Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS), Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından 26 Nisan 2025 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan kontrast madde teminine yönelik 10 Haziran'da başlayacak yeni düzenlemeler için Danıştay'da dava açarak, öncelikle yürütmeyi durdurma sonrasında ise ilgili maddenin iptalini istedi.
Radyoloji alanında kontrast madde çok önemli bir rol oynuyor. Bu maddeler sayesinde doktorlar daha kesin tanılar koyabiliyor. Görüntüleme teknikleri arasında yer alan X-ışını, BT ve MRG cihazları bu maddeleri kullanarak dokular arası farkı belirginleştiriyor. Özellikle iyot içeren ajanlar ve gadolinyum bazlı çözümler en çok tercih edilen ilaçlardan. Hastalıkların doğru tespiti için bu maddeler vazgeçilmez olup kontrast maddelerin kullanımı teşhis ve tedavi süreçlerinde kritik bir öneme sahip. Türkiye'de yaklaşık 3 bin 600 BT ve MRG cihazı mevcut olup, toplamda günlük yaklaşık 130 bin tetkik yapılıyor. Bu tetkiklerin önemli bir kısmı ayaktan hastalara yönelik olup kontrast madde kullanılarak yapılıyor.
Konu ile ilgili açıklama yapan TEİS Genel Başkanı Nurten Saydan, 26 Nisan tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan Sağlık hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu Kararının 8. maddesini ve aynı gün aynı tarih sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik yapılmasına Dair Tebliğin 9. maddesinin 1. fıkrasının b bendini yargıya taşıyarak Danıştay'da dava açıklarını belirterek, "Bu düzenlemeler yayım tarihinden 45 gün sonra yani 10 Haziran 2025’te yürürlüğe girecek olup vatandaşların sağlık hakkını ihlal edecekti" dedi.
'İLACA VE TEDAVİYE ULAŞIM KISITLANACAK'
Saydan, şunları kaydetti:
"Yapılacak bu düzenleme ile, bahse konu radyoopak ilaçlar SGK kapsamında reçete edildiklerinde serbest eczanelerden temin edilemeyecek, sadece SGK ile anlaşmalı hastane eczanelerinden temini sağlanacaktır. Bu düzenleme, Türkiye’nin her noktasında hizmet veren 30 bin serbest eczane aracılığıyla her an sağlanabilen radyoopak ilaç teminini durduruyor ve hastaları sınırlı sayıdaki büyük kamu hastanelerine bağımlı hale getiriyor. Özellikle küçük yerleşim birimlerinde devlet hastanelerinin stoklarında radyoopak ilaç mevcut değilse, hastalar beklemek veya başka ilçelere/illere gitmek zorunda kalacak, ilaca ve tedaviye ulaşım kısıtlanacak.
Örneğin, trafik kazası, akut yaralanma, kanser vb. acil durumlarda hastane stoğunda bulunmadığı için MR-BT tetkikinin yapılamaması hayati riske neden olacak. Kısıtlı stoğu tükenen küçük il ve ilçe hastanelerinde radyoopak ilaç gerektiren tetkikler yapılamayacak ve bu durum büyükşehir hastanelerindeki yoğunluğu artıracak. Bu yoğunluk nedeniyle büyükşehirlerde de ilaca, tanı ve tedaviye erişim zorlaşacak.
Serbest eczanelerde ilaç eczanede bulunmasa bile depodan temini birkaç saat içinde mümkünken, tedarik süreci kamu hastanelerinde bürokratik işlemler nedeniyle günler veya haftalar sürebilmektedir. Hatta bazı hastanelerde aşırı stok varken bazı hastanelerde ilaç bulunamaması ihtimali artacak, aşırı stok yapan hastanelerin elindeki ilaçlarda miadın dolması nedeniyle ürün kayıpları yaşanacaktır.
Ürün yokluğu nedeniyle hastaların tetkiklerinin zamanında yapılamaması, tanı sürecinin uzaması ve tedavinin gecikmesi daha pahalı, daha yoğun ve daha uzun süreli tedaviler uygulanmasını gerektirecek, sağlık harcamalarını artıracak, kamu maliyesine zarar verecek dolayısıyla mali etkinlik sağlanamayacaktır. Bu ilaçların serbest eczanelerden temini hem sağlık hizmetinin sürekliliği hem de kamu kaynaklarının verimli kullanımı açısından zorunludur.
Sağlıkta sürdürülebilirliğin sağlanması için serbest eczanelerin geri ödeme sistemi içindeki varlığını azaltmak değil, artırmak gerekiyor. Radyoopak ilaçların serbest eczanelerden temininin sürdürülmesi, ilaç ve sağlık hizmetinin sunumunun hem kalitesinde hem de devamlılığında hayati öneme sahiptir. Hukuka ve kamu yarına aykırılık taşıyan, hastaların, eczacıların ve kamu maliyesinin ileride telafisi güç veya imkânsız zararlara uğramasına neden olacak olan bu düzenlemelerin kurum tarafından ivedilikle iptal edilerek başlanmaması gerekiyor."
Kaynak: ANKA