Raporda, “Çevresel acil durum sömürgeciliğin mirasıdır” deniliyor. Raporda, neden olarak, sömürgeciliğin “fakir toplumların havasının ve topraklarının, zengin batı dünyasının istemediği atık boşaltma yerleri olarak kullanıldığı bir model kurmuş olması” gösteriliyor.

Benzer eşitsizliklerin, atık yakma tesislerinin neredeyse yarısının renkli insanların yoğun olduğu bölgelerde olduğu Birleşik Krallık'ta da görülebildiğini ekliyor. Londra'da siyahların yasa dışı düzeyde hava kirliliği soluması daha olası ve İngiltere'deki siyahların evlerinde açık alana erişimi olmayan beyazlara göre neredeyse dört kat daha olası.

‘SÖMÜRGECİLİK, KÖLELİK VE KAYNAKLARIN YAĞMALANMASI’

Raporun yanı sıra YouGov anketi, çevresel etkilerde ırksal bölünmenin yaygın bir şekilde cehaletini gösteriyor. ankete katılanların yüzde 35'i beyaz olmayan insanların çöp yakma fırınlarına yakın yaşama olasılığının diğerlerinden daha fazla olmadığına inanıyordu; yüzde 55'i Londra'da beyazlar ile beyaz olmayanlar arasında hava kirliliğine maruz kalma açısından bir fark olmadığına inanıyordu; ve yüzde 47'si yeşil açık alanlara erişimde etnik gruplar arasında önemli bir fark olmadığına inanıyordu.

Irk eşitliği düşünce kuruluşu Runnymede Trust ile işbirliği içinde hazırlanan rapor, çevresel acil durumun köklerini sömürgeciliğe, köleliğe ve kaynakların yağmalanmasına kadar takip ediyor. Greenpeace, çevresel adaleti çalışmalarının temel direği haline getirdiğini söylüyor.

Raporun yayınlanması, Greenpeace İngiltere'yi ırksal adaleti çevre gündemine bağlayan en son büyük kampanya grubu haline getiriyor. İcra Direktörü Pat Venditti, sorunları “aynı madalyonun iki yüzü” olarak nitelendirdi. (Guardian)