Araştırmaya göre, dünyanın dört bir yanındaki her dört şehirden biri, ciddi risklerle karşı karşıya olmasına rağmen, kendilerini iklim bozulmasının yarattığı tahribatlara karşı koruyacak paraya sahip değil.

70 MİLYAR DOLAR GEREKİYOR

Bütçe kısıtlamaları şehirlerin yaklaşık yüzde 25'i tarafından ana neden olarak gösterildi. 

Birçoğu, altyapılarını ve savunmasız nüfusu bu tehditlerden korumak için gereken finansman için ulusal hükümetlere güveniyor.

Araştırma, geçen yıl 422 şehrin iklim krizine uyum sağlamak için henüz finanse edilmemiş bin 142 projeye sahip olduğunu ve yaklaşık 72 milyar dolarlık bir yatırım gerektirdiğini ortaya koydu. 

Henüz finanse edilmemiş su yönetimi projelerinin tek başına maliyeti 22,6 milyar dolar olarak tahmin ediliyor.

‘BİLANÇODA GÖRÜLMEYEN FAYDALAR’

Araştırmayı gerçekleştiren CDP'nin Küresel Direktörü Kyra Appleby, “İklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlamak, finansmanda emisyon eylemlerinden daha zordur. Uyum ve dayanıklılığın muazzam faydaları var, ancak bilançoda görünmezler’’ dedi.

Güneş panelleri gibi yenilenebilir enerji üretiminin kurulması finansal bir getiri sağlayabilir ve enerji verimliliği projeleri oldukça hızlı bir şekilde para tasarrufu sağlamaya başlar, ancak aşırı hava koşullarının etkilerine uyum sağlamanın faydaları daha az açıktır ve genellikle daha yaygındır.

Sel veya kuraklık gibi aşırı hava olaylarından kaynaklanan hasar riskini azaltmanın yanı sıra, iklim bozulmasına uyum sağlama ve dayanıklılığı artırma, daha temiz hava ve su dahil olmak üzere halk için pek çok fayda sağlar. 

Örneğin, parklar ve diğer kamu tesisleri gibi yeşil alanların artırılması veya iyileştirilmesi, şehirlerin uyum sağlamasının temel yollarından biridir ve ayrıca halk sağlığını ve zihinsel sağlığı büyük ölçüde iyileştirebilir.

(Guardian, Çeviri:polemikhaber)