Dünyanın dört bir yanındaki Covid-19 hastalarını tedavi eden yüzlerce sağlık çalışanı, pandemi sırasında sözlü, fiziksel ve bazen yaşamı tehdit eden saldırılar yaşadı ve insan hakları savunucularından derhal harekete geçme çağrılarına yol açtı.

‘’YAPAY BİR DURUM YARATTIK’’

BM sağlık hakkı özel raportörüne göre, yeni varyantların Hindistan gibi ülkelerde hasara yol açması ve bazı ülkelerde gecikmeli olarak aşı programlarının uygulanmaya başlaması nedeniyle sağlık çalışanlarına yönelik saldırıların artması bekleniyor.

Tlaleng Mofokeng, "Covid-19’un ek stresiyle bu saldırılar artacak" diyerek, "Zaten sağlık çalışanı sıkıntısı var ve birçoğu öldü. Bunun da ötesinde, gelişmiş dünyanın aşı biriktirdiğini biliyoruz, ilaç şirketlerinin fikri mülkiyetlerini paylaşmak istemediklerini biliyoruz. Daha da
fazla kıtlığın olduğu yapay bir durum yarattık” şeklinde ekledi.

Kendisi de bir doktor olan Mofokeng, bu saldırıların "cesaret kırıcı ve hayal kırıklığı yarattığını" söyledi. Sağlık personeline yönelik şiddetin yeni olmadığını, ancak Covid-19’un hükümet liderliği ve halk sağlığı sistemlerine yatırım eksikliğinden doğan karmaşık koşullara sahip olduğunu söyledi.

Mofokeng, “Hükümetler başarısız olduğunda, boşluğu dolduran ve sağlık sistemlerinin çökmemesini sağlayanlar sağlık çalışanlarıdır” dedi ve “Fakat bu şartlar altında bunu daha ne kadar yapabilirler?” diye ekledi.

‘’BUZDAĞININ GÖRÜNEN KISMI’’

Uluslararası Kızılhaç Komitesi'nin (ICRC) son rakamlarına göre, geçen yıl Şubat-Aralık ayları arasında Kovid-19 ile bağlantılı 848 şiddet olayı kaydedildi. 

ICRC'nin Tehlikedeki Sağlık Hizmetleri Girişimi Başkanı Maciej Polkowski, bu sayının muhtemelen "buzdağının görünen kısmı" ve "çok daha yaygın bir fenomenin" parçası olduğunu söyledi. Birçok olay bildirilmiyor.

ICRC analizi, olayların büyük çoğunluğunun, hastaların veya yakınlarının sağlık çalışanlarına saldırdığı ve bazen ciddi sonuçları olan kişiler arası şiddet olduğunu gösterdi.

(Guardian, Çeviri: Polemikhaber)