Tecdelioğlu, açıklamasında mevcut dolar/TL seviyesinin de yeni siparişleri almakta ve ihracatı sürdürülebilir şekilde devam ettirmekte sorun yarattığını belirtterek “Düşük kur nedeniyle ithalatta da artış yaşanıyor. Bizim kur beklentimiz, her zaman enflasyonla paralel gitmesidir. İhracatın hedeflenen noktaya ulaşması için faiz-kur politikasında değişiklik yapılması yerinde olacaktır.” diye konuştu. 

Reuters'ın haberine göre İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Başkanı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili Çetin Tecdelioğlu, deprem bölgesinden diğer illere göçlerden dolayı ciddi bir işgücü problemi olduğunu belirterek, depremin iç piyasayı yaklaşık yüzde 25-30, ihracatı da yüzde yüzde 8 civarı olumsuz etkilediğini söyledi.

TİM verilerine göre Şubat ayında genel ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6,4 düşüşle 18,6 milyar dolar olarak gerçekleşti.

DEPREM BÖLGESİNDE İNSAN KAYNAKLARI PROBLEMİ 

Şubat ayında genel ihracatın düşüşünde deprem bölgesinin yüzde 8 etkisinin olduğunu belirten Tecdelioğlu, “İhracat rakamlarındaki düşüşün tamamını depreme bağlamak doğru değil. Başlıklara baktığımız zaman kur politikası, faiz, rekabetçi tarifelerde olmayan enerji bizi çok etkiliyor” dedi ve şunları söyledi:

“Düşük kur nedeniyle ithalatta da artış yaşanıyor. Bizim kur beklentimiz, her zaman enflasyonla paralel gitmesidir. İhracatın hedeflenen noktaya ulaşması için faiz-kur politikasında değişiklik yapılması yerinde olacaktır.”

Deprem bölgelerinde göçlerden dolayı insan kaynakları yönünden çok ciddi problemlerin olduğunu belirten Tecdelioğlu, “Depremin bir direkt etkileri, bir de dolaylı etkileri var. Direkt etkileri zaten o bölgedeki ihracatçı firmalarımızın yapmış olduğu iç ve dış piyasaya olan hizmetleri. Dolaylı etkileri ise, tedarikçi olduğu İstanbul, İzmir, Ankara gibi büyük şirketlere yan sanayi olarak çalışan firmaların tedarik zincirindeki etkileri” dedi ve şöyle devam etti:

İÇ PİYASADA KÜÇÜLME İHRACATTA DARALMA 

“Böyle baktığımız zaman iç piyasayı yaklaşık yüzde 25-30, ihracatı da yüzde 8 civarında etkiliyor. Bu rakamlar çok büyük. İç piyasadaki yüzde 30’lara varan küçülme ihracatta yüzde 10’lara varan daralma, maalesef zor ekonomik koşullardan geçtiğimiz bugünlerde ciddi bir şekilde bizi sarsıyor.”

Toplantıda verilen bilgiye göre, demir ve demir dışı metaller sektörü ihracatı 2023 Ocak-Şubat döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13 düşüş ile 2 milyar dolar oldu.

FİRMALARIN ÖZKAYNAĞI YETERSİZ, KREDİ KOŞULLARI AĞIR

Mevcut konjonktürde firmaların özkaynaklarının yetersiz olduğunu belirten Tecdelioğlu, realitede ise yüzde 30’un üzerinde seyreden faizlerin firmaları zora soktuğunu ifade etti.

Tecdelioğlu, “Kredi kullanmak için koşullar çok ağırlaştırılmış durumda. İşletmelerin öz kaynakları yetmiyor. Sanayiciler olarak 2019, 2020, 2021 yıllarında pandeminin yaratmış olduğu fırsatlarla çok ciddi yatırım yaptık, kapasitelerimizi artırdık ama öz kaynağımız yani işletme sermayemiz yetmiyor” dedi ve ekledi:

“Şu an öz kaynak eksikliğinden mecburen bankalardan dış kaynak kullanmak zorunda kalıyoruz. Bu sefer hammadde alamadığımız zaman istediğimiz üretimi, istediğimiz kapasiteyi yakalayamaz durumdayız. Bu yüksek faizlerle öyle bir kârlılığımız yok.”

Reeskont kredisi alanların KGF kullanamayacağı yönündeki düzenlemenin de çok yanlış olduğunu vurgulayan Tecdelioğlu, Erken Emeklilik Sistemi’nin (EYT) firmalara yeni bir yük getirdiğini belirtti.

Tecdelioğlu, enerji fiyatlarının ise yapılan yüzde 15-25 seviyelerindeki indirimlere rağmen hala rekabetçi seviyede olmadığını belirtti.

'İHRACATÇININ SATIŞA İHTİYACI VAR'

Tecdelioğlu, Rusya’ya ihracat konusunda firmaların uluslararası ambargo nedeniyle herhangi bir sıkıntı yaşayıp yaşamadığı ile ilgili soru üzerine ise şöyle konuştu:

“Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği anlaşmamız var. Bizim yüzde 50’nin üzerinde pazarımız Avrupa. Biz hiçbir zaman AB ile ters düşeceğimiz bir hareket, AB ile karşı karşıya geleceğimiz, gerginlik yaratacak birşey istemeyiz. AB keza ABD Rusya’ya koydukları ambargo ister istemez bizi dolaylı olarak etkiliyor. Direkt olarak Rusya’ya ihracat yapamazsınız diyemiyor ama yapmamızdan da memnun değiller.”

“Bu konu ile ilgili de ciddi anlamda uyarılar, mesajlar, büyük elçiliklerce gelen mesajlarımız var, burada sivil toplum örgütlerine atmış oldukları uyarılar var. Biz de diyoruz ki bir yaptırım yok, bu bir fırsat. Ruble ile ticaretimiz devam ediyor, TL ile ihracatımız devam ediyor. Bunlar bir fırsat. Şu an ihracatçının satışa ihtiyacı var, Rusya da büyük bir coğrafya.”

TECDELİOĞLU, RUSYA'YA UYGULANAN AMBARGOLARA DEĞİNDİ 

Rus medyasında geçtiğimiz günlerde yer alan bir haberde Rus lojistik firması yetkililerinin Türk gümrüğünün ani bir kararla Rusya’ya yapılan ürün sevkiyatlarını durdurduğu belirtilmişti.

Ankara, ise çeşitli defalar yaptığı açıklamalarda Rusya’ya yönelik yaptırımların Türkiye üzerinden delinmesine müsaade etmeyeceğini ve bunun önüne geçmek üzere adımlar attığını açıklamıştı.

Mart ayı başından bu yana serbest bölgeler üzerinden Rusya’ya yapılan reexport ile ilgili bir kısıtlama listesinin uygulamaya konulduğunu belirten Tecdelioğlu, “Dünyanın neresinden geliyorsa gelsin, Rusya’ya gidiyorsa, eğer kısıtlama listesinde GTIP numarası varsa bu ürünlerin Rusya’ya gitmesi engelleniyor… Bununla ilgili bir talimat var” dedi ve şunları söyledi:

“Ama bu mal Türkiye’ye gelmiştir, menşe değiştirmiştir, Türk malı olmuştur, ihracatçı firma Türk firmasıdır yani serbest bölgede değildir, gönderebiliyorlar. Türkiye’de üretilen gidebiliyor, sıkıntı yok. Sadece ikinci ülkelerden gelen ve reexport yapılanlar; serbest bölgelere gelip oradan gidenler kısıtlanıyor.”