Türk Dünyası'nın gönül elçisi olarak bilinen Dr. Seyfullah Türksoy, son günlerde kamuoyunda tartışılan Ahıska Türklerinin dönüş sürecine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. "Yanlış Algıların Gölgesinde Bir Hakikat Mücadelesi" başlıklı yazısında Türksoy, Türkiye'de yaşayan Ahıska Türklerinin değil, 1944 sürgünüyle ata yurtlarından koparılan ve dünyanın dört bir yanına dağılmış olan Ahıskalıların vatanlarına dönme mücadelesini savunduklarını vurguladı. Yazı, kamuoyunda "Türkiye'deki Ahıskalılar Gürcistan'a gönderilecek" yönünde yayılan yanlış algının tarihi gerçeklerle bağdaşmadığını ortaya koyuyor.
İşte Dr. Seyfullah Türksoy'un yazısı...
"Ahıska Türkleri: Yanlış Algıların Gölgesinde Bir Hakikat Mücadelesi"
1989 yılında yaşanan kanlı Fergana olaylarından bugüne, sürgün Ahıska Türkleriyle ilgilenmeyi bir insanlık borcu bildim. O günlerden itibaren onların dramını ekranlara taşımak, yaşadıkları acıları kamuoyuna duyurmak benim için bir meslek sorumluluğu olmanın ötesinde, vicdani bir görevdi. 1990’lı yıllardan bu yana Kanal 7, TGRT, Kanal 6, Ülke TV, Kanal 24 gibi birçok televizyon kanalında bu konuyu işledim; Kazakistan’dan Kırgızistan’a, Özbekistan’dan Azerbaycan’a, Rusya’dan Amerika’ya kadar Ahıska Türklerinin yaşadığı coğrafyalarda belgeseller çektim.
Bugün hâlâ o belgesellerde kayıt altına aldığım acılar zihnimde taptaze duruyor: 1944 sürgününde vagonlara doldurularak ata yurtlarından koparılan, yıllarca farklı ülkelerde parça parça bir ömür yaşayan Ahıska Türklerinin gözlerindeki hüzün ve vatan hasreti…
Ahıska’ya Dönüşün Gerçek Anlamı
Gürcistan’ın Ahıska bölgesi, yüzyıllar boyunca Ahıska Türklerinin anavatanı olmuştur. Bugün kamuoyunda sıkça dile getirilen “Ahıska’ya dönüş” mücadelesi, Türkiye’de yerleşmiş Ahıskalılarla doğrudan ilgili değildir. Buradaki asıl mesele; 1944’te Stalin’in zorbalığıyla yurtlarından koparılan ve bugün hâlâ dünyanın farklı köşelerine dağılmış on binlerce Ahıskalı Türkün dede-baba yurduna dönme hakkıdır.
DATÜB ve Ziyatdin Kassanov
Dünya Ahıska Türkleri Birliği (DATÜB), uzun yıllardır bu davayı omuzlamaktadır. Başkan Ziyatdin Kassanov, Ahıska Türklerinin sesi olmuş, gerek Türkiye’de gerekse uluslararası arenada onların haklarını dile getirmiş, büyük bir mücadele vermiştir. Türkiye ile Gürcistan arasında son dönemde resmi görüşmelerin başlaması da bu çabaların neticesinde atılan olumlu adımlar olarak değerlendirilebilir.
Türkiye’deki Yanlış Algı
Ne var ki son günlerde Türkiye’de bu konuya dair ciddi bir bilgi kirliliği oluşmuştur. Kamuoyunda sanki Türkiye’de yaşayan Ahıskalılar Gürcistan’a gönderilecekmiş gibi bir algı pompalanmaktadır. Bu, hem tarihi gerçeklerle hem de mevcut politik süreçle bağdaşmayan bir söylemdir.
Türkiye’de yaşayan Ahıskalılar, bu ülkenin vatandaşlarıdır. Onların Türkiye’deki varlığı, yıllardır toplumsal ve kültürel bir zenginlik olarak görülmektedir. “Ahıska’ya dönüş” mücadelesi ise, Türkiye’deki Ahıskalıların değil; hâlâ ata yurdundan mahrum olan, farklı ülkelerde dağınık şekilde yaşayan Ahıskalı Türklerin hakkı, onların özlemi ve mücadelesidir.
Dolayısıyla bu meseleyi çarpıtmak, Ahıska Türklerinin haklı davasına zarar vermekten başka bir işe yaramaz.
Vatan Ahıska’ya Dönüş Mücadelesi Desteklenmelidir
Ahıska Türkleri, tarih boyunca büyük acılar çekmiş, vatan hasretiyle yanıp tutuşmuş bir topluluktur. Onların dramını küçümsemek, yanlış bir algıyla gölgelemek, insanlık vicdanına yapılmış bir haksızlıktır. Bugün yapılması gereken; Ahıska Türklerinin haklı dönüş mücadelesini desteklemek, uluslararası hukuk çerçevesinde onların anavatanlarına dönme hakkını savunmaktır.
Türkiye’nin bu konuda sergileyeceği yapıcı ve doğru tutum, yalnızca Ahıska Türklerine değil, bütün Türk dünyasına umut olacaktır.
Çünkü hakikat, yanlış algıların gölgesinde kaybolmamalıdır.