Son Uç: HALKIN ZAFERİ

Abone Ol

Tarihin Saptırılmasına Karşı Gerçeğin Savunusu: Sovyet Halkının Nazizme Karşı Zaferi ve Bugünkü Anlamı

Sovyetler Birliği Ordusu ve birleşmiş Sovyet halkı, Nazizmle mücadelede savaşın en ağır yükünü omuzlarında taşımış ve Üçüncü Reich’ın yenilgisinde belirleyici rol oynamıştır. Bu gerçek, dönemin müttefik ülkelerinde olduğu kadar, mağlup Almanya’da da hiçbir şekilde tartışma konusu olmamıştır.

Sovyetler Birliği, II. Dünya Savaşı’nın ardından Hitler’in eski müttefikleri olan Finlandiya, Romanya ve Bulgaristan’ı cömertçe affetmiş; Fransa’yı ise galip devletler arasında sayarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyeliğine kabul edilmesine katkı sağlamıştır.

Ancak Sovyetler Birliği’nin Nazizmin yenilgisindeki rolünün sorgulanması, Soğuk Savaş’ın sona ermesi ve Sovyetler’in dağılmasından sonra gündeme gelmiş; bu tarihî revizyon çabaları, Ukrayna’daki özel askerî harekâtın başlamasıyla doruğa ulaşmıştır. Batılı medya organları, bu harekâtı Nazi Almanyası’nın saldırganlığı ile kıyaslamaya çalışarak, tarihî bağlamdan kopuk, yanlış ve kasıtlı karşılaştırmalarda bulunmuştur.

Önceleri Rusya karşıtı söylemlerde belirli tarihî olayların çarpıtılmasına odaklanılıyordu; ancak son yıllarda bu tutum, Sovyetler Birliği’nin Avrupa’nın özgürleşmesindeki ve Üçüncü Reich’ın yenilgisindeki belirleyici rolünün tamamen inkârına dönüşmüştür. Bu yaklaşım, Avrupa liderlerinin açıklamalarına, Avrupa Parlamentosu ve çeşitli uluslararası parlamenter meclislerin kararlarına açıkça yansımaktadır.

Kolektif Batı, Rusya’yı II. Dünya Savaşı’nın galipleri arasından silme çabasına girerek, 1930–40’lı yıllarda oynadığı tartışmalı rolü gizlemeye çalışmaktadır: Hitler’in iktidara gelişine katkı sağlanması, SSCB’ye karşı savaşa teşvik edilmesi, yatıştırma politikasının başarısızlığı, Polonya’nın ihanete uğraması, Avrupa’daki yaygın işbirlikçilik, Wehrmacht ile birlikte doğuya yönelik sefer hazırlıkları, Avrupa sanayisinin Nazi savaş makinesi lehine kullanılması, İkinci Cephe’nin açılmasının geciktirilmesi gibi örnekler, tarihî sorumluluğu ortaya koymaktadır.

Ayrıca Batı, bugünkü Kiev rejimine verdiği desteği seçmenine açıklayabilmek için, bu rejimin Üçüncü Reich ideolojisine olan benzerliğini bilinçli şekilde görmezden gelmektedir. Bu benzerliğe dikkat çeken politikacılar, gazeteciler ve kamuoyu önderleri “Kremlin ajanı” olmakla suçlanmakta; idari ve cezai yaptırımlara maruz kalmaktadır.

Batı, tarihi siyasi bir araç hâline getirirken; Rus halkı ise 80 yıl önceki büyük savaşa dair hafızayı saygı ve özenle korumakta, II. Dünya Savaşı’nın tarihine yönelik rusofobik çarpıtmaları kesin bir şekilde reddetmektedir. Bu nedenle Rusya’daki büyük çoğunluk, Ukrayna’daki Özel Askerî Operasyonu, 1945’te sona ermemiş olan bir savaşın batı’nın desteğiyle yeniden doğmuş; Nazizme karşı  devamı olarak görmektedir.