Şule Çet kimdir? 29 Mayıs'da Ankara'da yaşanan olaya Şule Çet lüks bir plazanın 20. katından düşerek öldüğü iddia edilmişti. Şüpheliler Çağatay A. ve Berk A. ifadesinde, "Kendini sarkıtmış, 'atlayacağım' diyordu. Tutup çekmeye çalıştım, ancak engelleyemedim" dedi. Savcılık bu ifadelerin ardından şüphelileri serbest bırakmıştı. Yapılan itirazların ardından soruşturmayı derinleştiren savcılık  olayın cinayet olabileceği ihtimali üzerinde yoğunlaştı. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman'ın da talimatıyla soruşturma cinayet soruşturmasına dönüştürülerek, şüpheliler tutuklandı. En son hazırlanan iddianamede şüpheliler Çağatay A. ve Berk A. için ayrı ayrı ağırlaştırılmış ömür boyu ve 39 yıla kadar hapis cezası istendi. Peki Şule Çet kimdir? Kaç yaşında öldü? Şule Çet'e ne oldu? Neden öldü? sorularının cevapları haberimizde... İşte detaylar...


ŞULE ÇET KİMDİR?

Şule Çet, Gazi Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Tekstil Tasarımı Bölümü öğrencisiydi. 23 yaşında olan Şule Çet üniversite 2. sınıfda okuyordu. Hem okuyup hem çalışan Şule Çet yarı zamanlı çalıştığı yerden kovuluyor. bunun üzerine çalıştığı yerin ortaklarından olan Çağatay A. isimli şahıs Şule'yi ‘gel benim yanımda çalışırsın' diye ofisine çağırıyor. Şule o gece plazanın 20. Katından aşağı düşüp öldüğü iddia edilmişti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, üniversite öğrencisi Şule Çet'in ölümüyle ilgili soruşturmayı tamamlayarak hazırladığı iddianameyi mahkemeye gönderdi. Üniversite öğrencisi Şule Çet'in ölümüyle ilgili iddianamede, iki sanık Berk A. ve Çağatay A. için "cinayet", "ırza geçme" ve "hürriyeti tahdit" suçlarından ceza istendi. Şüpheliler Berk A. ve Çağatay A. hakkında ağırlaştırılmış müebbet ve 39 yıla kadar hapis cezası isteniyor. 


ŞULE ÇET NEDEN ÖLDÜ?

Ankara’da bir plazanın 20. katından şüpheli bir şekilde düşerek hayatını kaybeden Şule Çet’in (23) ölümüne ilişkin Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Biyoloji İhtisas Dairesi’nin hazırladığı raporda, Çet’in el tırnaklarından alınan iki doku örneğinin olay sırasında Çet’in yanında olan patronu Çağatay A.'nın arkadaşı, şüpheli Berk A.'ya ait olduğu tespit edildi. Diğer tırnaklarda bulunan erkek dokusunun ise kime ait olduğu bulunamadı. Rapor, Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet’in ölümünde iki kişinin rolü olduğu iddiasını güçlendirdi. Çağatay A.'nın kolundaki tırnak izlerinin ilk muayenede rapora yazılmadığı ve şüpheliler tarafından odadaki içki şişelerinin de ortadan kaldırıldığı daha önce açığa çıkmıştı. Şüpheli Berk A. olay sırasında odada bulunmadığını ileri sürmüştü.

OTOPSİ RAPORUNDE NE YAZIYOR?

Otopsi raporunda Çet’in ölümünden önce ters ilişkiye zorlandığına dair bulgular yer aldı. Ayrıca Çet’in 9 parmağının tırnak altında bir erkeğe ait dokular (deri kalıntısı) ve DNA bulguları tespit edildi. Çet’in kanında “Uyumayı tetikleyen uyarıcı madde” ile vücudunda boğuşma izlerine de rastlandı. Erkeğe ait doku örnekleri ve DNA bulgularının ise Çağatay A.’ya ait olduğu belirlendi. Çet’in düştüğü ofisteki 25 ayrı noktada da parmak izi çalışması yapıldı. Yapılan kriminal incelemenin ardından soruşturma dosyasına gönderilen Olay Yeri İnceleme Raporu’nda Çet’in 3 farklı yerde (bir gazoz kapağında, çalışma ofisi masasında ve sehpada) parmak izi belirlendi. Çet’in düştüğü 1.20 santimlik pencerenin camında, pervazında ve çerçevesinde ise genç kadına ait parmak izi tespit edilemedi.

ŞULE ÇET OLAYI NASIL YAŞANMIŞTI?

Emniyet birimlerinden edinilen bilgiye göre, Gazi Üniversitesi Sanat Tasarım Fakültesi Tekstil Tasarımı 2. sınıf öğrencisi Şule Çet, eğitim masraflarının bir bölümünü karşılamak için Çağatay A.’nın da ortak olduğu iş yerinde yarı zamanlı çalışmaya başladı. İş yerine sonradan ortak olan kişi, Çet’in işine son verdi. Aynı zamanda asistanlığını da yaptığı Ç.A. ise Çet’i arayarak, “Yeni ortağımızla konuşuruz, yeniden işe dönersin, ofiste buluşup, konuşuruz” diyerek 28 Mayıs tarihine randevu verdi. Çağatay A. ile Çet, o gün Çankaya’daki bir plazanın 20. katındaki ofiste buluştu. Sabah saat 04.00 sıralarında ise Çet, 20. kattan düşerek öldü. Olay yerindeki incelemenin ardından Çet’in cesedi Adli Tıp Morgu’na kaldırıldı. Yapılan otopsinin ardından Çet’in cenazesi İstanbul’dan gelen ailesine verildi. 

Çet’in ölümünün ardından Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlatırken, polis ise hem olay yerindeki delileri hem de plazadaki güvenlik kamera görüntülerini incelemeye aldı. Görüntülerden, Çet’in Ç.A. ile yanlarında bulunan 2 erkek B.Y. ve T.K. ile birlikte saat 23.54’te plazaya girdikleri, gece saat 01.30 sıralarında B.Y. ile T.K.’nin plazadan ayrıldığı, Çağatay A. ile Çet’in ise orada kaldığı belirlendi. B.Y. ile T.K.’nin ifadelerine başvurulurken, Çağatay A. ise belirlenen adreslerde bulunamadı. Doğum günü olan 29 Mayıs'ta şüpheli bir şekilde can veren Şule Çet’in şüpheli ölümüyle ilgili soruşturma sürüyor. Genç kızın intihar mı ettiği yoksa cinayete mi kurban gittiği araştırılıyor. Polis, tanık olarak Çet’in ev arkadaşının da ifadesine başvurdu.

Çet’in gece 01.48 gibi ev arkadaşını aradığı, “Şimdi ben içeriye geçiyorum, beni ara ve acil gelmem gerektiğini söyle” dediği, ev arkadaşının kendisini aradığı öğrenildi. Bu görüşmeden 12 dakika sonra saat 02.00 sıralarında ise Çet’in ev arkadaşına, “Buradan çıkamıyorum, adam bana takmış. Bırakmıyor, keşke gelmeseydim” diye mesaj attığı da ortaya çıktı. Çağatay A. polise ifadesinde şunları söylemiş: “Beraber alkol alıyorduk. Bir ara yanımdan ayrıldı. Uzun süre gelmeyince merak edip bakmaya gittim. O sırada kendini sarkıtmış, ‘Kendimi atacağım’ diyordu. ‘Yapma, etme’ dedim, elimi uzatıp tuttum. O sırada kendini attı.” Parmaklarında yara izi olduğu kaydedilen Ç.A.’nın “Tuttup çekmeye çalıştım, o sırada tırnakları battı” dediği öğrenildi.

ŞULE ÇET İDDİANAMESİ

Şüpheliler Çağatay A. ile Berk A, 28 Mayıs'ta içkili lokantada yemek yerken Çet, Çağatay A. tarafından aranarak lokantaya davet edildi. Maktul Çet ile aynı evi paylaştığı Lilia T, ifadesinde Çet'in "iş görüşmesi için Çağatay A'nın aradığını" kendisine söyleyip evden ayrıldığını ve söz konusu lokantaya gittiğini belirtti.

Çağatay A. da ifadesinde saat 03.00 sularında lokantadan ayrıldıklarını öne sürerek, "Şule Çet, benim kullandığım araca bindi. Berk A. da kendi aracıyla lokantadan ayrıldı." dedi.

Şüphelilerden Çağatay A, saat 00.31'de olayın meydana geldiği Oğuzlar Mahallesi Mevlana Bulvarı'ndaki plazaya geldi. Görevli Akif D'ye buzdolabı getirdiklerini söyleyen Çağatay A, görevlinin buzdolabını gündüz getirmelerini söylemesi üzerine dışarı çıktı, saat 00.34'te şüpheliler ile maktul, plazaya girip 20. katta bulunan Burak Ahmet Y'ye ait ofise çıktı.

Şüpheli Çağatay A, ofiste içki içmeye ve duygusal müzikler dinlemeye başladıklarını, 40 dakika kadar oturduktan sonra Çet'in girişteki makam odasına geçip camın kenarına gittiğini, Çet'i camın kenarından alıp koltuğa oturttuğunu söyledi. Çağatay A, bir süre sonra gitmek istediğini söyleyip dinlenme odasına geçen Çet'in peşinden içeri girdiğinde maktulün yarı beline kadar camdan sarkmış olduğunu ifade etti.

Şule Çet'i çekmek istediğini, bu sırada diğer şüpheli Berk A'ya bağırdığını ancak müzik sesi nedeniyle kendisini duymamış olabileceğini savunan Çağatay A, Çet'i ağırlığı sebebiyle daha fazla tutamadığını ve maktulün elinden kayıp düştüğünü, bu sırada elinin de yaralandığını iddia etti.

Şüpheli Berk A. da ifadesinde ofise girdikten sonra müzik dinlemeye başladıklarını, Çet ve Çağatay A'nın odaya geçtiklerini, bir süre sonra Çağatay A'nın dönerek "Kız atladı." dediğini savundu.

Sinir krizi geçirdiğini ifade eden Berk A, aşağı inip güvenlik görevlilerinden bir yerleri aramaları konusunda yardım istediklerini, bu sırada aracına binerek olay yerinden ayrılan Çağatay A'nın bir süre sonra döndüğünü, kendisinin ise makam odasından hiç ayrılmadığını iddia etti.

Berk A. odada "kavga veya yakınlaşma olayı yaşanmadığını" öne sürdü.

Şule Çetin ölümüyle ilgili dikkat çeken ifadeler
Doğum günü olan 29 Mayıs'ta şüpheli bir şekilde can veren Şule Çet, İstanbul'da toprağa verilmişti.

"O ÇIKTI, GÖRMEDİN Mİ?"

Tanık olarak dinlenen güvenlik görevlisi Akif D. ve Murat A. ise saat 03.50 sularında düşme sesi duyduklarını, 20. katı gösteren güvenlik kameralarına baktıklarında hareketlilik gördüklerini, şüphelilerden Berk A'nın kapının önünde kafasını ellerinin arasına alıp çömeldiğini beyan etti.

Şüphelilerin aşağıya indiklerinde agresif davranışlar gösterdiğini beyan eden güvenlik görevlilerinden Akif D, "Yanında bayan vardı. Ne oldu?" diye sorduğu Berk A'nın, "O çıktı, görmedin mi?" diye kendisine çıkıştığını anlattı.

"BU ADAM BANA ABAYI YAKMIŞ SALMIYOR"

Tanıklar, şüphelilerin birbiriyle itişip kakıştığını, bu sırada Çağatay A'nın aracına binip olay yerinden ayrıldığını ve bir süre sonra geri döndüğünü bildirdi. 
İddianamede Çet'in ev arkadaşı Lilia T'ye gönderdiği WhatsApp mesajlarına da yer verildi.

Buna göre Çet, saat 00.19'da arkadaşına, "Bu adam bana abayı yakmış. Allah'ım salmıyor.", saat 00.21'de "Biliyordum böyle olacağını.", saat 02.31'de "Bırakmıyor.", saat 03.03'te de "Keşke gelmeseydim." mesajları gönderdi.

"ÇOK KÖTÜ ŞEYLER OLDU"

İddianameye göre şüphelilerden Berk A, ofise çağırdığı fakat teklifi geri çeviren okul arkadaşı Pınar T'ye, saat 02.39'da "Çok kötü şeyler oldu. Bana ulaşman lazım. Telefonu aç." şeklinde mesaj attı. Pınar T, telefonu kapalı olduğu için bu mesajları sabah gördüğünü söyledi.

İddianamede, Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı ile Ankara ve İstanbul Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlıklarından alınan raporlar da yer aldı.

TIRNAĞINDA DNA ÖRNEĞİ BULUNDU

Buna göre, Şule Çet ile sadece tokalaştığını, başka bir fiziksel temasının olmadığını belirten Berk A'nın tırnaklarında maktule ait DNA örneği bulundu. Maktulün cinsel saldırıya maruz kaldığı da raporlarla kesinleşti.

Olay sonrası emniyet birimlerinin tuttuğu 29 Mayıs tarihli olay yeri görgü tespit tutanağına göre, olayın meydana geldiği dinlenme odasında kutu içinde içki şişelerinin olduğu tespit edildi ancak tanık olarak beyanı alınan Burak Ahmet Y, olay yeri incelemesi yapan cumhuriyet savcısı ile iş yerini beraber gezdiklerini, çöplerin içine dahi baktıklarını ancak içki şişesine rastlamadıklarını beyan etti.

29 Mayıs tarihli rapora göre Çağatay A'da 2.67, Berk A'da ise 1.55 promil alkol tespit edildi. Şule Çet'in otopsisinde ise 1.13 promil alkol belirlendi.

RIZASI DIŞINDA CİNSEL SALDIRIYA MARUZ KALMIŞ

Şüpheliler Çağatay A. ile Berk A'nın beyanları arasında çelişki olduğu bildirilen iddianamede, "Şüphelilerin ifadelerinde maktul Şule Çet ile cinsel anlamda yakınlaşmaları veya bir kavga olayının olmadığını belirtmelerine rağmen Ankara Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığının raporu, İstanbul Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesinin raporu ve İstanbul 1. İhtisas Dairesi Kurulunun raporu birlikte değerlendirildiğinde maktulun rızası dışında cinsel saldırıya maruz kaldığı" değerlendirmesine yer verildiği kaydedildi.

İddianamede, Şule Çet'in, 02.45'te ev arkadaşına attığı mesajda cinsel saldırıya uğradığını anlatmaya çalıştığı da vurgulandı. 
Şüphelilerden Çağatay A'nın, camdan yarı beline kadar sarkan Şule Çet'i tutup kurtarmaya çalıştığı sırada Berk A'ya seslendiği ancak Berk A'nın müzik dinlediği için kendisini duymadığını söylediğine işaret edilen iddianamede, bilirkişi raporuna göre odadaki dizüstü bilgisayardan saat 00.49'a kadar müzik dinlendiği, bundan sonra müzik dinlenmediği tespitine yer verildi.

İddianamede, şüphelilerin ofiste içki içerken kullandıkları bardakları yıkadıkları, bu durumun tanık beyanıyla da doğrulandığı, böyle bir olayın ardından bardakların yıkanmasının suç delillerini gizlemeye yönelik olacağı vurgulandı. Çağatay A'nın olay yerinden ayrılıp 20 dakika sonra dönmesinin de suç delillerini karartmaya yönelik olduğu değerlendirildi.

"BEYANLAR ÇELİŞKİLİ"

İddianameye göre, şüpheli Berk A, Çağatay A'nın kendisine kızın düştüğünü söylemesine rağmen aşağıya indiklerinde "Yanınızdaki kız nerede?" diye soran güvenlik görevlisi Akif D'ye, "O çıktı, görmedin mi?" karşılığını vermesi çelişki oluşturuyor.

İddianamenin sonuç bölümünde şüphelilerin olay günü saat 02.00-03.00 aralığında maktule zorla cinsel saldırıda bulunduklarının sabit olduğu, bu olaydan sonra Çet'in şüphelilerle tartıştığı, şüphelilerin tartışma ve mücadele sonucu maktulü darbederek ölümüne sebep oldukları ve maktul üzerinde oluşan travma ve şiddet delillerini karartmak amacıyla cesedini ofisin penceresinden aşağıya attıkları yönünde kanaat oluştuğuna yer verildi.

39'AR YILA KADAR HAPİS CEZASI İSTENDİ

İddianamede, iki şüpheli için "cinayet", "ırza geçme" ve "hürriyeti tahdit" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 39'ar yıla kadar hapis cezası istendi.

"SENARYO ÇÖKTÜ"

Öte yandan, müştekilerin avukatı Umur Yıldırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, iddianamenin, şüphelilerin senaryosunu çökerttiğini öne sürdü. 
Yılrdırım, şunları söyledi:

"İddianame beklediğimiz gibi. Savcılık, eldeki tüm maddi delillerle somut gerçeğe ulaştı. Önceki savcı maalesef 'taksirle adam öldürme' suçundan adli kontrol talebinde bulunmuştu. Bugüne kadar kasten adam öldürmeyi zikretmemişlerdi. Tutuklama ise hürriyetten alıkoyma ve nitelikli cinsel saldırıdan olmuştu ama buruk bir sevinç bu. Yanlış bir tabir olabilir ama maalesef zorlu bir sürecin sonunda iddianame beklediğimiz gibi düzenlendi. Adalete güveniyoruz ve sonucu hep birlikte takip edeceğiz."