Güney Kore yapımı Squid Game, online film platformu Netflix'te yayına girdiğinden itibaren sansasyon yaratmaya devam ediyor. İçeriğinde çokça şiddet barındıran dizi, çocuklar tarafından da izleniyor. Ancak Türkiye başta olmak üzere Belçika, İngiltere ve Avustralya gibi ülkelerde çocukların benzer davranışlarda bulunduğu görüldü. Özellikle de dizide yer alan oyunların günlük hayatta çok sık karşılaşılan oyunlara benzemesi çocuklar için daha da ilgi çekici hale geliyor. İstanbul Sultangazi’de kameralara yansıyan görüntülerde bir grup çocuğun Squid Game dizisinde yer alan oyunları oynadıkları görüldü. Belçika’da ise Erquelinnes Beguınage Hainau okulundaki çocukların dizideki oyunları oynayarak dizideki oyunlardan farklı olarak kaybedenleri dövdükleri belirlendi. Sadece Belçika’da değil İngiltere, Avustralya, Amerika başta olmak üzere birçok ülkede benzer olayların yaşandığı saptandı.

Dizinin çocuklar tarafından taklit edilmesi okul yöneticilerini de harekete geçirdi. Yöneticiler, çocukların Squid Game’i izlememesi gerektiği, dizideki oyunların akran zorbalığına teşvik ettiği ve vahşet sahnelerinin çocuklarda şiddet eğilimine yol açtığı yönünde velilere uyarı mesajları atmaya başladı. Belçika'da okul yönetimi, velilere yönelik bir uyarı yazısı yayımlanarak dizinin vahşet sahneleri gereği 18 yaş sınırının olduğu hatırlatmasında bulundu. İngiltere’de ise yöneticiler çevrimiçi yayınların zararları hakkında ek ders vererek bu tür dizilerin her yaş grubuna uygun olmadığı hakkında velilere mektup gönderdi.

Yöneticilerin yanı sıra uzmanlardan da uyarılar geldi. Dizinin gerçeğe taşındığı ve şiddetin şiddeti doğurduğu konusunda uyarılarda bulunan Uzman Psikolog Melda Yakupoğlu ve Psikolog Anıl Şen, Polemik Haber'den Canan Candemir'e konuştu.

'KAÇIŞ YOLUNUN DIŞA VURUMU...'

Squid Game dizisi hakkında kısaca görüşlerini bildiren Psikolog Anıl Şen, “Squid Game dizisini ilk çıktığında izlemiştim. Hem de bir solukta. Aslında birçok insanın içinden geçen gerçekçi düşüncelerin dışa vurumuydu sanki. Zor durumda kalındığında hayatta elinizden tutan birisi olmadığında, bazı sorumluluklar sırtınıza yüklendiğinde ama bu sorumluluklarla baş etme gücüne sahip olamadığımızda birçoğunun aklından geçen ama ifade edemediği kaçış yolunun dışavurumuydu adeta” ifadelerini kullandı.

Dizinin yaş sınırı olmasına rağmen neden en çok çocuklar tarafından izlendiğine değinen Şen, "Squid Game’ de yaş sınırı olmasına rağmen özellikle ergenlik dönemindeki gençler arasında popülerleşmesini ve beğenilmesini sağlayan birkaç şey var bence. Bunlardan birisi sosyal medya reklamlarının çok profesyonel şekilde yönetilmesi. Şu anda gençleri yönlendirmek istiyorsanız bunun en kolay yolu sosyal medya platformları. Bir diğer sebebi ise 18 yaş altı genç arkadaşlarımız her şeyi kolay elde etti” diye konuştu.

Şen konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Hayatta olan güzel şeyleri çabuk tükettiler. Varmak istediğim yer şurası her şeyi kolay kazandılar. Bu yüzden çalışarak elde etme mantığından uzaklaşılarak kolay yoldan elde etme, kolay kazanmanın yollarını aramaya başladılar. Eldeki olan mutlu olmaya yetmedi, daha önce çalışmamız bir nesil için de çalışmak zor geldi. Dizi bunu vaat ediyor aslında. 1. ol zengin ol. Diyeceksiniz ki kolay bir yolla birinci olunmuyor ki kazanamazsanız sonunda ölüyorsunuz! Haklısınız ama sonuçta bu bir dizi ve oradaki ölümler çok basitmişçesine ele alınıyor. Dizi ölenin üzerinde değil hayatta kalanın üzerinde duruyor. O yüzden ölüm yeterince etkisini göstermiyor ve parayı 6 basit oyunla kazanma olgusu ön plana çıkıyor."


© Psikolog / Yazar Anıl Şen

'ÇOCUKLAR, DİZİDEKİ OYUNLARI GERÇEK DÜNYAYA TAŞIDI'

Özellikle dizinin yayınlandığı günden itibaren oldukça sevilmesi ve yaş sınırı olmasına rağmen çocuklar tarafından gerçek hayatta taklit edilmesinin nedenleri hakkında konuşan Şen, “Çocuklar oyunlardan yoksun büyüyorlar. Ebeveynleri ile doya doya oyun oynayan çocuk sayısı kaçtır? Babasıyla top oynayan, bisiklet süren, kumun içinden çıkmayan, çamurdan ailesiyle birlikte kale yapan? Çocuklar gerçek hayattaki oynanabilecek güzel oyunları yeterince bilmiyor ama bu onların suçu değil bu onlara maddiyatı sınırsız sağlamaya çalışırken çocukları ile yeterince oyun oynamayan ebeveynlerin hatası. Neredeyse her ebeveynden duydum cümle şu: 'Çocuğumun geleceği için çalışıyorum bu kadar' Ya peki şu anı? Tam oyun oynama çağında onunla geçiremediğin zamanları satın alır mı para? Haliyle ilginç gelen yeni oyunları gerçek hayata taşıyor çocuklar sonuçta çok popüler… Şiddet, kolay yoldan para kazanma, çaresizlik, bir çok insanın gerçekten hayatla ilgili beklentilerinin minimum seviyede olması hatta kalmaması, hayat amacımızın olmaması, bulunduğumuz konumdan ve durumdan memnun olmama…” dedi.

ŞEN'DEN KABUL GÖRME VURGUSU

Son olarak çocukların bu tür içeriklerden nasıl korunması hakkında görüş belirten Şen, ailelere, "Çocuklar arasında daha üst yaşlara hitap eden film içeriklerini izlemek oldukça popüler bir davranış. Aile koruma paketleri kullanabilirler. Çocukları ile daha verimli zaman geçirebilir ve izleyecekleri film dizileri beraber seçebilirler. Çocukları ile aralarındaki iletişimi güçlü tutabilir ve ona bir birey olduğunu hissettirebilirler. Birey olma ve aile tarafından kabul görme hissiyatı çocukta yaşının üzerindeki aktiviteleri yapma isteğinin doğmasını engelleyecektir" Tavsiyelerinde bulundu.

'ŞİDDET ŞİDDETİ DOĞURUR'

Squid Game dizisi dışında televizyonda yer alan şiddet temalı içeriklerin, başta çocuklar olmak üzere topluma nasıl etki ettiği hakkında konuşan Uzman Psikolog Melda Yakupoğlu, “Şiddet şiddeti doğurur diye bir söylem var. Kesinlikle katılıyorum. Küçük yaştaki çocuklar yetişkinlerin davranışlarını gözlemleyerek hayata karşı tutumlarının, davranışlarının nasıl olması gerektiğini öğrenirler. Ailelerini, öğretmenlerini, bir sanatçıyı, oyuncuyu, medyadan bir ünlüyü kendilerine rol model alabilirler. Onlar gibi davranmaya çalışırlar. Onlar gibi giyinmeye tarzlarını oluşturmaya çalışırlar. Yani onların davranışlarından etkilenerek hareket ederler. Çocuklar kulaktan işitsel olarak değil görerek eğitime yatkın olurlar. Dolayısıyla izledikleri, seyrettikleri diziler, filmler karakter gelişimleri için önemli rol oynar. Bu sebeple küçük yaştaki çocuklar televizyon ve interneti yetişkinlerin kontrolünde kullanmalı. Her içerik çocukların psikolojisini olumlu yönde etkilemeyeceği gibi olumsuz sonuçlar doğurabilir. Bazen çizgi filmlerin ve oyunların içinde bile şiddet olduğunu gözlemleyebiliyoruz" diyerek uyarılarda bulundu.

YAKUPOĞLU: YETİŞKİNLER DE ETKİLENİYOR

Medyada yer alan şiddet içeriklerinin toplumsal ayna rolü gördüğünü ifade eden Yakupoğlu, "Filmler, diziler ayna rolü görüyor tabi. Hayatın içinden bazı konular çok önemli oluyor ve bu tarz içerikler her zaman dikkat çekiyor. Sadece çocuklar değil yetişkinler de televizyondaki olumsuz olaylardan etkileniyor. Bu tarz travmatize edebilecek haberleri vermek ciddi sorumluluk istiyor bu noktada medyanın da bazen kullandığı dili değiştirmesi gerekebiliyor" diye konuştu.


© Psikolog Melda Yakupoğlu

Son olarak ülke genelinde bu tür içerikler nedeniyle artan toplumsal sorunlar için önerilerde bulunan Uzman Psikolog Melda Yakupoğlu, şunları söyledi:

"İnsanlar arasında empati yapabilme durumunun yaygın hale getirilmesi daha sağlıklı olacaktır. Bugün baktığımızda insanlar birbirine duygularını ve gerçek düşüncelerini söylemekte zorluk çekiyor. Kendilerini iyi ifade edemiyorlar. Nasıl iyi iletişim kuracaklarını bilmiyorlar. Dizilerde hep benzer konular var, olumsuz sahneler gösteriliyor ancak sonrasında bunlarla nasıl daha etkili mücadele edilir gösterilmiyor. Örneğin aile içi şiddet gibi bir içerik olduğunda ardından da insanların bu tarz durumlarla nasıl baş edebilecekleri gösterilmiyor işte tam bu noktada doğru bilgiler ve yönlendirilmeler yapılmalı. Son dönem dizilerini incelediğimizde zenginlik, gösteriş, sahip olma isteği gibi konular işleniyor. Daha materyalist, zenginlik, statü gibi konular ön planda. İnsanlar bu tarz dizileri izleyip, kendi yaşam sorunlarıyla, ekonomik sıkıntılarıyla boğuşurken, nasıl daha rahat koşullarda yaşayabilirim diye yollar aramaya başlıyorlar. Diziler hayatın içinden olursa, toplumun her kesimini kucaklayabilirse bence daha sağlıklı olacak.Öğretici nitelik taşımalı ve bizim kültürümüzü yansıtmalı. İnsanlar kendilerine yakın gördükleri şeyleri izleme eğilimi gösterirler. İçerisinde kendine yakın gördüğü karakterleri severler. Onlarla özdeşim kurarlar.” Dedi. Daha sonra konuşmalarına devam eden Yakupoğlu, “Dizi içerikleri hep belirli konulardan oluşuyor. Şiddet, aldatmalar, entrikalar, bunlar dışında nasıl daha iyi iletişim kurulabilir öğretmek amaç olmalı. İzlediğinizde zaman geçirmek yerine bir şeyler öğrenebildiğiniz size yeni bilgiler katan içerikler olmalı. Sizi pozitif etkileyen içeriklere yönelmelisiniz. İzledikten sonra içinizden iyi şeyler yapma, işe yarar olma ve üretme isteği gelmeli, bunun için öğretici programlar, belgeseller tercih edilebilir."