Parti kapatma davası nedeniyle seçime Yeşil Sol Parti listelerinden girecek olan HDP, bildirgesini açıkladı. HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar ile Yeşil Sol Parti Eş Sözcüleri Çiğdem Kılıçgün Uçar ve İbrahim Akın’ın açıkladığı beyannamede Kürt sorununun çözümünden yargıdaki düzenlemelere kadar pek çok başlıkta vaatler yer aldı.

'BURADAYIZ, EMEKÇİLERLE DEĞİŞTİRECEĞİZ'

Seçim sloganı “Buradayız, birlikte değiştireceğiz” ve “Dîsa em” olan Yeşil Sol Parti, etkinlik salonuna, Kürtçe’nin Kurmancî ve Kirmançkî lehçeleri ile Türkçe “Buradayız, gençlerle değiştireceğiz”, “Dîsa em, dîsa serkeftin”, “Buradayız, emekçilerle değiştireceğiz”, “Dîsa civak, dîsa azadî”, “Dîsa ciwan, dîsa serkeftin”, “Seba awamlerdişî, reyan ma” sloganların yer aldığı pankartlar asıldı.

HDP’nin tutuklu bulunan önceki dönem eş genel başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile tutuklu siyasetçiler Selçuk Mızraklı, Sebahat Tuncel, İdris Baluken’in cezaevinden gönderdiği mesajların okunduğu toplantıda bildirgeye ilişkin ilk değerlendirmeyi Mithat Sancar yaptı.

'AYNI AĞACIN MEYVELERİNDEN YEMEYE DAVET EDİYORUZ'

Demirtaş ve Mızraklı'nın mesajı şöyle oldu:

"Türkiye halklarının, ezilenlerin umudu HDP, 14 Mayıs seçimlerine Yeşil Sol Parti ile girerek parlamentoda çok daha güçlü bir temsiliyete, toplumun sorunlarının köklü şekilde çözümüne aday olduğunu bir kez daha ilan ediyor. Demokrasinin kurumsallaşması, toplumdan dışlanmak istenenlerin, emekçilerin ülke yönetimine katılarak kendi sorunlarını çözebilmesi ancak Yeşil Sol'un Meclis'te güçlü olmasıyla sağlanacaktır. Bugün ortaya konulan gerçekçi çözüm bildirgesi de ülkenin biricik umudunun Yeşil Sol olduğunu gösteriyor. Tüm halklarımız için hayırlı olmasını diliyor, hepinizi kutluyoruz. Gençleri, kadınları, işçileri, işsizleri, emekçileri, çiftçileri, esnafları, emeklileri, Kürtleri, Türkleri, Arapları, Ermenileri, Çerkesleri, Boşnakları, Sünnileri, Alevileriyle tüm Türkiye'yi Yeşil Sol'da buluşmaya, aynı ağacın güzelliğinde rengarenk şekilde buluşmaya, aynı ağacın meyvelerinden yemeye davet ediyoruz. Özgürlükte buluşmak dileğiyle hepinize selam, sevgilerimizi gönderiyor, başarılar diliyoruz. An serkeftin an serkeftin."

Sancar ve Buldan’ın değerlendirmelerinin ardından Uçar seçim bildirgesini okudu.

'TOPLUMSAL MÜZAKERE İLE BİRLİKTE YAZMAK İÇİN BİZ HAZIRIZ'

Uçar konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

"Bu iktidarı gönderecek, Demokratik Cumhuriyeti kuracak, “yüzyılın felaketi”ne karşı Demokratik Cumhuriyet yüzyılını başlatacağız. Demokratik Cumhuriyet, Demokratik Ulus’la mümkündür. Demokratik Ulus tüm etnik, kültürel ve inançsal kimliklerin eşit ve özgür olarak bir arada var olduğu ve varlıklarının anayasal güvence altında bulunduğu toplumun demokratik ifadesidir.

Türkiye’nin en köklü sorunu olan Kürt sorununun demokratik çözümü ve büyük barış için gereken sorumluluğu üstlenmeye geliyoruz. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılının eşiğindeyiz. İnkâr ve bastırma siyaseti yerine, Meclis’in muhataplarla diyalog kurduğu ve demokratik müzakere yöntemleriyle Kürt sorununun çözüldüğü bir yüzyıl için buradayız. Türkiye’nin çok kimlikli, çok kültürlü, çok inançlı, çok dilli yapısına uygun yeni bir demokratik anayasayı, toplumun anayasasını demokratik katılım ve toplumsal müzakere ile birlikte yazmak için Biz Hazırız!

'YENİ YAŞAMA DAVET'

Yürüyüşümüz, ezilenlerin demokratik mücadelesidir. Statüko ile restorasyon arasındaki sıkışmışlığa karşı umut ve coşkuyla adımlarımızı birleştirdiğimiz “Yeni Yaşam”a davettir. Emeğin sömürüsüne son vereceğiz; ekonomik eşitsizliği ortadan kaldıracağız. Demokratik Ekonomi Programı’mızla yoksulluk ve işsizlikle mücadele edeceğiz. Halkları savunmasız kılan, kadınları şiddetin ve sömürünün hedefi haline getiren, ekolojik yıkıma sebep olan ve sermaye odaklarını zenginleştirerek toplumu yoksullaştıran işgal ve savaşa dayalı dış politikaya dur demek için buradayız. İktidarların estirdiği faşizme ve kapitalist erkek egemenliğine karşı örgütlenmeyi ve dayanışmayı büyütmek için geliyoruz; eşbaşkanlık ile eşit temsiliyet ilkesi ve İstanbul Sözleşmesi için geliyoruz. Devletin, dini ve inançları tahakküm altına almasına ve inançlara yönelik tekçi, inkârcı ve asimilasyoncu politikalara karşı özgürlükçü laikliği savunuyoruz. Halkları ayrıştıran bu ceberut döneme son vermeye geliyoruz. "