Sosyal olarak dışlanmış “cüzzamlı” metaforu, ister erken dönemdeki Covid-19 hastalarına yönelik damgalanmayla ilgili medya raporlarında, isterse İtalya ve Brezilya'daki politikacılar tarafından “cüzzamlı koloniler” olarak görülmekten şikayet etsinler, sıklıkla kullanılmıştır.

‘’PANDEMİ KÖTÜ ETKİLEDİ’’

İngiliz yardım kuruluşu The LeprosyMission'ın küresel savunuculuk müdürü Mathias Duck, “Bu tür bir dil, hala acı çeken insanlara karşı bir zihniyeti sürdürüyor. Etkilenen insanlar pandemiden önce zaten marjinalleştiriliyordu ve pandemi, cüzamı öncelik listesinde daha da aşağı itti" dedi. 

Geçen hafta insan hakları konseyine sunulan bir BM raporuna göre, cüzzamdan etkilenen insanlar tedaviye erişimi kaybetti, ilaç kaynakları bozuldu, işten ayrıldı ve çok sayıda Covid-19'dan öldü.2019’da yayınlanan bir BM raporu, tedavi edilebilir bir durum olmasına rağmen cüzzamın damgalanmasının, hastalıktan muzdarip birçok kişiyi, düzenli iş veya sağlık hizmetlerine erişemeyecekleri ve hatta topluluklarından sürgün edildikleri savunmasız konumlara ittiğini söyledi.

‘’ADIMIZLA ANIN’’

Cüzzamdan kurtulmuş olan Duck, “cüzzamlılar” terimini aşağılayıcı bir şekilde kullandıklarında, çok az kişinin hala kaç kişinin bu hastalıktan muzdarip olduğunu fark ettiğini söyledi.Ortaçağ ile ilişkilendirilmesine rağmen, cüzzam hala dünya çapında bulunur. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre 2019 yılında 161 ülkede 200 binden fazla vaka tespit edildi.Duck, "Cüzzamdan etkilenen çoğu insanın istediği şey, durumlarına göre değil, adıyla anılmaktır" dedi.

Cüzzama neden olan bakteri damlacıklar yoluyla yayılır ancak yavaş çoğalır, yani bir kişinin semptomları yaşaması yıllar alabilir. Hızlı bir şekilde teşhis edilip tedavi edilirlerse ciddi sakatlıklardan kaçınılabilir, ancak bunu yapan programların çoğu, özellikle sağlık sistemlerinin Covid-19 vakaları tarafından boğulmuş ülkelerde, pandemi sırasında zarar gördü.

 (Guardian)