CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bir vakıf kurduruyorlar Amerika’da. Paravan bir vakıf. Başına bir Amerikan vatandaşını koyuyorlar. Ama vakfın asıl yönetimi, Erdoğan ailesi üyelerine ait” demişti. TÜRGEV ve Ensar Vakfı’nın ismini paylaşan Kılıçdaroğlu, “Erdoğan, çık söyle. Bu para gönderttiğin paravanın başında senin ailenden kim var?” diye sormuştu. ALTUN: BİZİ TEHDİT EDİYORLAR Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Kılıçdaroğlu’nun iddialarına katıldığı TRT Haber canlı yayınında yanıt verdi. Altun, şunları söyledi: “Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye'nin elde ettiği kazanımlar bizi çok önemli bir noktaya getirdi. Bir taraftan Türkiye güçlü adımlarla yürürken bir taraftan da Türkiye'nin bu yürüyüşünü durdurmaya dönük engellerle karşı karşıya kaldık. FETÖ bu ülkede hain bir şekilde darbe yapmaya kalktı. Cumhurbaşkanımız milletiyle beraber dimdik durdu ve bu işgal girişimini püskürttü. O akşam adeta kaçacak delik arayanlar, bugün çıkmış Sayın Cumhurbaşkanımıza iftiralarda bulunuyor. (15 Temmuz) Cumhurbaşkanımız uçağına bindi ve İstanbul'a geldi, darbe girişiminin merkez üslerinden birine geldi. Aynı ilde bugün bu iftiraları atan kişi de vardı. Televizyondan olanı biteni izliyordu. Bürokratları tehdit ediyorlar, bizi tehdit ediyorlar. Biz Cumhurbaşkanımızın yolundan, bu kutlu yoldan dönmüyoruz. Bu yol, bu ülkeye hizmet yolu. 'AÇIKÇA YAYINLANAN BELGELERİ, GİZLİ BELGE GİBİ GÖSTERMEK SİYASETSİZLİĞİN ZİRVESİDİR' Milletimizi aldatmaya kalkıyorlar. ABD'nin Adalet Bakanlığı'nın web sitesinde açıkça yayınlanan belgeleri alıp da bunları gizli belge gibi göstermek gerçekten siyasetsizliğin zirvesidir. Bu ülkenin güzide kurumları milletin desteğiyle yıllardır ayaktadır, bu ülkenin insanlarına hizmet etmektedir. Bu kurumlar kamu denetimine tabiidir, şeffaf kurumlardır.” AK PARTİ’DEN İDDİALARA YANIT Kılıçdaroğlu’nun iddialarına, AKP Sözcüsü Ömer Çelik de yanıt verdi. Katıldığı canlı yayında AKP’li Çelik, şunları söyledi: “Türkiye terörle mücadele ile ilgili büyük bir operasyon başlatacağı zaman bu şekilde Türkiye'nin gündemini ya da eksenini değiştirmeye dair tartışmaların açıldığını son 10 senedir sistematik olarak görüyoruz. 15 Temmuz sürecinde Cumhurbaşkanımız ölümü göze alarak bu ülkeyi terk etmedi ama Sayın Kılıçdaroğlu, FETÖ'cülerin millete doğrulttuğu tankların namluların arasından onların izin vermesiyle birlikte geçti. 'İFTİRA KAMPANYASI' Türk siyasi hayatında Sayın Kılıçdaroğlu kadar aile kavramını hedef alan ikinci bir siyasetçi hatırlamıyorum. Bu bir rekabet değil, bu bir siyaset değil, bu bir iftira kampanyası. ABD'de yasalara göre kurulmuş faaliyet gösteren derneklerden bahsediyor. Oradaki vatandaşlarımıza, öğrencilerimize sahip çıkmak için kurulmuş. Bu yapılardan en çok rahatsız olanlar FETÖ uzantılarıdır. 'KILIÇDAROĞLU'NUN İDDİALARI İMHA OLDU' Bu nefret siyasetiyle şimdiye kadar çok güçlü mücadele ettik bundan sonra da mücadele edeceğiz. 15 Temmuz’da Cumhurbaşkanımız bu ülkeyi terk etmedi, milleti ile beraber tanklara karşı uçaklara karşı direndi. Sayın Kılıçdaroğlu bir kere daha Cumhurbaşkanlığı makamına karşı bir nefret siyaseti dili kullandı. Sonuçta ne oldu? Bir kere daha Kılıçdaroğlu'nun iddiaları imha oldu.”