Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.

Nefes'ten Merve Şişman'ın haberine göre Ağıralioğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “derdimiz bir” ifadesini de eleştirerek, “Milletiniz size hendeklerde, sizin maharetsizliğiniz yüzünden canlarıyla oluşturduğu o boşluğu kapatan evlatların ana babalar ‘vatan sağ olsun’ diye destek oldu. Siz şimdi vatanınızın düşmanlarıyla dertliyiz diye beraberlik kurudunuz. Derdinizin hayrını görmeyin” diye konuştu.

Ağıralioğlu, “Biz sizi sandığın başında milletimizle bekleyenleriz. Sandığın başında geldiğinizde göreceklerini söyleyeceğiz. Öcalan'ı da alın gelin. Mektup da yazdırın. Bu olmaz, kesmez sizi. Anayasa yaptırdınız, yetmez. Komisyon kurduruyorsunuz, olmaz. Kurucu Önder diyorsunuz, o da size Atatürk kadar büyüksünüz diyor, yetmez. Seçimi kazanmak için kime oy vereceklerini mektup yazdırın onlara, daha önce yaptınız. Yine yapın” ifadelerini kullandı.

İmralı Heyeti Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile görüşecek
İmralı Heyeti Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile görüşecek
İçeriği Görüntüle

Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ağıralioğlu’nun öne çıkan açıklamaları şöyle:

“‘MHP biz ve DEM birlikte hareket ediyoruz’ deyip, kendi grubu dahil, geçen seçim kendisine oy verenler dahil Türk milletini şok eden bu beraberliği kendi sinesinde anlamlandıramayınca biz bugün tarihe not düşmek için basın toplantısı yapıyoruz. Onlar tarihe not düşüyoruz diye siyasi heveslerine notlar düşüverdiler.

Tarihe not düşüyoruz diye, Öcalan’la, çocuklarımızın katiliyle bir araya geldiler. ‘Pazarlık etmiyoruz, silahları bırakın’ diye başladıkları işe anayasa, Lozan, devlet millet varlığımızı tartışabildiler. 45 yıldır mağaralarda evlatlarımızı öldüre öldüre yaşlanan it sürülerine devleti kurban ettiler. Kovaların içine koydukları 30 tane silaha devletin 45 yıllık mücadelesini rezil ettiler.

Bundan sonra beraberlikleri ilan ettikleri konuşmaya da ‘tarihi bir gün’ dediler. Terörsüz Türkiye diye bir giyotini bu mevzuda kaygısı olanların üzerine mevzilendirdiler. Çocuklarımızın katillerine barış havarisi, bizim gibi hassasiyeti olanlara da kandan besleniyor demeye heves ettiler. Şimdi bey Tayyip Bey’e kızacağım ama onlara oy veren insanları muhafaza edeceğim. Devlet Bey’e yaptığının ne anlama geleceğini soracağım, ülkücülüğümüzü, Türk milliyetçiliğimizi onun elinden kurtaracağım. Bölücülere kızacağım, Kürtlerimizi onlara teslim etmeyeceğim. Sözü nasıl söylersem söyleyeyim; devleti, milleti, vatanı tutacağım.”

"Yaralarımızın kabuk bağlamasını bekliyormuşsunuz"

“Biz sizi, devletin milletin düşmanlarıyla oturdunuz, bu oturmanın bedelini 1212 evladımızı hendeklere gömmek zorunda kaldınız da aklandınız zannediyorduk meğer akıllanmamışsınız. Siz bizim yaralarımızın kabuk bağlamasını bekliyormuşsunuz. HDP’nin, DEM’in derdini biliyoruz. Devletle, vatanla, bayrakla, Lozan’la, cumhuriyetle dertleri var. Siz onlarla bu dertlerle nasıl birleştiniz Sayın Cumhurbaşkanı? Sizde dertlisiniz, onlarda dertli. Onların hangi derdi ile birleştiniz? Dertleri ile birleştiklerinizin hayrını görmeyin.”

“Çocuklarımızın katiline ‘kurucu önder’ diyorsunuz Alparslan Türkeş’in kabrinde. Birbiriniz iltifat eden ortaklığınızın beraberliğiniz önümüzdeki dönem imtihanını size sandıkta soracağız. Siz, DEM’iniz, katilleriniz, İmralı’daki sakininiz hepiniz sandığa geleceksiniz; siz beraber olduklarınızda, biz milletimizde görüşeceğiz. İstediğimizi söyleriz, istediğimizi yaparız. Dün sövdüklerimize bugün övgü dizmeye karar verdik… Konuşuyordunuz. Kimler kimlerle beraber, kadere bak. Sayın Cumhurbaşkanı kadere bak kadere.”

“Sizin kutsalınız sandıkmış”

“Siz geçen seçim bu söylediklerinizin tam tersini söylerken hassasiyetinizin devlet millet hassasiyeti olduğunuzu zannediyordu milletiniz. Millet şimdi gördü ki siz seçim kazanmaktan başka hesabı olmayan bir iradeyi temsil ediyormuşsunuz. Sizin kutsalınız sandıkmış. Sizin hissenize sandık düştü. Sizin hislerinize önümüzdeki seçim düştü. Bizim hislerimize vatan. Sizin hissenize Öcalan düştü. Bizim hislerimize tabuta sığmayan binlerce kahraman. Sizin hissenize çocuklarımızı vura vura mağaralarda yaşlanmış köpekler düştü. Bizim hissemize biz evlatlarımızı kuru ekmeklerle büyüttük diyen analar düştü. Sizin hissenize Öcalan'ı serbest bırakmazsanız bu anlaşma olmaz diyen tehditlere yol arkadaşlığı düştü. Bizim hissemize tabuta sığmayan kahramanlar, şehit oldukları halde vatan sağ olsun diyen evlatlar, 34 bin lira maaş vermişsiniz de evlatlarından parasını evlatlarından kuru ekmek yiye yiye toplaya toplaya evlatlarını canından aziz bilmiş anaların hicranıyla geride kalan 34 bin lira maaşıyla burs vereceğim diyen evlatlar kalmış. Şehit olurken sözleşmeli erleri unutmayan unutmayın diyecek alicenaplık bize kaldı.”

"Öcalan'dan medet ummaya hayır"

“Terörsüz Türkiye, evet. Terörün bittiği bir ülke, evet. Bir kişinin canına halel gelmesin, evet. Analar ağlamasın, evet. Ama bunları sağlamak için Öcalan'dan medet ummaya hayır kardeşim. Biz niçin rencide olduk? Madem öyle mağaradan, inlerinden çıkmış bu adamlar bizi niçin rencide etti? Bu merasimden niçin utandık biz? Bizim hissemize niçin mahcubiyet düştü? Biz niçin kullanılmışlık duygusu çekiyoruz? Biz niçin boşa mı öldük acaba kaygısıyla? İsyan cümleleri duyuyoruz. Niçin siz bu anlaşmanın arkasından benim babamı verin, benim kocamı verin, benim oğlumu verin diyenleri duymuyorsunuz? Madem anlaşabildiniz, bu anlaşmayı niçin daha önce yapmadığınızı izah etmek zorundaydınız, umursamadınız. Madem konuşarak oluyordu, bu kadar zaman niçin konuşmadınız da bu kadar evlat kaybetti bu millet? Madem konuşarak oluyordu. Madem Öcalan'ın vizyonuna kalmıştınız ama bunlar bizim için yeni değil, tarihi değil, tarihi konuşmalar değil.”

CHP'ye seslendi

“Şimdi Cumhuriyet Halk Partisi'ne, memlekette ay yıldızda al bayrak derdi olan herkese, muhalefetteki her partiye sesleniyorum. Sayın Genel Başkan buraya geldiğinde istişaremizde söylemiştim. Tekrarlamak zorundayım. Devleti kuran partisiniz. Devletinize sahip çıkma zamanıdır. Cumhuriyeti kuran partisiniz. Cumhuriyeti kollama zamanıdır. Lozan'ı imzalayan partisiniz. Üniter yapıyı inşa eden partisiniz. Üniter yapımızın hassasiyet gösterilip muhafaza edilmesi gereken zamanlardır. Üniter yapıyı muhafaza etmek zorundasınız. Artık sizin ufkunuzda devlet millet olmak zorundadır. Devletinizin varlığını, milletinizin varlığını, milli bünyemizin, üniter yapımızın sağlamlığını hasarlayacak bir takım tertipler planlanmaktadır. Dolayısıyla artık hissemize düşen şey şudur. Ben Atatürk'ün partisiyim diyenlerin Atatürk'ün kurduğu devlete, sahip çıkma zamanıdır.”