Artvin Kemalpaşa Köprücü Köyü’nde 3 dekarlık çay bahçesi bulunan müzisyen Altan Civelek, pandemi nedeniyle iş yerleri kapanınca memleketine döndü.

ÇAYKUR’un çayda koyduğu kota ve kontenjan uygulamalarıyla, üreticileri; özel sektöre “muhtaç” ettiğini savunan Civelek, “Biz burada art niyet arıyoruz” dedi. “Çayla ilgili yanlış bilinenlerden kaynaklı birkaç şey söylemek istiyorum” diye konuşan Altan Civelek, yaşadıkları sıkıntıları ANKA Haber Ajansı’na şöyle anlattı:

“Karadeniz şarkıları söylüyorum. Ama bugünkü video çekmemin sebebi müzik değil. Şu an mekanlarımız kapalı olduğu için ben de annemin memleketine çay bahçesine yardım etmek için geldim.”

“4 LİRAYA VERDİĞİMİZ ÇAY SİZİN ÖNÜNÜZE 40 LİRAYA GELİYOR”

Yaklaşık 3 dekar arazisinden 3 tona yakan çay hasat ettiklerini belirten Altan Civelek yüz kiloluk yaş çaydan 18 kilo kuru çay çıktığını vurgulayarak şunları söyledi:

“Yaş çayın içilebilir hale gelmesi için çay fabrikalarına gidip işlenmesi kurutulması yaklaşık beş işlemden geçmesi gerekiyor. Devlet tarafından açıklanan kilosu bu sene 4 lira. Bizim 4 liraya verdiğimiz yaş çay kilosu sizin önünüze nasıl 40 liraya çıkıyor? Bizim verdiğimiz 5-6 kilo yaş çaydan bir kilo kuru çay elde ediliyor. Kuruyunca 100 kilodan 18 kilo bir rakam elde ediliyor. O yüzden bizde fiyat düşük oluyor, sizin karşınıza çıktığı zaman yükselmiş oluyor.”

“ÇAYIMIZI NEDEN ÖZEL ŞİRKETLERE VERMEK ZORUNDA KALDIK”

Üç dekarlık yaş çaydan ÇAYKUR'a toplamda 45 kilo verdiğini söyleyen Civelek, şöyle konuştu:

"Kota dediğimiz ise mesela benim 3 ton çayım var bahçemde fakat devletimiz yani ÇAYKUR diyor ki ‘Benim kapasitem senin çayının ancak yüzde 60’ını almaya yeter. Geri kalan yüzde 40’ı ne yaparsan yap’ diyor. Kontenjan da bana verdiği kotayı doldurmam için benim ona yaş çay satmam gerekiyor. Yani benim 3 dekar vardı. Toplam da 45 kilo çay verebiliyorum ÇAYKUR’a. Çayınızı neden özele vermek zorunda kalıyorsunuz diyorlar? Çünkü çayımız dalında 8-10 gün durabilir. 10 gün sonra çayımız dalında ağaca dönüşür. Bu da çayı kalitesiz bir hale getirir. En iyi çay filiz çaydan çıkar. Çayımız hasat mevsimi geldiğinde bir hafta içerisinde toplayıp fabrikada işlenir hale getirmemiz lazım ki kaliteli çay içelim.”

“BİZİM İSYANIMIZ ÖZEL SEKTÖRE MUHTAÇ EDİLMEMİZ”

Kota ve kontenjan uygulamaları sebebiyle çayın kilosunu 2 lira 80 kuruştan özel sektöre satmak zorunda kaldıklarını ifade eden Civelek, şöyle konuştu:

“ÇAYKUR hem kota hem kontenjan uyguladığı zaman ben bahçemdeki bu çayı bu kadar kısa bir sürede ÇAYKUR’a veremiyorum. Veremeyince de özel sektöre yönelmek zorunda kalıyorum. Ama özel sektör de bunu fırsat bilip ÇAYKUR’un 4 liraya aldığı satın aldığı yaş çayı, bizden 2 lira 80 kuruşa kadar düşük alabiliyor.”

Altan Civelek, “Bizim isyanımız tam olarak ÇAYKUR’un bizi özel sektöre muhtaç etmesi” gerektiğini vurgulayarak devletin ÇAYKUR taban fiyatlarını açıkladığı süreçte özel sektörün taban fiyatlarına da müdahale etmesi gerektiğini söyledi. 

Civelek, “En azından çay fiyatı açıklandığı zaman bir de taban fiyat açıklansın.  Böyle olunca üretici çayını nereye satacağının endişesini duymadan rahat bir şekilde günde 200-300 kilo çay toplar. ÇAYKUR’a vermesi gereken kontenjanını ÇAYKUR’a verir” dedi.

“ÇAYKUR BİZDEN KASITLI OLARAK ÇAY ALMIYOR”

ÇAYKUR’un çay işleme kapasitesini arttırması gerektiğini belirten Civelek, “Mevcut fabrikaların kapasitesini arttırabilir. Çay tüketimi çay üretiminden fazla. Ürettiğimizden fazlası tüketiliyor. O yüzden ÇAYKUR’un üreticinin elindeki bütün çayı alıp işlemesi durumunda dahi çok rahatlıkla piyasaya sürebileceği aşikar. Biz burada art niyet arıyoruz. Sanki ÇAYKUR bizden kasıtlı olarak çay almayıp çay alım zamanı başladığı zaman kontenjanı 15 kiloya düşürerek üreticiyi özel sektöre çay vermeye zorluyormuşuz gibi hissediyoruz” dedi.

"ÇAYLARIMIZ DALINDA KURUMAYA MAHKUM EDİLDİ" 

Artvin Hopa'da üreticilik yapan Berkant Yılmaz ise şunları söyledi: 

"ÇAYKUR sezon açılışında dekarı 600 kilodan kontenjanı ise 100 kilodan çay alımına başladı. Ama ne yazık ki üç gün sonra kontenjanı 15 kiloya düşürerek çiftçiyi zarara sokmaya, özellere mahkum bıraktı. Özellere de bir yasa getirilmiyor. Özeller ise devlet fiyatının açıkladığı fiyatının çok çok altında 2 lira 70 kuruş - 2 lira 80 kuruş gibi bir fiyattan bizlerin çaylarını almak istiyor. Devlete veremiyoruz, kota ve kontenjan uyguluyor. Özellere vermek istiyoruz çok düşük fiyatlardan çaylarımızı almak istiyor. Doğu Karadeniz insanın geçim kaynağı çay. Biz bu çayı devlet fiyatından vermek istiyoruz ama buna ne bir yasa getiriliyor, ne de devlet alıyor. Bütün yükü çiftçinin sırtına bırakıyorlar. Bizim çaylarımız da böyle köklerinde dallarında kurumaya mahkum bırakılıyor.