Gündem

AKP'li üst düzey isim itiraf etti: İmamoğlu çıkarsa biteriz

Gazeteci Nuray Babacan, AKP'li bir üst düzey yöneticinin 'Bu saatten sonra İmamoğlu cezaevinden çıkarsa biteriz' dediğini iddia etti.

Abone Ol

Gazeteci Nuray Babacan, Nefes Gazetesi’ndeki köşe yazısında CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’na yönelik dava süreci ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik operasyonların AKP kulislerinde nasıl karşılandığını aktardı.

Babacan, iktidar cephesinde sürece dair çeşitli senaryoların konuşulduğunu ancak yaşananların AKP için “hayırlı olmayabileceği” görüşünün de yaygınlaştığını belirtti.

'Hayırlı olmayacağını düşünenler az değil'

Yazıda "AKP’de bunun nereye varacağıyla ilgili değişik senaryolar olsa da tüm bu yaşananların kendileri için hayırlı olmayacağını düşünenler az değil" ifadesini kullandı

'Bu saatten sonra İmamoğlu cezaevinden çıkarsa biteriz'

Nuray Babacan'ın yazısından öne çıkan ifadeler şu şekilde:

"CHP’nin 38’inci kurultayının iptali istemiyle açılan davadaki erteleme kararı kimseyi şaşırtmadı. Bir siyasi partinin Yüksek Seçim Kurulu’nun gözetim, denetim ve yetkisinde yapılan ve onaylanan kongresinin ‘mahkemeye düşürülmesi’ AKP içerisinde hukuki açıdan tartışma konusu.

Nedeni CHP’ye duydukları sempati değil. Bu yaklaşımın ilerde kendileri aleyhine kullanılma potansiyeli. Bu nedenle, AKP’li hukukçularının bazı değerlendirmelerini aktarmak istedik;

'Mutlak butlan, siyasi partiler için bir dinamittir. Kimin elinde patlayacağı belli olmaz.

Bu seçeneği, dernekler için kullanabilirsiniz ama siyasi partiler için kullanamazsınız.

Böyle bir yaklaşım tüm seçim süreçlerini mahkeme denetimine açmak demektir.

Mahkemenin vereceği en doğru karar, ‘kongreyle ilgili iddialar varsa bile olağanüstü kongre toplanmıştır’ diyerek reddetmek olmalıydı.

Seçim sistemi ve siyasi partileri zora sokacak bir kapı açılması yanlış olmuştur…'

***

AKP’nin hukukçularına göre mahkemenin davayı reddetme seçeneği halen var. İkinci seçenek, mahkemenin üç kişilik ‘tertip heyeti’ oluşturup 45 günde kongreye götürmesi. Bu isimlerden birinin Kemal Kılıçdaroğlu olmasının da mümkün olmayacağı yorumları yapılıyor.

Partide, bundan daha önemli olarak altı çizilen konu, ekonomi ve borsadaki dalgalanmalar. CHP davasında kararın ertelenmesinin bile borsada yaptığı olumlu etki, daha çok ilgi çekti.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve ekonomi yönetiminin, CHP davasında çıkacak olumsuz bir kararın en az 19 Mart kararı gibi etki yapacağını, görüştükleri arkadaşlarına anlattıkları biliniyor. Ekonominin yeni bir kriz dalgasını kaldıramayacağı yorumları yapılıyor.

Kapalı kapılar ardından son derece soğukkanlı hukuki yorumlar yapan AKP’lilerin neden cesur yürek olarak ortaya çıkmadıklarına gelince.

Kısa süre önce arkadaşlarının başına gelenler…

***

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu davasıyla ilgili sadece hukukun sınırlarının zorlanmaması gerektiğini söylediği için 24 saat geçmeden sözlerini düzeltmek zorunda kaldı. Bu durum Yazıcı’nın başına ikinci kez geliyor.

Partinin YSK temsilcisi Recep Özel’in CHP davasına atıf yaparak, yetki ve sorumluluğun Yüksek Seçim Kurulu’nda olduğunu anımsatması, mahkemenin yetkisinin sınırlı olduğuna dair açıklamaları da parti yönetiminin hiç hoşuna gitmedi.

İşin ilginci, siyasi ve hukuki süreçleri bilen AKP’li siyasetçiler, bu açıklamalara itiraz edecek bir şey bulamıyorlar. Arkadaşlarına dedikleri tek şey; ‘Aman susun…'

Konu tam buraya gelmişken, ilginç bir kulisle bitirelim.

İmamoğlu’nun tutuklanması sürecine ve belediyeye kayyum atanmasına itiraz eden ve partide ikna süreci yürüten AKP’nin üst düzey yöneticilerinden birinin arkadaşlarına, 'Bu saatten sonra İmamoğlu cezaevinden çıkarsa aleyhimize olur, biteriz…' demesi…"