AKP, dün Meclis’e iki ayrı tartışmalı yasa teklifi sundu. AKP Grup Başkanı Abdullah Güler, yasa tekliflerine ilişkin basın açıklaması yaptı. “Vakıflar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik” ve “Milli Parklar Kanunu Değişiklik Teklifi” adıyla gelen düzenlemeler, yerel ve kurumsal denetimi zayıflatıp yönetimi tek elde, Cumhurbaşkanlığı merkezinde topluyor. “Vakıflar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Teklifi” başlıklı düzenleme, Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait taşınmazların kiralama usullerini köklü biçimde değiştiriyor. Daha önce Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün yanı sıra belediyeler ve kamu kurumlarının mülkiyetinde olan “vakıf kökenli taşınmazlar”, yeni düzenlemeyle tek elde, merkezi yönetime devrediliyor.

Teklifin 11’inci maddesiyle, geçmişte vakıf yoluyla meydana gelmiş olup şu anda kamu kurumlarının mülkiyetinde bulunan kültür varlıklarının yeniden mazbut vakıflara devredilmesi öngörülüyor. AKP gerekçesinde bu düzenlemenin “vakıf kültür varlıklarının korunması” amacı taşıdığını savunuyor. Ancak muhalefet, bu adımı “kamu mülkiyetini daraltan ve tarihi yapıların denetimini merkezi idareye devreden” bir düzenleme olarak görüyor. Cumhuriyet’in ulaştığı kaynaklar “Belediye mülkü olan yapılar, kültürel değer bahanesiyle merkezi idareye alınacak. Bu, yerinden yönetim ilkesine aykırı” değerlendirmesinde bulunuyor. Muhalefet, düzenlemeyi “yerel yönetimlerin elini kolunu bağlayan, tüm kültürel mirası Saray’a bağlayan adım” olarak nitelendiriyor.

Yönetim payı yüzde 40’a çıkarılıyor

Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün temsilen yönettiği vakıflardan aldığı yönetim masrafı oranı yüzde 20’den yüzde 40’a çıkarılıyor. AKP bunu artan iş yüküyle gerekçelendirirken, muhalefet bu artışın “küçük vakıfları bitireceğini” söylüyor. Muhalefet kaynakları, “Vakıflar üzerindeki mali baskı, AKP’ye yakın vakıfların güçlenmesine, diğerlerinin ise tasfiyesine yol açacak” görüşünü dile getiriyor.

“Hukuksuz işgalleri meşrulaştırma”

Teklifteki bir başka tartışmalı madde de mazbut vakıf taşınmazlarında işgalci konumundaki kişilere 5 yıla kadar kira sözleşmesi yapma hakkı tanıyor. Muhalefet, bu düzenlemenin “hukuksuz işgalleri meşrulaştırma” anlamına geldiğini belirterek “Kiracısını mahkemeye vermiş vakıflar varken, taşınmazı işgal edenlere ödül gibi sözleşme hakkı tanınıyor” değerlendirmesinde bulunuyor.

AKP’nin ikinci teklifi olan “Milli Parklar Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Teklifi”, korunan alanlar üzerindeki yetkileri genişletiyor. Yeni düzenlemeyle, milli parklar dışındaki korunan alanlara da enerji iletim hattı, ulaşım, altyapı tesisleri yapılmasına kamu yararı gerekçesiyle izin verilebilecek. Muhalefet, bu maddenin doğrudan doğa talanının önünü açtığını savunuyor.

Kamuya ait alanların özel şirketlere devrinin önü açılıyor

Teklif, milli park içindeki tesislerin “işlettirilmesi” yetkisini genişletiyor; yani kamuya ait alanların özel şirketlere devrinin önü açılıyor. Ayrıca, Genel Müdürlüğe döner sermayeli işletme kurma ve Cumhurbaşkanına sermayeyi beş katına çıkarma yetkisi veriliyor. Yani mali denetim de Meclis’ten alınıp Saray’a verilmiş oluyor.

Özgür Özel, Sosyalist Enternasyonel'de konuştu: Türkiye’de sosyal demokrasi yükselişte
Özgür Özel, Sosyalist Enternasyonel'de konuştu: Türkiye’de sosyal demokrasi yükselişte
İçeriği Görüntüle

Tarihi alanlar Cumhurbaşkanlığı kararıyla genişletilecek

Teklifin son bölümleri, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı ve Uludağ Alan Başkanlığı gibi bölgelerdeki yetki alanlarını da değiştiriyor. Artık bu alanların sınırlarını genişletme, yeni bölgeleri “tarihi alan” veya “bağlantı noktası” ilan etme yetkisi Cumhurbaşkanı kararıyla yapılabilecek. Daha önce bu kararlar ilgili bakanlıklar ve koruma kurulları arasında ortak alınabiliyordu.

Her iki teklifin ortak özelliği, koruma ve yönetim yetkilerinin Bakanlıklar ve Cumhurbaşkanlığına devredilmesi. Vakıflar Kanunu’nda mazbut vakıflar, Milli Parklar Kanunu’nda ise Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, doğrudan Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle hareket edecek şekilde düzenleniyor.