Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” tartışılmaya devam ediyor.

Üreticilerin ve çevre örgütlerinin tepkisini çeken yönetmelik değişikliği ile zeytinlik alanların maden ve enerji yatırımlarına açılmasını sağlıyor. Zeytinlik alanlarda yapılacak yatırımların ardından “rehabilite” edilmesi ve yeniden “eski haline getirilmesi” şartını da içeren maden yönetmeliğini, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Dr. Mustafa Tan, Edremit Ziraat Odası Başkanı Ali Yılmaz Diker ve Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde zeytin ve zeytinyağı üretimi yapan Önem Erol Usta ile konuştuk.

'GIDA ÜRETİMİNDE YENİ BİR KRİZ ORTAMI YARATIR'

Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Dr. Mustafa Tan, söz konusu yönetmeliğin acilen geri çekilmesi gerektiğini ifade ederek, tarımsal alanda büyük öneme sahip zeytin ve zeytinyağı üretiminin, yönetmeliğin bu haliyle zarar göreceğini dile getirdi. 

Gazete Duvar'da yer alan habere göre, zeytin üretiminin yılda yaklaşık 1,5 milyar dolarlık katma değer yaratan bir sektör olduğunu, doğrudan ve dolaylı olarak yaklaşık olarak 10 milyon kişinin geçimini bu sektörden temin ettiğini dile getiren Tan, “Böyle bir girişim, zaten mevcut ülke ve dünya koşulları göz önüne alındığında yeni bir kriz yaratmaktır. Biz ne yapılmak istendiğini anlamadık. Bu işten geçimini sağlayan milyonlarca insanı huzursuz etti” dedi.

'ZEYTİNLİK ALANLARA KARŞI 8’İNCİ GİRİŞİM'

Zeytinlik alanlarla ilgili girişimlerin daha önce de meclis gündemine geldiğini dile getiren Tan, “Daha önce 7 kez gündeme geldi. Bunların hepsini yüce meclis iradesi reddetti. Sadece muhalefetle de olmadı, mevcut iktidar partisinin zeytincilik yapılan bölgelerin milletvekilleri de karşı çıktı. Kanunda değişiklik yapılmak istendi geçmedi, yönetmelikte yapılmak istendi olmadı, şimdi böyle olduğu bilindiği halde bu kez yeni bir düzenleme ile karşımıza geldi. Yönetmelikler kanunların üzerinde değildir. Bunu bile bile zeytinlik alanlara yönelik böylesi bir girişim bizleri üzmektedir” dedi. Tan ayrıca, hükümetin mecliste bu konu tartışıldığında, ‘bir daha zeytin kanunu değiştirilmek amacıyla gelmeyecek’ dediğini de ifade etti.

'YÖNETMELİKTE, ‘SAHANIN TAŞINMASI’ İBARESİNİ ANLAMADIK'

Dr. Tan, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nde, üreticilerin, sanayicilerin, tüccarların, birliklerin ve kamu kurumlarının da temsilcileri olduğunu vurgulayarak, söz konusu değişiklikten sektördeki hiç kimsenin haberinin olmadığını söyledi. Yönetmelikte yer alan zeytinlik alanlarla ilgili “sahanın taşınması” ibaresi olduğunu ifade eden Tan, “Ne demek olduğunu anlayamadık. Zeytin ağacı, buğday gibi ‘buraya ekme, başka bir yere ek’ diyebileceğimiz bir ürün değil ki. Zeytin ağacı kültürel bir mirastır, değerdir” dedi.

'ACİLEN GERİ ÇEKİLMELİ'

Söz konusu yönetmeliği “idari bir hata” olarak değerlendiren Tan, davalar açıldığını, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nin de bu süreçleri yakından takip ettiğini dile getirdi. “Bu hatadan bir an önce dönülmesi ve yönetmeliğin geri çekilmesini talep ediyoruz” diyen Tan, “Bu yönetmelik değişikliği geri çekilmezse kısa sürede biz de hukuki olarak haklarımızı kullanacağız, zaten dediğim gibi birçok kurum kuruluş dava açtı. Davalar sonuçlanmadan geri çekilmesi iyi olur. Ciddi bir tepki var. Kabul edilebilir bir şey değil” dedi.

'ZEYTİN ÜRETİMİ KISITLAYAN DEĞİL, GELİŞTİREN YÖNETMELİKLER İSTİYORUZ'

Rusya-Ukrayna savaşının buğdayda ve ayçiçeği tedarikinde sıkıntılara yol açtığını hatırlatan Tan, zeytin ve zeytinyağı üretiminin ise hem ülkeye hem de ihracata yetecek düzeyde olduğunu söyledi. Türkiye’de yıllık ortalama 200-250 bin ton civarında yağ üretildiğini söyleyen Tan, bu yıl 235 bin ton yağ rekoltesi tespit edildiğini, 500 bin ton da sofralık zeytin üretimi olduğunu vurguladı. Türkiye’nin iç piyasada en fazla 160 bin ton yağ tükettiğini, geriye kalan 80 bin ton yağ üretimi ile 30 bin ton stoktaki yağın ihraç edilebilir olduğunu ifade eden Tan, “110 bin ton gibi bir ihraç yağımız var. Bu bizim ayçiçeği yağının ithalindeki eksikliği bile ikame edebilir. Dolayısıyla bizim elimizi güçlendiren çok önemli bir stratejik üründür. Yani Türkiye’nin elinde yetecek kadar, fazlasıyla yağı var. 100 bin tona yakın ihracat yapabilecek yağı var. Üstelik bu ağaç üzerinde de değil, depolarımızda. Bu öyle bir değer ki, bizi, ülkemizi aç kalmaktan koruyabilecek bir değer” dedi.

'MADENCİLİK LOBİSİ BOŞ DURMUYOR'

Edremit Ziraat Odası Başkanı Ali Yılmaz Diker de böyle bir girişimin zeytinciler tarafından kabul edilmesinin mümkün olmadığını dile getirerek; yönetmeliğin zeytinlik alanlarının daraltılmasına ve yok olmasına neden olacağını söyledi. Diker, “Madencilik lobisinin faaliyetleri boş durmuyor. Bu tür girişimler, sürdürülebilir tarıma ve üreticinin motivasyonuna zarar vermektedir. Ben bir kez daha aklıselimin hakim olacağına, bu yanlış karardan geriye dönüleceğine inanıyorum. Zeytincilik, taşımayla olmaz. Yani Resmi Gazete’de denildiği gibi, oradan alınıp oraya konulamaz. Böyle bir zeytincilik dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Ülkemizin, stratejik milli bir ürünüdür zeytin” dedi.

'ZEYTİNİ DE İTHAL EDECEK DURUMA GELİRİZ'

Ayçiçeği, soya, kanola gibi ürünlerin ithal edildiğini söyleyen Diker, zeytin ve zeytinyağının ihraç ürünü olduğunu, ülkeye önemli bir katma değer sağladığını belirtti. 

“Bizim ihraç edebildiğimiz tek bir ürün var, o da zeytin ve zeytinyağıdır” diyen Diker şöyle devam etti: 

“Bu ürünün değerini maalesef anlamadık, anlayamıyoruz da. Biz eğer, zeytine sahip çıkmazsak, buğdayın başına gelenler zeytinin başına da gelirse, buğdayda yaptığımız hataları zeytinde de yaparsak, bugün ihraç ettiğimiz zeytini yarın ithal eder duruma geliriz. Madencilik için zeytini yerinden söküp, madencilik faaliyetinden sonra tekrar yerine dikme gibi saçma sapan fikirlerle bu ülkede zeytincilik de olmaz zeytinyağcılığı da yapılmaz.”

'GIDA KRİZİ SÜRECİNDE ZEYTİNE SAHİP ÇIKMALIYIZ'

Edremit Körfezi gibi Kuzey Ege de zeytin ve zeytinyağı üretiminin önemli bir geçim kaynağı olduğu, yoğun bir üretim faaliyetinin olduğu merkezlerden biri. Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı Gülpınar Köyü’nde zeytin ve zeytinyağı üreticiliği yapan Önem Erol Usta ise zeytin ağacını “kutsaldır, berekettir, şifadır, barışın simgesidir” ifadeleri ile niteledi.

“Zeytin ve zeytinyağı bizim geçim kaynağımızdır” diyen Usta şöyle konuştu:

“Biz zeytin üreticileri olarak zeytinliklerimizin madencilik faaliyetleri için yok edilmesinin önünü açan bu yönetmeliğin acilen iptal edilmesini ve bu büyük yanlıştan bir an önce dönülmesini istiyoruz. Ülkemizin en kıymetli ve katma değeri en yüksek tarım ürünlerinden biridir zeytin. Zeytin ağacının meyvesi ve zeytinyağı yanında, zeytin yaprağı, odunu, prinası gibi tüm bileşenleri değerlidir. Hem pandemi süreci hem global ekonomik kriz yüzümüzü acilen Tarımsal Üretim faaliyetlerine dönmemiz gerektiğini de göstermiştir. Dünyanın gıda krizi ile karşı karşıya olduğu böyle bir dönemde zeytine daha çok sahip çıkmamız gerek. Biz Atalarımızdan miras aldığımız, binbir emekle bakımını yaptığımız yüzlerce yıllık zeytin ağaçlarımıza sonuna kadar sahip çıkacağız. Madencilik faaliyeti ya da başka hiçbir amaçla zeytinimizin yok edilmesine ya da zarar görmesine hiçbir zaman sessiz kalmadık bundan sonra da zeytin ağaçlarımızı korumaya devam edeceğiz!”