BTK onay verdi: Türk Telekom yılda iki kez zam yapacak
BTK onay verdi: Türk Telekom yılda iki kez zam yapacak
İçeriği Görüntüle

Cumhuriyet Halk Partisi’nin görevlendirdiği Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca ve Denizli Milletvekili Şeref Arpacı, Manisa’daki saha çalışmaları kapsamında Alaşehir ve Sarıgöl ilçelerinde üzüm üreticileriyle bir araya geldi.

Üzüm üreticilerinin büyük sıkıntı yaşadığını belirten CHP Denizli Milletvekili Şeref Arpacı, "Ne yazık ki 34 ilimizi vuran don felaketinden en çok etkilenen bölgelerden biri de Manisa ve Denizli'yi içine alan Buldan, Güney, Sarıgöl ve Alaşehir bölgesi. Üreticinin verim kaybı çok fazla, sürümden kazanamayacak durumda. Öte yandan da TARİŞ, fiyatları daha yeni açıkladı. Oysa kuru üzüm fiyatlarının en geç 1 Ağustos’ta açıklanması bekleniyordu. Ancak neredeyse üçüncü haftasında, geç açıklanan fiyatlar da bir algı operasyonuyla 7 numara ve 9 numara karıştırarak geçen seneki fiyatların aynısını açıklandı. Böylece üretici ne yazık ki bir yıllık enflasyon farkını alamadı. Gübre, işçilik, mazot en az yüzde 30-40 artmışken ürün fiyatları sabit kaldı" dedi.

Üzüm ihracatçıları açısında problemli bir durum olduğunu aktaran Arpacı, "Çünkü açıklanan 120 lira kuru üzüm fiyatı aslında üç dolara tekabül ediyor. Dünyada ise üzüm fiyatları şu anda 1.8 ile 2.5 dolar arasında değişiyor. Burada 3 dolarlık bir maliyetle üretici sattığı fiyattan memnun değil, alıcı da ihracat yapamıyor. O da şikâyetçi. Burada yapılması gereken şey çok basit: Üreticiye destek vererek maliyetleri düşürmeliyiz. Üretici 120 liraya ürün sattığında para kazanabilmeli. Dolar politikalarında baskılamaktan vazgeçip olması gerektiği fiyata yükselmesi ve ihracatımızın dünyayla rekabet edebilecek fiyata ulaşmış olacak dolar bazında" diye konuştu. Türkiye'nin dolar bazında dünyanın en pahalı ülkelerinden birisi haline geldiğini de vurgulayan Arpacı, bunun tek sebebinin Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in uyguladığı politika olduğunu dile getirdi.

Karaca: "Keşke açıklanmasın denilecek bir fiyat açıklandı"

CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca da "Geçtiğimiz yıl TARİŞ seçimlerinde, 'En geç 1 Ağustos’ta kuru üzüm avans fiyatını açıklayacağız' denmişti. Ancak 15 Ağustos’a kadar fiyat açıklanmadı. Üreticiler çok zor durumda kaldı. Keşke açıklanmasın denilecek bir fiyat açıklandı. Geçen yıl 7 numara üzüm 100 liraydı, 5 lira da avans verilmişti, toplamda 105 liraydı. Bu yıl ise algı yaratılarak 9 numara üzüm için 120 lira denilerek sanki geçen yıla göre 20 lira fazla bir fiyat verilmiş gibi bir algı yönetmeye çalıştılar. Bu bölgede 9 numaralı üzüm üretmek çok zor; en fazla 7–8 numara üzümler üretiliyor. Geçtiğimiz yılla aynı fiyat açıklanması tüccar daha da cesaretlendirdi. Geçen yıl 100 liraya alınan üzüm bu yıl 90 liraya alınmaya başlandı" dedi.

"Üzüm fiyatının aynı kalması kabul edilemez"

Geçen yıl 100 lira olan kurum üzüm fiyatlarının TÜİK verilerine göre 135 lira olması gerektiğini vurgulayan Karaca, şunları kaydetti:

"TÜİK bile tarımsal girdi fiyatlarının bir yılda yüzde 35 arttığını açıkladı. Gübre, mazot, elektrik, işçilik… Hepsi yüzde 35 yükselmişken üzüm fiyatının aynı kalması kabul edilemez. Geçen yıl 100 lira olan üzümün bu yıl en az 135 lira açıklanması gerekiyordu. Ama bu yapılmadı. 2023 seçimleri öncesinde, 'Toprak Mahsulleri Ofisi üzüm alacak' denmişti. Üretici ne bekliyor? Üretici diyor ki iç piyasada da çünkü dünyayla artan fiyatlar doların düşük seyretmesi sebebiyle biz rekabet edemiyoruz. O zaman iç piyasada mesela şunu yapamaz mı iktidar? Akıllı üzüm. İlkokul, ortaokul, lise öğrencilerine üzüm paketleri dağıtarak hani Halk Süt dağıtıyoruz ya biz Cumhuriyet Halk Partisi belediyeleri olarak. İktidar da akıllı üzüm politikasıyla kuru üzüm dağıtabilir ya da biz kurtuluş mücadelesinde üzüm hoşafı ve ekmekle bu vatan topraklarını kazandık. Tüm askeri birliklerde, Milli Savunma Bakanlığı'na ait tüm birimlerde üzüm kullanılabilir. Bundan yerli üretim yapılabilir."

"Üretici üretimden vazgeçecek"

Üzüm üreticilerinin lisanslı depo talebini de dile getiren Karaca, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"TARİŞ tarafından bir kurum tarafından devlete ait ait bir kurum tarafından kontrol edilen bir lisanslı depoculuğa mutlaka geçilmesi gerekiyor. Bütün bunların yanında büyük bir don felaketi yaşanmış bu bölgede. 60 ton yaş üzüm satan 25 ton kuru üzüm satan üretici toplamda sekiz ton ürün elde edebilmiş. Bu aradaki zararın giderilmesi gerekiyor. Giderek artan iklim krizi sebebiyle Türkiye'de bir kuraklık ve su krizi baş göstermiş. Mutlaka su yönetim politikalarında yeni bir su yönetim kanununa ihtiyaç var. Yoksa bu bölgede üzümden başka geliri olmayan üretici üretimden vazgeçecek. Üretimden vazgeçilir ise o zaman bu insanlar neyle geçinecek?"

"Amaç üreticinin emeğini, alın terini tüccarlara peşkeş çekmek"

Üzüm üreticilerinin alın terinin tüccarlara peşkeş çekildiğini de belirten Karaca, "Toprak Mahsulleri Ofisi zaten üzüm almıyor. Tariş'te de kotalar var. Bir üzüm üreticisi yaklaşık '30 ton civarında üzüm üretiyorum. Tariş'teki kotam üç ton. Yani vatandaş TARİŞ'in açıkladığı fiyattan üç tonu ancak TARİŞ'e verebilecek. Kalan 27 ton üreticinin o 27 tonluk bir yıllık emeği tüccarın iki dudağının arasındaki insafa bırakılmış durumda. Mutlaka ve mutlaka üreticiyi koruyacak üreticinin haklarını savunacak ve tüccarın iki dudağının arasına ve insafına terk edilmeyecek bir politikanın hayata geçirilmesi lazım. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz diyoruz ki üretici birlikleri kurulmalı. Sezon başında üretici birlikleri tarafından maliyet artı makul kar gibi bir taban fiyat açıklanmalı. Tüccar bu taban fiyatın üzerinde bir alım yapmak zorunda bırakılmalı. Serbest piyasa ekonomisi diyoruz ama üreticiler tüccarın iki dudağının ve insafına terk edilmemesi gerekir. Bugün bir Ziraat Odasını ziyaretimizde Ziraat Odası Başkanı şunu söyledi: Geçtiğimiz yıllarda yani bu iktidardan önceki dönemlerde Tarım Bakanlığı, Ziraat Odalarına üzümün kilogram maliyetini bir de üreticinin makul kar miktarını görüş olarak sunuyorlarmış. Ziraat Odaları üzüm fiyatının belirlenmesinde etkin bir rol oynuyorlarmış. Ama bugün ne Ziraat Odalarına soruyorlar, ne görüşlerine kale alıyorlar. Amaç üreticiyi korumak değil. Amaç üreticinin emeğini, alın terini tüccarlara peşkeş çekmek" ifadelerini kullandı.