Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı, İklim Krizi ve Türkiye Raporu’nu yayımladı. 

Raporda iklim krizinin Türkiye ve dünya genelinde etkisi ele alındı. Türkiye’deki iklim krizinin göstergeleri raporda şöyle sıralandı:

“Son 42 yılda Türkiye’nin her yerinde sıcaklıkların artıyor olması: yağışlarda aynı dönem için belirgin bir değişim gözlemlenmemiş̧ olması; son 60 yıllık süreçte dağ̆ buzullarında 10m’lik geri çekilme yaşanması; deniz seviyelerinin yükseliş trendinde olması; doğal afet sayılarında artış eğilimi gözlemlenmesi, Kızıldeniz üzerinden balon balığı, aslan balığı gibi tropik iklimlerde yaşayan istilacı balık türlerinin Akdeniz sahillerimizde görülmeye başlaması.”

Türkiye’nin iklim krizine karşı imzaladığı uluslararası sözleşmelere de atıfta bulunulan raporda, Türkiye’nin krize karşı belirlediği iki prensip “Kalkınma bağlamında kendisinin özel şartlarının ve konumunun kabul edilmesi. Sözleşme hazırlık müzakerelerinde daima gelişmiş ülkeler kategorisine eklenen ve mali yükümlülük üstlenmesi istenen ülkemizin bu kategoriden çıkarılması” diye açıklandı.

PARİS ANLAŞMASI’NDA MÜZAKERE ŞARTI

Türkiye’nin Paris Anlaşması’na şartlarının kabul edilmesiyle taraf olunabileceği değerlendirilen raporda, “Kabul ettiğimiz salınım azaltma taahhüdü yetersiz geldiği taktirde, sözleşme uyarınca müzakere süreci başlayabilir” denildi.

Raporda iklim krizinin çözümü için şu önerilerde bulunuldu:

Aşırı tüketim yerine ihtiyaca dayalı tüketime odaklanılmalı, aşırı büyüme yerine gezegenin sınırlarını dikkate alarak büyüme hedefi konulması düşünülmelidir.
Türkiye’de iklim eylemi sosyal politika alanı olarak ele alınarak ona göre bir yol haritası çizilmesi ulusal kalkınma hedeflerimizi ve iklim değişikliği ile mücadele hedeflerimize ulaşma noktasında yararlı olabilir.
Bu çerçevede Türkiye Paris Anlaşmasına milli çıkarlarımız göz önünde tutularak taraf olunabilmesi söz konusu olabilir.
Karbon vergisi getirilebilir.
Yenilenebilir yatırım fonu oluşturulabilir.
Enerji verimliliğinde gerçekleşen teknolojik gelişmelerin uygulanması teşvik ve takip edilebilir.
Enerji alanında Ar-Ge çalışmaları desteklenebilir, teşvik sistemiyle arttırılabilir ve özellikle üniversite mezunlarına bu alanlarda istihdam oluşturulabilir.
Temiz enerjinin üretim ve kullanımdaki payı ile elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kullanımı arttırılması için çalışmalar yapılabilir.
Türkiye’nin Avrupa’nın en çok güneş alan ülkesi olması sebebiyle bu potansiyel “güneş tarlaları” ile değerlendirilebilir.
Etkin atık yönetiminin sağlanması için vahşi depolama ve çöp dökme sahalarının kapatılması ve AB ile uyumlu Entegre Atık Yönetimi anlayışı ile Katı Atık Ana Planı (KAAP/2010) kapsamında öngörülen geri kazanım tesislerinin kurulması elzemdir.
Tarımda vahşi su kullanımına çözümler üretilmeli, damlama sulama yöntemi teşvik edilmeli ve gelir düzeyi düşük çiftçilere ücretsiz bir biçimde sağlanmalıdır.

“BELEDİYELER SERA GAZI ENVANTERİ ÇIKARMALI”

Raporda belediyelere yönelik de öneriler anlatıldı. Belediyelerin iklim krizine karşı eylem planı ve sera gazı envanterinin çıkarması, 10 bin metrekarenin üzerindeki ticari ve kamu binalarında standartları sağlayan ısı yalıtımı ve enerji verimli sistemler oluşturması istendi. Raporda belediyelere yönelik önerilerden bazıları şöyle:

Fosil yakıt kullanımı kademeli olarak azaltılmalı veya tamamen terk edilmelidir. Yenilenebilir enerjiye geçişte maliyetlerinin belirli bir kısmı devlet tarafından karşılanmalı ve bu dönüşüm teşvik edilmelidir. Şehirsel tasarım yapılmalı ve yeşil binalar inşa edilmelidir.
Kentin iklim dostu ulaşımı planlanmalı, bisiklet yolları gibi alternatif şehir içi ulaşım hizmetlerine ve toplu taşıma sistemine yatırım yapılmalı ve bu sistemlerin kullanımı için özendirici faaliyetlerde bulunup teşvik edilmelidir.
Kentte bulunan binalarda atık yönetmeliği zorunlu tutulmalıdır. Kentlerde ormanların ve tarım arazilerinin muhafazası sağlanmalı ve bu alanların iklim değişikliğin uyumu için bilgi kapasitesi arttırılmalıdır.

“BİREYLER ATIKLARINI KOMPOST YAPMALI”

Raporda bireylere yönelik tavsiyeler de yer aldı. Raporda bireylerin iklim konusunda bilinçlendirilmesi ve eğitim alması önerilerek, bireylerin yapması gerekenler “Ev içi tasarruf ve atık yönetimi konusunda çeşitli teşvikler yapılmalı ve bireyler yönlendirilmelidir. Ev içi gıda atıklarının toplanıp kompost yapılması teşvik edilmelidir.  Yaş grubu fark etmeden enerji tasarrufu, su tasarrufu gibi konularda aile bireyleri duyarlı olmalıdır” diye anlatıldı. Raporda bireylerin atık ve enerji tüketimine de sınırlama getirilmesi ve bunun da denetlenmesi istendi.