Yozgat’ta 2025 yılı hasat döneminin sonuna gelindi. Hububat, nohut, mercimek hasadı tamamlandı, çiftçi yaşanan doğal afetler nedeniyle tarlasına attığı tohumu bile geri alamadı. Kavun, karpuz, patates, soğan, ayçiçeği hasadı ise devam ediyor. Sonrasında da şekerpancarı hasadına başlayacak olan üreticiler, yeni sezon öncesinde kara kara düşünüyor. Girdi maliyetlerinin sürekli artması, doğal afetler nedeniyle tarlasından ürün alamadığı için Tarım Kredi'ye, Ziraat Bankası'na olan borcunu ödeyemeyen çiftçiler, yeni sezonda tohumu, gübreyi nasıl temin edeceğinin hesabını yapıyor.
Çiftçilerin yaşadığı sorunlara ve çözüm önerilerine ilişkin ANKA Haber Ajansı'na değerlendirmelerde bulunan Yozgat Ziraat Odası Başkanı İsmail Açıkgöz, 2025 yılını çiftçiler için hüsran olarak tanımladı.
"Çiftçide gübre yok, tohum oluşmadı"
Açıkgöz, doğal afet nedeniyle çiftçinin tarlasından ürün alamadığını vurgulayarak şöyle konuştu:
"Buğday (dekardan) 50 kiloyla iki 200 kilo arası verim verdi. Nohut 30 kiloyla 60 kilo arası bölgede hasat aldık, mercimek çoğu yerde biçilmedi, nohutta da biçilmeyen yer çok, mercimeğin de biçilmeyen yeri çok. Yaklaşık 30-40 kiloda hasat alındı. Belki bir iki köyde çok yüksek yerlerde 50 kilo almıştır ama bu emsal değil. Yani genele konuşursak 30 kiloyla 40 kilo arası nohut, mercimek alındı. Pancarda da sıkıntı var. Su bu sene azınlıkta, istediğimiz düzeyde sulanmadı. Pancarın da şu an verimi düşük. Güneş aşırı derecede, 38-40 dereceyi gördü ilimiz. Buğdayda da nohutta da mercimekte de içini doldurmadan nişasta döneminde kavurdu. Bunu böyle değerlendirirsek şu an 2025 yılının hasadı bitti, ürünleri sattık, 2026 yılının ekimi başlayacak. Çiftçide gübre yok, tohum oluşmadı. Ofis verilerine göre de bakarsak yüzde 80 yemliğe gitti buğdaylar. Nohut milim yok. Nohudun fiyatı da düşük, 28 lira ila 33-34 lira arası alınıp-satılıyor. 2024 yılında 37-38 liraya, 40 liraya da nohut sattık. Şu an bunları da değerlendirirsek çiftçi gerçekten büyük sıkıntı içerisinde."
"Girdi maliyeti bu kadar yükselirken bu çiftçi bu tarımın altında kalır"
Girdi maliyetlerinin sürekli arttığına dikkat çeken Açıkgöz, "Sayın büyüklerimizin, bu yetkililerin bazı yanlışları var. Yanlışları ne; işte harmanda arpa varken ithal arpa tıkmak, tarlada mısır varken ithal mısır tıkma gümrüksüz, buğday gelecek diye bir beklenti var, büyük tüccarlar almadı, ithal alacağız diye, ofisten alacağız diye. Bu tarım böyle yürümez, bu tarım böyle bu ülkede gitmez. Ya tarıma yeniden bir fizibilite yapıp iyi bir çalışma yapılacak ya da bu çiftçi bu tarımı yapamaz. Yani mazot 54 liraya çıkacak, gübre 33,5-34 lira olacak. 2024’te gübre kaç liraydı? 20 liraydı, 21 lira oldu en son, şu an 34 lira. Bu ne demek? Yüzde 65 zam gelmiş demek. İlaçlar hakeza öyle, mazot hakeza öyle, ekipman hakeza öyle. Girdi maliyeti bu kadar yükselirken bu çiftçi bu tarımın altında kalır, bu çiftçi bu tarımı yapamaz" ifadelerini kullandı.
"Adam 330 bin liraya buğday satmamış ki 330 bin liraya gübre alsın"
Açıkgöz, çiftçinin yeni sezon için hazırlıklara başladığını ancak ekim için gerekli olan tohumu, gübreyi, mazotu alım gücünün olmadığını aktararak sözlerini şöyle sonlandırdı:
"Allah 2025 yılındaki durumu bir daha bize göstermesin. 2025 yılı gibi bir yılı gösterirse, bu tarımı yapanın yüzde 80’i iflas eder. Çünkü adam 20 ton nohut ekmiş, 30 ton nohut almış. 10 ton mercimek ekmiş, 11 ton mercimek almış. Vatandaş 300 ton buğday beklerken 100 ton buğday, 50 ton buğday, yani dörtte birini almış, dört üçü yok, ektiğini alamamış. Tarlaya iki yıl içerisinde harcadığı parayı alamamış, tahsil edememiş. Bu çiftçi de enayi değil. Bu çiftçi 3 bin liralık altın, 6 bin 500, 7 bin lira olurken, banka faizleri bu kadar olurken, hâlâ ben çiftçilik yapacağım diye direnmesinin mantığı yok, direnmez. Ondan dolayı özellikle 2025 yılına sayın yetkililerimiz büyük destek vermesi gerekir. Tohum desteği vermesi gerekir. Ziraat Bankası, Tarım Kredi borçları ertelenmesi gerekir. Yani bir soluk alınması gerekir. Soluk alınmadığı sürece bu 2025 yılı, 2026’ya bağlantılı hasat yılını, ekim dönemini zor eker. 10 ton gübre bugün 330 bin lira olmuş. Adam 330 bin liraya buğday satmamış ki 330 bin liraya gübre alsın. Gübreyle de bitmiyor, daha mazot alacak, ekipman alacak, bahar gübresini alacak. Bunlar hep girdi maliyetinin yüksek olduğunu gösteriyor. Ondan dolayı büyüklerimiz bu afet yılında destek olmak mecburiyetindeler, olmaları gerekir. Bu çiftçiyi, çiftçi olarak görüyorsa, bu ülkede çiftçi gerçekten bir değeri varsa destek verilmesi gerekir."
(ANKA)