Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, NTV canlı yayınında Ahmet Ergen’in sorularını yanıtladı. Şimşek, enflasyonun giderek daha da düşeceğini kaydetti. Hedefin, sürdürülebilir cari açık olduğunu dile getiren Şimşek, uzun vadede öngörülebilir bir cari açık odluğunu ve cari açığın uzun süredir milli gelire oranla yüzde 1’in altında olduğunu söyledi. Bütçe açığında düşüş olduğunu söyleyen Şimşek, bu sene açığı aşağıya çekmek için bir program uyguladıklarını kaydetti.

Kur Korumalı Mevduat’a ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Şimşek, şöyle devam etti:

Başvurmayanın parası devredilecek: Yarın son gün!
Başvurmayanın parası devredilecek: Yarın son gün!
İçeriği Görüntüle

“2024'te 4.9 olan bütçe açığını bu sene ciddi bir şekilde aşağı çekme programı uyguluyoruz. Ağustos 2023'te KKM zirveyi buldu, 144 milyar civarına çıktı; bugün 15 milyar doların altına inmiş durumda. Bunu piyasayı bozmadan başardık. Yakında da muhtemelen bu uygulamaya son vereceğiz. Diğer önemli konu, ülkede rezerv birikimi sağlamaktı. Rezerv gelirlerine baktığımızda, nette 90 milyar doların üzerinde artış var. Brütte de 55-60 milyar dolarlık bir artış var. Program, öngörüldüğü çerçevede sonuç veriyor; enflasyon düşüyor, bütçe açığı azalıyor, cari açık azaldı ve sürdürülebilir noktada bir takım riskleri azalttık, ekonominin direncini artırdık. Bu program, mart-nisan başında yaşanan başlangıçta iç kaynakları, daha sonra dış kaynaklı iki büyük şoku atlatı. Bu program test edildi, ortada bir başarı var. İki büyük şoku üst üste atlatan bir program, Türkiye'nin bünyesini güçlendirmiş anlamına gelir. Temelde programa olan güven devan ediyor. Brüt rezerv 170 milyar doların biraz üzerinden 140 milyar doların altına kadar indi. Bugün 154-155 milyoar dolar civarına kadar çıkmış durumda. Rezerv önemli ölçüde geri geldi. Nette de benzer şekilde bir artış var.

'PROGRAM ARZULANAN SONUÇLARI VERİYOR'

Türkiye'nin dış kaynak ihtiyacı önemli ölçüde azadı. 2023 Mayıs sonundan bugüne Türkiye'nin risk priminde 410 baz puanlık bir düşüş var. O dönemde gelişmekte olan ülkelerde 40 baz puan düşüş yaşanmış. Türkiye, gelişmekte olan ülkelere göre 10 kat daha iyi bir performans göstermiş. Bu tesadüf olabilir mi? Enflasyon son 40 ayın en düşüğünde. Düşüş öngörüyoruz ama önemli mesafe katettik. Bu dönemde büyüme ılımlı devame diyor, hizmet sektöründe istihdam sağlamaya devam ettik. Program arzulanan sonuçları veriyor.”

Şimşek, rezerv yeterliliği konusunda bir kaygılarının olmadığını, bu kapsamda kısa vadeli spekülatif uluslararası sermayenin girişini sınırlamaya çalıştıklarını ve bu konuda tedbir aldıklarını sözlerine ekledi.

'TEMEL DİNAMİĞE BAKTIMIZDA ENFLASYON YÜZDE 30'UN ALTINDA'

Son bir yıla baktığımızda dezenflasyon programı uygulanıyor. Son bir yılda enflasyonda 40 puanlık bir düşüş var. Mal enflasyonu mayıs itibarıyla yüzde 28,7 düştü. Temel mallar burada yüzde 20'ye düştü. Enflasyonu yüksek kılan ana faktörlerden biri hizmetlerdir. Kirayı bir kenara bırakırsak, hizmet enflasyonu yüzde 97'den 43'e düştü. Yüzde 25 limitini kaldırdıktan sonra kısa bir süre artış oldu; bu da enflasyonu yukarı çekti. Temel dinamiğe baktığımızda enflasyon yüzde 30'un altında. Son 4 yılında en düşük enflasyonundayız. Düşmeye de devam edecek çünkü finansal koşullar sıkı kalacak, destekleyici maliye ve gelirler politikası devam edecek. Kamunun belirlediği fiyatlarda biz hedef enflasyonu gözeteceğiz. Emtia fiyatları düşük seyrediyor, nispeten. Arz yönlü tedbirler alıyoruz. Enflasyon bu sene 20'li rakmalarda bitecek. 2026'da refah artışı daha fazla hissedilecek, fiyatlar çok daha yavaş artacak.bu program çok kapsamlı bir dezenflasyon programı, kamu maliyesinde bir disiplin oturtuyoruz. Hizmet fiyatlarında bir katılık vardı ama o katılık kırılıyor. Biz enflasyonu 20’li rakamlar yerine 30’lu rakamlardan konuşuyorsak hizmetlerden kaynaklı.”

Vatandaş açısından satın alma gücünün yükseldiği bir döneme girdik. Perakendecilerin 'artık etiketi 3 ayda bir bile değiştirmiyoruz' dedikleri bir döneme girdik. Vatandaşımızın artık elde ettiği bir kazancın bir anlamı olacak. Reel sektörün finansmana erişiminde 2026’da büyük bir rahatlama olacak. Piyasalarda öngörülebilirlik ciddi bir şekilde artacak. Hedefimiz sürdürülebilir yüksek büyüme, makro dengesizliklerin giderildiği bir dönem, kalıcı refah artışı.

'TERÖRSÜZ TÜRKİYE İLE TÜRKİYE'NİN RİSK PRİMİ DÜŞECEK'

Terörün Türkiye'ye maliyeti 1,8 trilyon dolar olarak ölçüldü. Terörsüz Türkiye demek, kardeşliğimizin pekiştiği bir Türkiye demek. Doğu ve Güneydoğu'da yatırımın artmamasının nedeni terördür. Bu bölgeler, terörsüz Türkiye ile yeni büyüme motoru haline gelecek. Terörsüz Türkiye demek, komşularımızla bölgesel entegrasyonun açılması demek. Bölgemizde barış huzur artışı olursa en çok biz faydalanırız. Turizm, sağlık turizmi, müteahhitlik üzerinden en çok biz faydalanırız. Terörsüz Türkiye ile Türkiye'nin risk primi düşecek, Türkiye’nin algısı değişecek. Terörle mücadele birtakım fedakarlıklar gerektirir. Yatırımcılar da yavaş yavaş bu konuyu anlamaya başlayacaklar."