Muhittin Böcek'in gelini tutuklandı
Muhittin Böcek'in gelini tutuklandı
İçeriği Görüntüle

2. çözüm süreci kapsamında PKK terör örgütünden 30 kişilik bir grubun 11 Temmuz’da sembolik silah bırakma gösteriminin ardından siyaset hareketlendi. Meclis’te ise 2. çözüm süreci kapsamında atılacak siyasi ve yargı adımlarının belirlenmesi için “çözüm komisyonunun” kurulması çalışması hızlandı.

Siyasette çözüm kapsamında bu tartışmalar sürerken sosyalist parti yetkilileri tartışmalara ilişkin açıklamalarda bulundu.

Cumhuriyet'in haberine göre Devrim Hareketi Sözcüsü Ercan Bölükbaş, şu ifadeleri kullandı:

"Sorumluluğu paylaşmak durumundalar"

“İktidar, Ortadoğu’ya yeni emperyalist müdahalelere hazırlık anlamına gelen bu süreci içeride de güçlenmek için kullanmak niyetinde. Pervin Buldan’ın ilk konuşmasında ‘ittifak’ ifadesinin kullanımına dair ittifakın yalnızca süreçle sınırlı olduğu açıklaması bir yerden sonra önemsiz. Siyaseti seçim, savaş ya da çözüm gibi başlıklara ayrıştırarak farklı konumlar alabilmek mümkün değil. İktidara destek ya da muhalefet arasındaki pozisyonlar her zaman geçicidir, mutlaka birisi ile sonuçlanır. Emperyalist müdahale temelinde bölgemizin ve ülkemizin yeniden şekillendirilmesini merkeze alan sürecin kendisi tüm seçim ittifaklarının da ötesinde siyasi bir ittifak anlamı taşır. Kamuoyunda ‘Türk-Kürt barışı’ olarak tartışılan sürece dair bir konuşmada Kürt vurgusunun yer alması şaşırtıcı değil. Ancak, neredeyse eşdeğer bir biçimde yapılan Arap vurgusu, iktidarın niyetini açık ediyor.

Aynı konuşmada ‘sınırların silikleşmesi’ ifadesinin olumlu bir biçimde kullanılması da ayrıca not edilmeli. Sürecin Kürt sorununun çözümüyle ya da silahların susmasıyla ilgisi yoktur. Suriye’nin emperyalizm lehine bölüştürülmesi, Ortadoğu’da ABD ve İsrail çıkarlarına hizmet eden bir siyasal iklimin yaratılması ve en nihayetinde İran’ın ortadan kaldırılması temel hedeftir. Lübnanlaşma ifadesi hafif kalır. Bu çıkışın doğal sonucu Alevilerin ve Kürtlerin yurttaşlık kavramının dışına itilmesi, yurttaşlık haklarından tamamen yoksun bırakılmasıdır. Etnik ya da inanç temelli formüller ancak dağıtıcı bir etkide bulunabilir. Türkiye’nin ihtiyacı, emekçi halkın çıkarlarının siyasetin merkezine yerleşmesidir. Karşıdevrim sürecinin ortakları olan AKP ve MHP’nin yer aldığı hiçbir masadan bugüne kadar halk lehine bir şey çıkmadı, bundan sonra da çıkmaz. Barış deniyorsa bilin ki daha büyük bir savaş hazırlığı vardır. Demokrasi deniyorsa daha fazla baskı gelecektir. Refah iddiasının gerçek karşılığı emekçilerin çok daha sert sömürü koşullarına itilmesidir. Masaya dahil olacak olanlar, bu karanlığın siyasi sorumluluğunu da paylaşmak durumundadır.”

- Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) Genel Başkanı Nurullah Efe Ankut, süreçle ilgili şunları söyledi:

"ABD kuklaları"

“Şu kahredici gerçeği asla göz ardı etmeyelim: Tayyip ve AKP’si kesinkes Türkiye’ye çalışmamakta; Amerika’ya çalışmaktadırlar. PKKDEM-PYD-YPG’de siyasi kimliğini Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti düşmanlığı üzerine inşa etmiştir. Bu sebeple tabii ki onlar da BOP’un en önde gelen uygulayıcılarından biridir. MHP de Türkiye’ye çalışmamakta, ABD’ye çalışmakta ve onun ajan örgütleri tarafından yönlendirilmektedir. Şimdi bu üç Amerikan kuklası ve hizmetkârı parti, ABD’nin emri üzerine BOP’u uygulamaya girişmişlerdir. ‘BOP eşbaşkanı’ Türkiye; Türk-Kürt-Arap federasyonu kapsamında parçalanacak, anayasanın ne ilk dört maddesi kalacak ne de Kurtuluş Savaşı’mızın zaferinin koruyucusu olan değerleri kalacak. Ülkemiz aynen Yugoslavya, Irak, Libya, Suriye gibi parçalanacak. Tayyip BOP eşbaşkanı olarak görev başında. O görevi yaptığı sürece Saray’ında oturmasına izin veriyor ABD. Lübnanlaştırmak, Iraklaştırmak istiyorlar ülkemizi de. Etnik temelde bölmekte yetinmiyorlar bir de mezhepsel temelde bölmeye kalkışıyorlar. Bohçalı haininin önerisi açıkça, anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek ikinci maddeyi ortadan kaldırmayı, dolayısıyla da laikliği tümden yok etmeyi amaçlamaktadır. ABD ile PKK, AKP ve DEM bu ihanet sürecinden geri dönülmemesi için Meclis’i de bu vatan ve millet düşmanı suçun içine çekmeye çalışıyorlar.

"Bu ihanete ortak olunmamalı"

Başta ana muhalefeti oluşturan CHP olmak üzere zerre miktarda da olsa Türkiye Cumhuriyeti’ne ve vatanına ilgi duyan diğer kişi ya da örgütlerin bu ihanete ortak olmaması gerekir. Oraya giren herkes oradan vatan satıcı, hain olarak çıkacaktır. Tarih aynen böyle kaydedecektir. Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan bu yana; Mustafa Kemal’in Gençliğe Hitabe’de sözünü ettiği en satılmış hainlerin saldırısıyla karşı karşıyadır ve de en ağır tehdit altındadır. Biz gerçek devrimci ve vatanseverler olduğu sürece Kuvayı Milliye geleneği değerleri ve vatan korunacaktır.”