Ortadoğu ve Ön Asya coğrafyası, insanlık tarihinin başlangıcından beri medeniyetlerin ve dinlerin merkezi oldu. Bu coğrafyadan yayılan çeşitli dini inançlar ve felsefi düşünceler günümüze kadar tüm dünyayı etkileyecek boyutlara ulaştı. 

Tanrı fikri insanoğlunun zihinsel etkinliğinin, bir bakıma bilgide yoğunlaşmanın ve soyutlamanın bir icadıdır ve amacı da toplumsal yaşama belli bir nizam vermektir. Tanrı fikri insanoğlunun kendisine örnek aldığı, ona benzemek için her çareye başvurduğu ama hiçbir zaman ulaşamayacağı en gelişmiş varlığın tasavvurudur; düşünülebilecek somut olguların da ötesine geçen saf idealdir; maddi dünyanın ufkundan da öte mutlak ruhun ve dolayısıyla hiçbir zaman ulaşılamayacak, ama insanoğluna varlık bilinci veren, yaşam enerjisi sağlayan, varlığını anlamlandıran, ancak kavuşulması kesinlikle mümkün olmayan ütopik bilinçteki imgesidir.

Şeytan’ın ise İblis, Karanlığın Prensi, Beelzebub ve Lucifer gibi birçok ismi var. Peki, insanlar bu isimlerden başka bu zalim hakkında gerçekte ne biliyor? Şeytanın hikâyesi nasıl ortaya çıktı?

Birçok antik din, iyi ve kötü arasındaki mücadeleyi ayrıntılarıyla ele alan kutsal metinlere sahip. Örneğin dünyanın en eski dinlerinden biri olan eski bir İran dini Zerdüştlükte, en büyük tanrı olan Ormazd’ın iki varlık yaratıyor; bunlardan biri kaotik ve yıkıcı ruh Ahriman, diğerinin ise onun hayırsever ikiz erkek kardeşi Spenta Mainyu. Eski dünya, iyi ve kötünün bir arada var oluşuyla mücadele ediyordu. iyi bir tanrının kötü şeylerden sorumlu olamayacağı düşüncesinden yola çıkarak insanlar, kötülüklerden sorumlu şeytani, ilahi ayrı bir gücün varsayımında bulundular. 

Kötülüğün Tasarımı

Kötülüğün Tasarımı isimli serinin ilk kitabı olan bu çalışma deneysel bir çalışma olup, alanında bir ilk diyebileceğimiz türden. Olgay Söyler’in “Eski İran Dinleri ve Şeytanın Doğuşu” isimli makalesinin, Işın Beril Tetik’in “Bin Yıl Yaşa” ve Demokan Atasoy’un “Bir Devlet Memurunun İtirafları” isimli korku öykülerinin yer aldığı çalışmanın amacını, Olgay Söyler şu cümlelerle ifade etmekte: 

“Ülkemizde de yayımlamaya başlayan eski dinlere ait metinleri kullanarak tarihî ve mitolojik malzeme üstüne ‘Şeytan’ın anlatısını inşa etmekti. Mitolojide tek bir motifin bile ne kadar önemli olduğunu ayrıca edebiyat ile tarihin birbirine olan katkısını bu kitapta okuyucuların net olarak görmeleri arzu ettik. Avesta, Mani, Rig Veda gibi dini metinlere Şahnâme, Ardâvirâfnâme, Goştâspnâme gibi efsaneler içeren İran destan edebiyatı eşlik etti. Dante’nin İlahi Komedya’sı, en-Nedim’in el-Fihrist’i, Birunî’nin El-Âsâr el-Bâkiye’si Mesudî’nin Murûc Ez-Zeheb’i bu anlatının yine en değerli malzeme grubuydu. Bu kadar değerli destan ve Doğu klasiği eser üzerine, ülkemizde herkesin bulabileceği Batı literatüründen de bazı kaynak olabilecek eserleri alarak anlatımızı inşa etmeye gayret ettik.”