CHP'li belediyelere yönelik operasyonlar ve çok sayıda belediye başkanının tutuklanması kamuoyunda sert tartışmalara yol açarken, partiye yönelik bir diğer müdahale tartışması da kurultay üzerinden şekillendi. CHP'nin 38. Olağan Kurultayı’nın iptali için açılan dava, iktidarın yargı eliyle siyaset dizaynı yaptığı yönünde eleştirileri beraberinde getirmişti.
Ancak süreçte önemli bir gelişme yaşandı. Davanın iki kez ertelenerek eylül ayı sonuna bırakılmasının ardından, CHP Genel Merkezi olağan kongre takvimini erkene aldı. Takvimin hızla işleme konulup yıl sonunda tamamlanacak olması, kurultay davasının etkisini büyük ölçüde azalttı.
"Malzeme olmaktan çıktı"
Nefes Gazetesi’nden Nuray Babacan’ın kulis bilgilerine göre, CHP’nin kongre sürecini başlatması, davanın mahkeme nezdindeki gerekçesini ortadan kaldırdı. Davacı tarafın asıl hedefinin yeniden bir kurultay yapılması olduğu belirtilirken, parti bu süreci kendi içinde başlatarak hukuki zemini fiilen ortadan kaldırmış oldu. Bu nedenle davanın reddedilmesi bekleniyor.
Kayyım senaryosu boşa mı çıktı?
Kulislerde daha çarpıcı iddialar da gündemde. CHP’ye kayyım atanabileceği senaryosunun, partide kırılmalara neden olacağı umulsa da, bu planların geri teptiği konuşuluyor. Özellikle Genel Başkan Özgür Özel’in etrafında parti tabanının kenetlenmesi ve eski lider Kemal Kılıçdaroğlu’nun yalnız kalması, bu stratejiyi boşa çıkarmış görünüyor.
Bir başka kulis bilgisine göre ise ekonomi yönetimi, kayyım meselesinin Türkiye'nin siyasi ve ekonomik istikrarına zarar vereceğini düşündüğü için devreye girdi. İddiaya göre ekonomi yönetimi bu endişelerini doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a iletti ve bu nedenle yargı sürecine müdahale edilerek gerilim düşürüldü.
Kaynak: NEFES