Karadeniz’de Sakarya Gaz Sahasında bulunan doğal gazın karaya çıkartılması için düzenlenen tören AKP propagandasına dönüştü. Törende konuşan AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan konutlara doğal gazın bir ay boyunca ücretsiz verileceğini, 1 yıl boyunca ise konutlara 25 metreküp doğal gazın ücretsiz sağlanacağını ve işe alınacak madenci kontenjanının artırılacağını duyurdu.

SADAKA DAĞITIRCASINA...


Ülkede bulunan tüm kaynakların halka ait olduğunu unutan Erdoğan, Karadeniz’de bulunan doğal gaz vesilesiyle seçim öncesi halka ait olan kaynakların sadaka dağıtırcasına “bedava” olacağını açıkladı. Ülkenin madenlerini, rafinerilerini, limanlarını ulusal ve uluslararası tekellere satan AKP’nin ülkenin doğal gazını yurttaşlarına sadaka gibi dağıtmaya kalkması şaşırtıcı olmadı.

Yönetimi, inşaatı, lojistiği yabancı şirketlere yaptırılan, ticareti için SOCAR şirketi ile görüşüldüğü açıklanan Karadeniz gazı henüz tamamen karaya çıkartılmadan metalaştırılmış durumda.

OLAYIN PERDE ARKASI

Türkiye’de kış aylarında ortalama hane tüketiminin 130-140 metreküp/ay olduğu göz önüne alınırsa verilen 25 metreküp/ay doğal gaz faturasının yaz aylarında hane tüketiminin tamamına yakınını, kış tüketiminin ise altıda birini ancak karşılayacağı anlaşılıyor. Yani seçim sonrasında ve kış aylarında tüm seçim senaryolarında beklenen dövizin yükselmesi ile birlikte doğal gaza zam ile sağlanan bu cüzi indirim de buharlaşmış olacak. Halkın gerçek ihtiyaçlarını karşılayamayan bu uygulama, seçim propagandasından öteye geçemeyecek.

Öte yandan, AKP tarafından doğal gaz dağıtımının tamamen özelleştirildiği ve doğal gaz sektörünün piyasalaştırıldığı ülkemizde TPAO’nun doğal gazı nasıl ücretsiz kılacağı tartışma konusu. Dağıtım bölgelerinde, dağıtım şirketlerine bedava verilen doğal gazın yurttaşlara ulaştırılırken dağıtım bedelleri alınması gibi uygulamalarla karşı karşıya kalınması şaşırtıcı olmayacak. Eğer dağıtım bedelleri de devlet tarafından yüklenilirse, doğal gazda indirim aldığını sanan vatandaş dağıtım şirketlerine bütçeden aktarılacak kaynağı aslında vergileriyle sübvanse etmiş olacak.

MÜJDE KOMÜNİSTLERDEN GELECEK


Erdoğan’ın doğal gazda verdiği müjdeyi soL’a değerlendiren TKP Merkez Komite (MK) Üyesi Savaş Sarı, “Ülkemizde tüm değerleri üreten ve tüm kaynakların asıl sahibi olan emekçi halkımız sadaka değil hakkını istiyor. Halkın kullandığı enerjinin bedelsiz hale getirilmesi gerekiyor” dedi.

Sarı, bugüne kadar bütün “müjde”lerin yurttaşlara yansımasının genelde yeni zamlar anlamına geldiğini, bu nedenle Karadeniz gazının da dağıtım şirketlerine ve enerji tekellerine kâr sağlamaktan öteye bir katkısının olmayacağını vurguladı. Karadeniz doğal gazının gerçek bir müjdeye dönüşmesi ve buradaki gazın ülkenin kalkınmasına yarayabilmesi için enerji sektöründe piyasa ilişkilerinin ortadan kaldırılmasının ve bu alanda kapsamlı bir devletleştirme yapılmasının gerektiğini belirten Sarı, “Geçtiğimiz aylarda yayımladığımız Enerji Çözüm Belgesi’nde de vurguladığımız gibi, enerji başta olmak üzere ekonomide kapsamlı bir devletleştirme hamlesi ile halkın sırtından para kazanan şirketleri aradan çıkarmayı hedefliyoruz. Halkımıza asıl müjdeyi komünistler verecek” dedi.

Üstelik doğal gaz patronlarının kârlarının garanti edilmesi için faturalara bugüne kadar yapılan zamların yetmediği, üstüne hükümet BOTAŞ üzerinden sübvansiyon yaparak gaz şirketlerinin kârlarının garanti edildiğinin altını çizen Sarı,  enerjiden faydalanma hakkının tüm yurttaşlara eşit ve bedelsiz sağlanması için ise tek çıkar yolun tüm kaynakların şirketlerin elinden alınarak kâr amaçlı değil toplumsal fayda amaçlı kullanılmasını önceleyen, planlama odaklı bir kamu işletmeciliği olduğunu söyledi.

TKP MK üyesi Sarı, ayrıca şunları belirtti:

“Gazın çıkartılması sadece kaynağın sisteme verilmesi değil bunun için teknoloji geliştirilmesi, insan kaynağı yetiştirilmesi ve yapım kabiliyetlerinin iyileştirilmesi lazım. Bu alanlarda ilerleme sağlanmadığı gibi ilgili tüm işlerin hepsi yabancı enerji şirketlerine ihale ediliyor. Ayrıca ülkemizin sahip olduğu doğal gaz kaynağının bu ay Meclis’te kabul edilen düzenlemeler ile doğal gazda daha da serbestleştirilen piyasa koşullarında satılması için dağıtım şirketlerine verileceğini biliyoruz.

Oysa, bulunan kaynak halkın refahını artıracak şekilde yönetilebilir ve halka sunulabilir. Bunun için gerekli altyapı, insan kaynağı ve teknolojiye sahip olunmasına rağmen ülkemizde bir yönetim sorunu var. İktidar bu kaynağı şirketleri nemalandırmadan halka sunmak istemez. Bu yüzden AKP ve hatta enerji sektöründe devletleştirmeyi öngörmeyen düzen partileri, bu kaynağı toplumsal refahı değil şirketlerin kârını artıracak şekilde kullanacaktır. Örneğin, tören düzenlenen Sakarya gaz sahasına yakın konumdaki Akçakoca gaz sahasının yarısı özel şirketlere aittir. Gaz sahaları özel şirketlere satılabilmektedir ve son düzenlemelerle yerli ve yabancı şirketlerin doğa gaz piyasasında daha fazla rol alması amaçlanmaktadır.

TÜPRAŞ örneğinde görüldüğü gibi enerjide özelleştirmeler neticesinde tekeller oluşabilmektedir. Yüksek tekel kârları belli holdinglerin cebine transfer edilmektedir. Bugün TKP dışında hiçbir partinin enerjide ve ekonomide kapsamlı bir devletleştirme hedeflemediği görülüyor. Dolayısıyla, sermayeyi temsil eden ve öyle ya da böyle piyasa ilişkilerini muhafaza eden hangi parti iktidarda olursa olsun BOTAŞ, TPAO gibi enerji KİT’leri hep özelleştirme kapsamında olacaktır. Bu alanlarda dikey bütünleşik yapı tesis edilmeli, kamu işletmeciliği sürdürülmeli ve genişletilmelidir.

Son olarak, enerjiden faydalanmak tıpkı sağlık, eğitim, barınma gibi temel bir insan hakkıdır. Konutlarda elektriğin, suyun ve doğal gazın ücretsiz olması, tek bir yurttaşın bile karanlıkta ve soğukta kalmayacağı bir ülke için halkımızı TKP'ye oy vermeye çağırıyoruz.”

Sol Haber