Yaklaşık 15 saat 15 dakika süren komisyon toplantısında kabul edilen toplam 10 kanunda değişiklik öngören teklife göre, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun "suça teşebbüsü" düzenleyen 35. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, tehlikenin ağırlığına göre ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine uygulanacak "on üç yıldan yirmi yıla" kadar hapis cezası, "on dört yıldan yirmi bir yıla", müebbet hapis yerine uygulanan ve “dokuz yıldan onbeş yıla” hapis cezası ise “on yıldan on sekiz yıla” şeklinde değiştirilecek.

Mansur Yavaş'tan 'İmamoğlu' ziyareti sonrası kritik açıklama: İktidarın planını anlattı!
Mansur Yavaş'tan 'İmamoğlu' ziyareti sonrası kritik açıklama: İktidarın planını anlattı!
İçeriği Görüntüle

KASTEN YARALAMADA CEZALAR ARTIYOR

Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesindeki kasten yaralama halinde verilecek cezanın alt sınırı 1 yıldan, 1 yıl 6 aya çıkarılacak. Yaralamanın basit tıbbi müdahale gerektirecek şekilde hafif olması durumunda verilecek “dört aydan bir yıla” kadar ceza miktarı “altı aydan bir yıl altı aya” çıkarılacak.

Teklife göre, TCK’nın 87. maddesindeki “ağırlaşmış yaralama” suçunda verilecek ceza miktarlarında da artırıma gidilmesi önerilen teklife göre, kasten yaralama fiilinin ağırlaştırılmış durumlarına göre verilecek cezaların alt sınırları her durum için birer yıl artırılacak.

Buna göre, yaralama suçunda, duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına, konuşmasında sürekli zorluğa, yüzünde sabit ize, yaşamını tehlikeye sokan bir duruma, gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına neden olması hallerinde verilecek cezanın alt sınırı üç yıl yerine dört yıl şeklinde uygulanacak. Diğer maddelerdeki niteliklere göre verilecek cezaların alt sınırlarında da birer yıl artırım yapılacak.

TCK’nın "tehdit" suçunu düzenleyen 106. maddesinde öngörülen değişiklikle, tehdit suçunun nitelikli hallerinde verilecek cezanın üst sınırı beş yıldan yedi yıla çıkarılacak.

GENEL GÜVENLİĞİ TEHLİKEYE SOKMA SUÇUNDAN DA CEZALAR ARTIYOR

Teklifle, TCK’nın, "Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması" suçlarını düzenleyen 170. maddesinde de değişikliğe gidiliyor. Buna göre, kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda yangın çıkaran, bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olan, silahla ateş eden veya patlayıcı madde kullanan kişiye altı aydan üç yıla kadar uygulanan hapis cezası, bir yıldan beş yıla kadar hapis şeklinde uygulanacak.

Bu maddenin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere, "Ses ve gaz fişeği atabilenler dahil silahla ateş eden veya patlayıcı madde kullanan ve birinci fıkrada tanımlanan suçun, kişilerin toplu olarak bulundukları yerlerde işlenmesi halinde verilecek ceza yarısından bir katına kadar artırılır" hükmü eklenecek.

TRAFİK GÜVENLİĞİNİ TEHLİKEYE SOKMA SUÇU

Kanun teklifi ile trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunda, alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olmasına rağmen araç kullanan kişi hakkında verilecek cezanın alt sınırı da üç aydan 6 aya çıkarılacak.

Kanun teklifi, trafikte yol kesme suçu kapsamında da ceza artırımı öngörüyor. Teklifle, TCK’nın, “ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması” suçlarını düzenleyen maddesi başlığı, “Ulaşım araçlarının hareketinin engellenmesi, kaçırılması veya alıkonulması” şeklinde değiştirildi, bu eylemde ceza verilmesi için yer alan “cebir veya tehdit kullanarak” şartı maddeden çıkarıldı.

ÇOCUK HÜKÜMLÜLERİN İNFAZI ÇOCUK KAPALI CEZA İNFAZ KURUMUNDA BAŞLAYIP ÇOCUK EĞİTİMEVLERİNE GÖNDERİLECEK

Teklife göre, "çocuk kapalı ceza infaz kurumlarını" düzenleyen 11. maddesi ve çocuk eğitimevlerini düzenleyen maddelerinde değişikliğe gidildi. Yalnızca çocuk tutukluların barındırıldığı eğitim öğretime dayalı çocuk kapalı ceza infaz kurumlarında, çocuk hükümlüler de barındırılacak. Böylelikle çocuk hükümlülerin infazına önce çocuk kapalı ceza infaz kurumunda başlanacak, ardından çocuklar eğitimevlerine gönderilecek. Aynı kanunun “çocuk eğitimevleri”ni düzenleyen 15. maddesine eklenen fıkralarla, çocuk hükümlüler hakkında verilen cezaların doğrudan çocuk eğitimevlerinde yerine getirilmesi sağlanacak.

Tehlikeli halde bulunan, delil karartma tehlikesi olan, soruşturmanın veya kovuşturmanın amacını ya da tutukevinin güvenliğini tehlikeye düşüren veya suçun tekrarına olanak verecek davranışlarda bulunan çocuk tutuklular hariç olmak üzere, üst sınırı 15 yıl veya daha az hapis cezasını gerektiren suçlarda çocuk tutuklular, idare ve gözlem kurulunun kararı ve infaz hakiminin onayıyla çocuk eğitimevlerinde barındırılabilecek.

TOPLUMDAKİ CEZASIZLIK ALGISINA KARŞI DÜZENLEME

5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un, "Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezanın infazı” başlıklı 105/A maddesinin birinci fıkrasına, "Hükümlünün bu infaz usulünden yararlanabilmesi için beş günden az olmamak üzere koşullu salıverilme tarihine kadar ceza infaz kurumunda geçirmesi gereken sürenin en az onda birini ceza infaz kurumunda geçirmiş olması gerekir" fıkrası eklendi.

Böylelikle hükümlülerin cezaevinde belirli bir süre kalması sağlanarak, cezanın caydırıcılığı ve infazın etkinliğini artırmak amacıyla denetimli serbestlikten yararlanmak isteyen hükümlülerin, koşullu salıverilme tarihine kadar olan sürenin en az onda birini ceza infaz kurumunda geçirmesi zorunlu hale getirildi, bu sürenin beş günden az olamayacağı hüküm altına alındı.

MÜKERRİRLERE DENETİMLİ SERBESTLİK

Basit suç kapsamındaki suçları mükerrer olarak işleyenler hakkında denetimli serbestlik hükümleri uygulanmıyordu. Teklifteki, 5725 sayılı kanunun, "Mükerrirlere ve bazı suç faillerine özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbiri" başlıklı 108. maddesinde yapılacak değişiklikle, ikinci defa tekerrür hükümleri uygulanan hükümlülere de koşullu salıverilme imkanı tanınacak. Ancak süreli hapis cezaları bakımından koşullu salıverilme oranı dörtte üç olarak uygulanacak.

KONUTTA VE GECELEYİN İNFAZ SINIRLARI GENİŞLİYOR

5275 sayılı kanunun "Özel infaz usulleri" başlıklı 110. maddesine göre, halen kasten işlenen suçlar için bir yıl altı, taksirle öldürme hariç olmak üzere diğer suçlar için üç yıl olan geceleyin veya hafta sonu ceza infazında sınırlar sırayla üç ve beş yıla çıkarılacak. Ayrıca cezaevinin uygun görmesi halinde evde ceza infazı hafta içi de uygulanabilecek.

Teklifle, konutta infaz usulünün kapsamı da genişletiliyor. Halen kadın, çocuk veya 65 yaşını bitirmiş kişiler için bir yıl olarak uygulanan konutta infaz sınırı üç yıla, 70 yaşını bitirenler için iki yıl olarak uygulanan süre dört yıla, 75 yaşını bitirmiş olan kişiler için uygulanan dört yıllık süre ise beş yıla yükseltilecek. Ayrıca 80 yaşını bitirmiş kişilerin cezalarının altı yılını konutlarında infaz edebilmesi de mevzuata girecek.

KONUTTA İNFAZDAKİ BEŞ YILLIK SINIR, MÜEBBETE KADAR YÜKSELİYOR

Halen toplam beş yıl veya daha az süreli hapis cezasına mahkum olan ağır hasta veya engelli hükümlüler için uygulanan fıkra da değiştirilecek. Düzenlemeyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum olanlar hariç olmak üzere hükümlülerden, maruz kaldığı ağır hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyeceği tespit edilen ve toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmayacağı değerlendirilenlerin cezasının konutunda çektirilmesine infaz hakimi tarafından karar verilebilecek.

Mahkumun durumu, Cumhuriyet başsavcılığınca birer yıllık dönemlere incelettirilecek. İnceleme sonuçlarına göre hükümlünün iyileştiğinin tespit edilmesi halinde infaz hakimi, cezanın konutta çektirilmesine dair kararı kaldıracak ve mahkum, denetimli serbestlik müdürlüğü ve bulunduğu yer kolluk makamlarınca izlenecek. Toplam cezası 10 yıldan fazla olan hükümlülerin elektronik cihazların kullanılması suretiyle takibi zorunlu olacak. Bu yükümlülüklere aykırı hareket edilmesi halinde cezanın konutunda çektirilmesine dair karar infaz hakimliğince kaldırılacak.

KİŞİLİK HAKLARININ İHLAL EDİLDİĞİNİ İDDİA EDENLER SULH CEZA HAKİMLİĞİNE BAŞVURABİLECEK

Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda, Kanun'un "kişilik haklarının ihlal edilmesi" başlıklı 9. maddesini yeniden düzenliyor. Buna göre, yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia edenler, içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi amacıyla sulh ceza hakimliğine başvurabilecek.

Hakimlik tarafından, ihlalin ilk bakışta anlaşılabildiği hallerde 24 saat içinde içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı verilecek. Yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişilerin talep etmesi durumunda sulh ceza hakimliğince, ayrıntılı inceleme yapılmasına gerek olmaksızın ihlalin ilk bakışta anlaşılabildiği hallerde başvuranın adının ihlale konu internet adresleriyle ilişkilendirilmemesine karar verilecek. Kararda bildirim yapılacak arama motorlarına yer verilecek. İhlalin ilk bakışta anlaşılamadığı hallerde başvuru reddedilecek.

KARAR İHLAL YAYINIYLA SINIRLI OLACAK, SİTENİN TÜMÜNE ERİŞİM ENGELİ KARARI VERİLEMEYECEK

Sulh ceza hakimi, bu madde kapsamında yalnızca ihlalin gerçekleştiği yayın ile sınırlı olarak karar verecek, internet sitesinde yapılan yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesine karar verilemeyecek. Ancak, URL adresi belirtilerek içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle ihlalin engellenemeyeceğine dair kanaat oluşması veya içeriğin çıkarılması kararının gereğinin yerine getirilmemiş olması halinde, gerekçesi belirtilmek kaydıyla internet sitesindeki yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesine karar verilebilecek.

Sulh ceza hakimince verilen karar, erişim sağlayıcılar ile ilgili içerik ve yer sağlayıcılara bildirilmek üzere doğrudan Erişim Sağlayıcıları Birliğine gönderilecek. Bu karar, birlik tarafından erişim sağlayıcılar ile ilgili içerik ve yer sağlayıcılara bildirilecek, kararın gereği en geç dört saat içinde yerine getirilecek.

Kişilik hakkının ihlaline ilişkin yayının başka internet adreslerinde de yayınlanması durumunda ilgili kişi tarafından birliğe müracaat edilerek, kararın bu adresler için de uygulanması talep edilebilecek. Bunun kabul edilmesi halinde mevcut karar bu adresler için de uygulanacak. Talebin birlik tarafından kabulüne karşı, kararı veren hakimliğe itiraz edilebilecek. Ancak internet sitesindeki yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesi kararlarında bu hüküm uygulanmayacak. Erişimin engellenmesine konu içeriğin çıkarılmış olması durumunda hakim kararı kendiliğinden hükümsüz kalacak.

BANT DARALTMA KARARLARI

İnternet sitesinin tümüne yönelik erişim engeli kararına konu içeriğin çıkarılmış olması durumunda, ilgilinin talebi üzerine kararı veren sulh ceza hakimliği tarafından karar kaldırılacak. Bu madde uyarınca sulh ceza hakimliklerince verilen kararlara karşı 5271 sayılı kanun hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilecek. Kararına itiraz edilen hakim veya itirazı incelemeye yetkili merci gerekli görmesi halinde tarafları dinleyebilecek.

Bu madde uyarınca verilen kararların gereğini yerine getirmeyen erişim sağlayıcılar ile ilgili içerik ve yer sağlayıcının sorumluları bin günden 5 bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacak.

İçeriğin çıkarılması kararının gereğinin Türkiye’den günlük erişimi 10 milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcı tarafından yerine getirilmemesi durumunda ilgili kişi tarafından yapılan müracaat üzerine birlik, kararın uygulanmasını sağlamak için sosyal ağ sağlayıcıya yeniden bildirimde bulunacak.

Teklifle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ek 1. maddesi Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda yeniden düzenleniyor. Değişiklikle, istinaf ve temyiz kanun yollarına başvuru ile temyiz incelemesinde duruşma yapılmasına ilişkin parasal sınırların belirlenmesinde, hükmün verildiği tarih yerine davanın açıldığı tarih esas alınacak. Islahla miktar artırımı durumlarında da açılış tarihi dikkate alınacaktır.

Teklifin yeni haftada Genel Kurul'a gelmesi bekleniyor

Kanun teklifinin, yeni haftada TBMM Başkanlık seçiminden sonra Genel Kurul'a gelmesi bekleniyor. Komisyon Başkanı Cüneyt Yüksel, muhalefet şerhinin 2 Haziran Pazartesi gününe kadar Komisyon Başkanlığı'na iletilmesi gerektiğini bildirdi.