Tek Dünyalı Çok Yüzlüler

Abone Ol

Türkoğlu!

Sen ki inandıklarını söyleyen, söylediklerine inanılan, yolu gözlenen, nice şahlara bu alemi dar etmiş; cennet arzusuyla Hakk’ın rızasına ragıp, kalbi, hilkat-ı sebeb-i alem iki cihan serveri Habib-i Kibriya (s.a.v.) için atan, kafire kılıç üşürürken çağ açıp çağ kapatan, kulluğu ile örnek, kanı kutlanmış necip bir milletin oğlusun.

Bilesin; ceddine iltifat etmeye ömür yetmez, elma da dalından uzağa düşmez. Ne isen o olacaksın.

Velakin gel gör ki gövdene, senin popülarite dediğin esasında sefilariteden ibaret bir balta sapladılar, gübrene zehir kattılar, dallarını kırdılar. Kanını öyle döktüler ki uğruna güneşi karartacağımız bu topraklar balçık oldu. “Bilenin eyvahı(!) bilmeyeninkinden acıdır.” Düsturunu içselleştirsen de çekilen “ahh”ları hissetsen keşke.

Öyle ya hep taşıdığın kana iltifat ile gitmeyecek bu yazı. Çöken bir medeniyetin üzgünü olmanın acı yanlarından dem vuracağım. Dert anlatacağım yani fakat yine gül cemaline kıyamayıp hançeri kendime saplarken, çuvaldızı sana batıracağım ve cümlelerimin en sert olanlarını yutacağım. Korkuyorum, yüksek makamların alçak bekçileri örfü dine galip kılarken bu mağlubiyetin vebalini nasıl ödeyeceksin? Konuyu nereye getireceğimi anladığını umuyorum. Bununla birlikte bedduam şudur ki; bir önceki soruyu yazarken içimden dediğim eyvah(!) yüreğinde yankı bulsun.

Tek dünyalı çok yüzlü, şeref ve haysiyetten uzak küfür ehli kötü taklitçiler, köpek gibi kemiğe talip kapı önünde tasma ile bağlı bir hayat yaşarlarken; gafletini fırsat bilerek medeniyet diye havlayıp, tahsiline saldırdılar.

Felaketin başlangıcı diyelim bu kısma ve kitaba ortasından devam edelim.

Buradan türeyen kuduz hastalığı, tahsili, cehaleti arttırmak için kullanan bir sisteme kurban etti. Bu kısımların sorgulanmaması doğal, zira sormak bilmeye muhtaç. Gerçi bereket versin, muallimler müellim olduklarını kendileri bilmiyor daha, sana bana ne anlatacaklar? Varsa yoksa elif ba… Neyse, onlarla derdimiz çok da konumuz başka.

Bir nebze olsun modern cehaletini kenara bırakıp gerçeklerle yüzleşmen gerek. Diğer türlü sorunların bugün olduğu gibi tespitini, tahlilini ve tasnifini yanlışlarla yapmaya devam etmekten başka bir alan bırakmazlar sana. Sürüde durursun. Algı operasyonlarının pazarında bütün bunlara karşı yaşanabilir olan medeniyet onların sattığı değil, kitap raflarından inendir. Bilginin bilince götürmesi bahsi… Bu aydınlanma sırasında ise en çok ayağına dolanan ve insanların diğer insanları düşünüyormuş gibi yaptıkları ayak oyunlarının tamamının küçük hedefinde memleketin, büyük hedefinde din-i mübin-i İslam olduğunu göreceksin. Yanısıra büyük hedefin son kalesi olan memleketin, sen kim olduğunu hatırlamazsan şu gördüğün dar boğazda erimeye devam edecek.

Aslanım!

Günahkara değil, günahın kendisine düşman olduğun vakit, iffetsizler iffet dersi vermeye kalkmayacak, bu rezillik nihayete erecek.