Avrupa'da, bölge nüfusunun yüzde 10'undan daha azının ilk doza erişimi var. Bu, kıta çapında çifte vatandaş olan veya birden fazla ikametgahı olan birçok insanı, aşı olmak için başka yerlere gitmeye teşvik etti.

‘AŞI OLMAK İÇİN EVİME DÖNECEĞİM’

Ghent Üniversitesi'nde hukuk öğrencisi olan 29 yaşındaki Monzer Alaily, "Kendimi Belçika'daki yazdan önce aşı yaptıracağımı düşünmüyordum ve bu yüzden, Temmuz ayında aşı olmak için evim olan Suudi Arabistan'a gitmeye karar verdim" dedi.

Şu ana kadar Belçika nüfusunun yalnızca yüzde 5'i tamamen aşılanmıştır ve ülke yaşlılara ve yüksek riskli hastalara öncelik vermektedir. Ailesini bir yıldır görmeyen Alaily için aşıyı Suudi Arabistan'da yaptırmak daha hızlı bir seçenekti çünkü krallık, yaşına ve sağlık durumuna bakılmaksızın her vatandaşın ve ikamet eden kişinin kaydolmasına izin veriyor.

‘ETİK DEĞİL’

Tıbbi nedenlerle turizm yeni bir şey olmasa da, COVID-19 aşısı için seyahat etmek etik zorluklar yaratıyor. 

Harvard Üniversitesi’nin Hukuk Fakültesi'nde sağlık alanında uzmanlaşmış bir profesör olan Glenn Cohen, "Avrupa'da, bir kişinin kelimenin tam anlamıyla başka bir ülkeye araba kullanması, aşı yaptırması ve eve veya ikamet ettiği yere dönmesi, etik olmayan bir turizm olarak beni etkiliyor" dedi.

Cohen, "Bu, COVID-19'un yayılma riskini artırıyor ve o ülkenin yasalarına göre buna hakkı olan birinden bir aşı alıyor olabilirsiniz. İnsanlar aşı turisti olarak kendilerini ve başkalarını riske atıyor” şeklinde ekledi.

‘TURİZM YERİNE İHRACAT’ ÖNERİSİ

Profesör Cohen, bu yasal gerekliliklerin, belgesiz göçmenler gibi savunmasız toplulukları aşırmaya çalışmaktan caydırabileceğine inanıyor. Bu sebeple Cohen, dünyadaki her ülke yeterli dozu alana kadar aşı turizminden ziyade aşı ihracatını teşvik etmeyi öneriyor.

(Al Jazeera, Çeviri: polemikhaber)