Son yıllarda, sosyal medya, ana akım medya kuruluşları tarafından görmezden gelinen veya mücadeleler hakkında farkındalık yaratmak isteyen birçok kişi için bir yaşam çizgisi haline geldi.

Ancak teknoloji şirketleri, şu anda aktif bir şekilde Filistinlilerin seslerini platformlarından dışlamak için çalışıyorlar, böylece Filistinlilerin susturulmasını sosyal medyaya yayıyorlar.

ZOOM’DAN ETKİNLİĞE SANSÜR

Örneğin, Zoom, Facebbok ve Youtube’dan yapılacak olan bir etkinlikte, Filistin direniş ikonu Leila Khaled ve Güney Afrika’nın eski ANC askeri lideri Ronnie Kasrils de dahil olmak üzere
dünyanın dört bir yanından apartheid karşıtı aktivistleri tanıtacaktı.

Bu etkinlik aslında, Zoom'un ilk olarak Eylül 2020'de sansürlediği San Francisco Eyalet Üniversitesi'nden Dr. Rabab Ibrahim Abudulhadi ve Dr. Tomomi Kinukawa tarafından ortaklaşa düzenlenen akademik bir etkinliğin tekrarıydı. Zoom ve diğer sosyal medya şirketleri, Leila Khaled'in planlanan katılımı nedeniyle etkinliği platformlarından engellemeye karar verdiklerini söyledi.

Khaled, "ABD tarafından belirlenmiş bir terör örgütü" olan Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'ne (FHKC) bağlı olduğu için, olayın devam etmesine izin vermenin, terörizme maddi desteği yasaklayan ABD yasalarına aykırı olacağını iddia ettiler.

FACEBOOK SAYFA KAPATTI

Bununla birlikte, Zoom ve diğer sosyal medya şirketlerinin önyargılı politikalarına yönelik artan eleştiriyi tamamen görmezden gelmesi ve platformlarında Filistin’le ilgili paylaşım ve etkinlikleri susturma çabalarının artırmasıyla bu uyarılar dikkate alınmadı.

İsrail hükümeti ve birkaç sağcı Siyonist örgütün baskısının ardından Facebook ise, etkinlikle ilgili tanıtım yayınlarını kaldırmakla kalmadı, aynı zamanda Arap ve Müslüman Etnisite ve

Diasporalar Çalışmaları (AMED) programının sayfasını platformundan tamamen sildi.

ADALET BAKANLIĞI ÇALIŞANI FACEBOOK’UN GÖZETİM KURULUNDA

Zoom'un ve Facebook'un hamleleri, İsrail-Filistin söz konusu olduğunda teknoloji devlerinin işleyiş tarzını açıklığa kavuşturdu.

İsrail ve müttefikleri teknoloji devlerine sadece Filistinlileri dışarıdan susturması için baskı yapmakla kalmıyor. 

Platformun içerik kararlarını müzakere etmekle görevli bağımsız bir organ olan Facebook’un gözetim kurulunda, İsrail adalet bakanlığının eski müdürü Emi Palmor da yer alıyor. 

Palmor geçmişte İsrail'in Siber Birimi'ni kişisel olarak yönetti ve binlerce Filistin içeriğinin Facebook'tan kaldırılması için başarılı bir şekilde lobi yaptı.

Palmor’un gözetim kurulundaki varlığının Facebook’un Filistin karşıtı eylemlerine katkıda bulunduğunu varsaymak mantıklı olsa da, teknoloji devlerinin Filistinlilerin seslerini kısması,
yalnızca yüksek kademelerdeki İsrail yanlısı aktörleri suçlayamaz.

‘ÖZÜNE KADAR ÇÜRÜMÜŞ’

En başından beri, sosyal medya şirketleri kapitalist ve emperyalist yapılardaki güç merkezlerine yöneldi ve onlarla aynı hizaya geldi. 

Hatta ABD Savunma Bakanlığı ile ortaklık kurarak gözetim ve büyük veri analizini koordine ettiler. 

Öyleyse mesele, birkaç güçlü İsrail yanlısı sesin sosyal medya şirketlerini muhalefeti susturmak için birleştirmesi değil; endüstrinin kendisi özüne kadar çürümüş durumda.

(Al Jazeera, Çeviri: polemikhaber)