzerine biz dedik ki, biz sözleşmemiz gereği size vermemiz gereken bir bedel var. Bu bedeli biz ödüyoruz. Böyle bir iddia var bu nedir? Firmanın bize cevabı: “Bu aşıyla ilgili buradaki amaç, siz bizden teminat istediğiniz için biz teminatı sağlayamamıştık. Bu nakit akış yönetimini sağlamak için biz distribütörümüz olan bizi de temsil eden firmaya biz bedelsiz olarak verdik ama biz sizden ücretini olduğu gibi aldık.

KİMSE İÇİN ÖZEL BİR DURUM SÖZ KONUSU DEĞİL: Bu mücadelenin siyasi arenaya sokmamak konusunda kararlıyım. PCR testimiz hekimlerin sorumluluğunda. Özel bir durum söz konusu değil. Hekim sorumluluğunda hekim talebiyle PCR testi yapılır. Kimse için özel bir durum söz konusu değil. 

100 MİLYON DOZ İÇİN SÖZLEŞME YAPILDI: 24 Kasımda biz Sinovacla sözleşme yaptık. Toplam devamında 50 milyon doz için yapıldığını söylemiştim 100 milyon doz için sözleşme yapıldı. Biontechle 4,5 milyon'dan 30 milyona kadar opsiyonel. Sputnik'le ilgili Türkiye'de toksikolojisi başladı. Onunla ilgili de ayrı bir hazırlığımız devrede. Rus aşısının Türkiye'de üretimiyle ilgili bir hazırlık. AStraZeneca'yla görüşmelerimiz de bugünlerde daha yoğun. Zannediyorum önümüzdeki 1-2 hafta içerisinde bir ön sözleşme imzalanabilir. Bizim amacımız en geç bu Mayıs ayında aşılama sürecini tamamlamak. 105 milyon doz aşıya erişeceğimizi biliyoruz. Şuan net kesin olan en geç Mayıs sonuna kadar. Bu 52,5 milyon kişinin aşılanması demek