Covid-19 pandemisi ile birlikte uzaktan eğitime geçilmesinin üzerinden bir buçuk yıl gibi uzun bir süre geçti. 6 Eylül'de 2021-2022 eğitim öğretim yılının 1. dönemi başladı.

İlkokul, ortaokul ve lise öğrencileri yüz yüze eğitim almaya henüz başlamışken Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Türkiye genelinde toplamda 198 sınıfta Covid pozitif vakası çıkması ile bu sınıflarda yüz yüze eğitime ara verildiğini açıkladı.

Bakan Özer, aynı zamanda sınıflarda ortaya çıkan vakalar için de okul dışı ortamları işaret etti. Bakan Özer’in de yakındığı okul önü kalabalıkları yerinde inceledik.

Özellikle ilkokul çağındaki çocukların aileleri, okul çıkışlarında, okulların kapı önlerinde çocuklarını beklerken ciddi kalabalıklar oluşmasına neden oluyor.

Bu durum devlet – özel fark etmeksizin neredeyse tüm okullarda yaşanıyor.

Çocuklarını okuldan almak için kalabalık halinde aynı noktalarda bekleyen aileler de kalabalığın içinden geçen öğrenciler de büyük risk altında.

“GİRİŞ-ÇIKIŞLARIN ÇOĞALTILMASI GEREKİYOR”

Kağıthane Çağlayan'da bulunan Ziyapaşa İlkokulunda okuyan çocuğunu, okul çıkışında bekleyen Selim Yıldız, “Okula giriş-çıkışların çoğaltılması gerekiyor. Birkaç kapı daha açılsa, her kapıya bir memur bırakılsa sorun olmayacak” görüşünde. Kalabalık olduğunda bazen kavgaların da olduğunu söyleyen Yıldız, “Geçen günlerde bir veli, girişi kapatıyordu, öğretmen uyarınca öğretmene saldırdı. Trafikte kalabalığı etkiliyor. Okulun önünden geçen yol trafiğe kapatılmalı. En azından giriş-çıkış saatlerinde kapatılmalı. Velilerde de suç var. 10'ar dakika arayla çıkıyor her sınıf. Herkes sırasını beklese kenarda, kapı ağzı böyle olmaz. Bizim saatimiz belli kenarda bekliyoruz ama şurada 150 veli varsa 50 kişi kenarda bekliyoruz” diye konuştu.

“KAOSU ASLINDA VELİLER YARATIYOR”

Kalabalıktan uzakta çocuklarını okuldan almak için bekleyen Sibel Kaçmaz da sorunun daha fazla giriş-çıkış kapılarının açılması ve uzun süreli zaman aralıkları yapılarak çözüleceği inanıcında.

Kaçmaz, “Sınıflar 30-35 kişilik. Sınıf mevcudunun azaltılması gerekiyor. Bu okulda duyduğumuza göre bir kaç sınıfta pozitif vaka çıkmış ama 2 kişinin aynı anda olduğu sınıf olmadığı için karantina olmadı. Biz de korkuyoruz, çocuklarımıza bulaşmasından. Önlemlerimizi alıyoruz. Hijyen olsun maske olsun, çocuklarımıza kendilerini korumalarını, temizliklerini nasıl yapacaklarını anlatıyoruz ama ne olacağı belli olmaz. Kaosu aslında veliler yaratıyor. Bilinçsiz davrandıkları için yığılma oluyor. Çocuklarda mecburen o kalabalığa maruz kalıyor. Aralarından geçmek zorunda kalıyorlar” ifadelerini kullandı.

“YETERLİ TEDBİRLER ALINMADAN BAŞLATILDI”

Eğitim-Sen eski Genel Başkanı eğitimci Feray Tekin Aydoğan, yüz yüze eğitimin ilk haftasında okullardan vaka ve karantina haberlerinin gelmesinin en büyük nedenin yeterli tedbir alınmaması olduğunu söyledi.

Aydoğan, “Alınması gereken önlemler son derece açık iken, yeterli tedbirler alınmadan başlatıldı. Eğitime yeterli bütçe ayrılmadığı, ek derslik sağlanmadığı, yeterli öğretmen ataması yapılmadığı, gerekli fiziksel koşulların sağlanmadığı durumda karantina ve vaka haberlerinin hızlıca artacağı da kesindir” ifadelerini kullandı..

“YÜZ YÜZE EĞİTİM 40, 50, 60 KİŞİLİK SINIFLARDA DEVAM ETTİRİLİYOR”

Kalabalık okullar ve sınıflar sorununun devam ettiğini belirten Tekin Aydoğan, “Yoksul mahallelerde bulunan okullar başta olmak üzere salgında yüz yüze eğitim 40, 50, 60 kişilik sınıflarda, fiziki mesafe sağlanması mümkün olmadan devam ettiriliyor. Bu koşullar devam ederse önümüzdeki haftalarda salgın yayılımı okullarda daha da artacak. Yüz yüze eğitimin henüz 6. gününde Kocaeli'de en az 17 okulda, Eskişehir'de en az 10 okulda ve ülkenin hemen her yerinde sınıflar karantinaya alındı” ifadelerini kullandı.

“GEREKLİ ÖNLEMLERİ ALMADIĞI GERÇEĞİNİN ÜSTÜNÜ ÖRTME ÇABASIDIR”

Veliler ve öğrencilerin aşılama takip sistemine dahil edilmediğine dikkat çeken Aydoğan, “Milli Eğitim Bakanı'nın sınıflardaki bulaş ve pozitif vakalar için okul dışı ortamları işaret etmesi de MEB' in kamusal eğitim ve yüz yüze eğitim için gerekli önlemleri almadığı gerçeğinin üzerini örtmeye çalışmak ve sorumluluktan kurtulma çabasıdır” değerlendirmesinde bulundu.

“OKULDA BULUNULAN SÜRE AZALTILMALI”

Ülke genelinde bağlayıcı kararların alınması gerekliliğine dikkat çeken Aydoğan, “Mutlaka ders süreleri azaltılmalı, sınıflar seyreltilmeli, okulda bulunan süre azaltılmalıdır. Eğitime yeterli bütçe ayrılmalı. Aşı, hijyen, havalandırma, fiziki mesafe tüm önlemler bir an önce hayata geçirilmelidir” uyarısında bulundu.