Yerel

Valilik kararıyla mühürlenen beton santralinin faaliyetine tepki

Malatya’nın Battalgazi ilçesine Yıldıztepe Mahallesi sakinleri, rezerv alan için kurulan beton santralinin valilik kararıyla mühürlenmesine rağmen faaliyetine devam etmesine tepki gösterdi.

Abone Ol

Yıldıztepe Mahallesi sakinleri, rezerv alan için kurulan beton santraline tepki gösterdi. Mahalle Muhtarı Bayram Alışık, santralin ilk kurulduğu dönemde rezerv alan için kurulduğunu daha sonra ise beton satışı yaptığını ileri sürerek, bu durumun son iki aydır mahalleli için zulme dönüştüğünü söyledi. Alışık, şöyle konuştu:

"Evler yıkılmıştı, sabrettik ama bu zulüm"

"Geçen sene eylül ayında buraya beton santrali kuruldu. İlk kurulurken biz zannettik ki bizim Yıldıztepe Mahallesi'nde bulunan, Merkez 27. Bölge diye isimlendirilen rezerv alanı için kuruluyor diye düşündük. Fakat buranın, karşı tarafa bulunan Tandoğan bölgesine, yaklaşık 400 konuttan oluşan rezerv alan için kurulduğunu daha sonradan fark ettik ve oraya beton taşımaya başladılar. Özellikle kurulurken de belediyenin atık su gideri ve içme suyu şebekesi üzerine kurulmuştu. Aylarca biz buranın, o kışın çamurunda, buranın kanalizasyon sorunuyla, su sorunuyla ilgilendik. Sabrettik. Vatandaşların bütün şikayetlerine rağmen dedik ki 'Biraz sabredelim. Evler yıkılmış, sonuçta vatandaşlar için evler yapılıyor, biraz da zahmete biz katlanalım' dedik, bekledik. Orası bittikten sonra biz zannettik ki beton santralinin işi bitti, buradan kalkacak. Fakat yeniden üretime devam etmeye başladılar. Sonra öğrendik ki ta on kilometredeki Malatya'nın oradaki TOKİ alanına ve Fahri Kayahan bölgesine burada beton satılıyor ve mevsim olarak yaz, sıcağın 40- 45 derece olduğu günleri yaşıyoruz. Bu bölgede özellikle vatandaşlar camlarını, pencerelerini açamıyorlar. Tozda, dumanda nefes alamıyorlar. Hastası olan var, çocuğu olan var, yaşlısı olan var. Biri çıkıp sitesinde, bir ağaç gölgesinde nefeslenemiyor. Hal öyle bir noktaya geldi ki artık millet ‘illallah’ etti. ‘Biz artık toplanacağız oraya, ya bizi vursunlar, artık öyle edeceğimize böyle edin’ dediler."

"'Bizim bakanlıkta adamlarımız var’ dediler"

Yerleşim alanı içerisinde olduğu gerekçesiyle belediye tarafından mühürlenen santralin bir hafta sonra tekrar faaliyete geçtiğini belirten Alışık, şu ifadeleri kullandı:

"Ben de olayın ciddiyeti üzerine Sayın Valimizi gece saat 11'de bilgilendirdim. Sağolsun Sayın Valimiz talimat verdi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü memurları geldiler, incelemeler yaptılar. Dediler ki; 'sivil yerleşim alanı içerisine kurulmuş bu birinci, yasaya aykırıdır.’ İkincisi, aşırı toz ve duman çıkarıyor. Sağlığa aykırıdır.' Tuttular, 668 bin lira ceza yazdılar ve en kısa sürede buranın mühürlenip kapatılıp tahliye edilmesi yönünde karar aldılar. Kaymakamlığımız, Battalgazi Belediyesi Zabıta Amirliğini bilgilendirerek geldiler. Burayı mühürlediler. Mühürlenme anında ben de oradaydım. Ve şantiye yetkilileri şu ifadeyi kullandılar bizlere karşı 'Siz mühürleyebilirsiniz. Bir saat sonra biz burayı yine açtıracağız' dediler. Ben inanmadım. Hani kızgınlık anında telaffuz edilmiş bir cümle olarak yorumladım. 'Bizim bakanlıkta adamlarımız var’ dediler. 'Biz burayı açtıracağız' dediler.

"Valilik mühürledi, şantiye bir hafta sonra yeniden faaliyete geçti"

Aradan bir hafta geçti. Burası tekrar aynı şartlarda, hiçbir değişiklik yapmadan faaliyetine devam etmeye başladı. Bakanlık çalışanları da kim bunların dostuysa, kim arkadaşıysa ben bilmiyorum. Bunu da çözmek milletvekillerimize ve bakanımıza düşer. Çünkü bu sorun artık Malatya'nın bürokrasisini aşmış durumda. Bütün milletvekilleriyle de görüştüm. Böyle bir durumda biz basın açıklaması yapmak zorunda kalacağız. ‘Yapın’ dediler, ‘Doğal hakkınızdır’ dediler. Şimdi bir firma burada para kazanacak diye, bakanlıkta adamları var diye burada yaşayan yüzlerce hanenin, binlerce insanın sağlığını hiçe sayma hakları var mı? Çocukların, yaşlıların, bir tanesi size bahçesine çıkıp bir saat nefes alamıyor. Sıcaklığı görüyorsunuz, bunaltıcı havalar var. Böyle bir sıkıntı yaşıyoruz. Ben burada özellikle çağrımı Malatya milletvekillerine yapıyorum. Çünkü artık Malatya sınırını aştı bu sorun. Burada sayın milletvekillerine çağrım şudur; bizim bu sıkıntımızı, bu bize yapılan zulmü görmelerini istiyorum."

"Evimin içi toz dolu, nefes alamıyorum"

Mahalle sakinlerinden Sunay Dabalcılar, sağlık sorunları nedeniyle yaşadığı mağduriyeti şöyle anlattı:

"Belediyeden zabıtayı çağırdım. Dedim, 'Gelin buraya, bir çare bulun.' Toprağı döküyorlar, bir de böyle eliyorlar kepçeyle. O toz nasıl kalkıyor! Camı örtsem bile fark etmiyor; evin içine elimi sürdüğümde her yer toz. Ben hastayım. Ben çekemiyorum artık. Nefes darlığım var. Ben sinir hastasıyım, kalp hastasıyım. Göğsümde başka rahatsızlıklar da var. Gerçekten çekemiyorum bu durumu. Ben kaç sefer söyledimse adamlar benimle dalga geçiyor. Yani, söylediklerimizi hiçe sayıyorlar. Umursamıyorlar."

"Ankara ayrı bir devlet mi?"

Mahalle sakinlerinden Ahmet Aydemir ise sürecin Ankara’dan bozulmasına tepki göstererek şunları söyledi:

"Burası ayrı devlet Ankara ayrı bir devlet değil. Buradaki kaymakamlığın, valiliğin almış olduğu kararı Ankara’dan nasıl bozabiliyorlar? Bir tane kanun yok mu? Yani burada kim ilgilidir? Kim bunun altına imza atmıştır? Bakanlıkta buna kim cevap vermiştir? Kim izin vermiştir? Bunların da bulunup bize açıklanmasını istiyoruz. Çok garip bir olay bu. Kanun bir tane değil midir? Uygulaması gereken bir kanun yok mudur? Bunu Ankara’dan nasıl bozabiliyorlar? Bunu da çok merak ediyoruz yani."

(ANKA)