TRT’nin taraflı yayın yaptığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuru yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeynel Emre, şunları söyledi:
“Bugün Anayasa Mahkemesi’ne bir başvuruda bulunduk. Başvurumuz Türkiye’de en başta Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy veren milyonlarca yurttaşımızın sonra da bu ülkede yaşayan herkesin, 85 milyonun hakkını hukukunu savunmak, demokrasiyi korumak ve savunmak, siyasi partilerin hakkını savunmak için yaptığımız bir başvuru. Biliyorsunuz; seçim dönemlerinde biz birçok alandan haksızlığa ve hukuksuzluğa itiraz ediyoruz. Siyasi partiler, siyasi partilerin hakları, varlığı, korunması demokrasinin olmazsa olmazıdır. Burada propaganda açısından eşit şartlarda propagandalarını yapabilmeleri gerçekleşen seçimlerin adil ve tarafsız bir şekilde sonuçlanmasının da enstrümanlarından biridir. Biz, uzunca bir süredir TRT’nin devletin televizyonu olduğunu, bütün partilere eşit mesafede davranması gerektiğini, 85 milyonun vergisiyle faaliyet yapan bir kurum olduğunu söyledik. Defalarca AK Parti’nin grup toplantılarını bütünüyle verdiğini, Cumhuriyet Halk Partisi’nden sadece bir saatlik konuşmanın üçer, beşer dakikasını verdiğini, diğer siyasi partiler açısından muhalefet ve iktidar farkı gözeterek yayın politikası yaptığını, yine MHP’nin grup toplantılarının tamamını verdiğini, diğer muhalif partilerin ise CHP dışındaki partiler açısından da bizimle paralellik gösterecek şekilde yayınlar yaptığını gördük. Bu süre içerisinde hiçbir şekilde CHP Genel Başkanı’nın, milletvekillerinin programa davet edilmediğini gördük.
'BU HUKUKSUZLUĞUN BİR ŞEKİLDE SON BULMASI LAZIM'
Buna karşı yine Cumhur İttifakı mensuplarının adeta kendi parti kanallarıymış gibi her zaman yayınlara çıkabildiğini, her zaman istediği açıklamalarda bulunabildiği bir alan olarak gördük. Bu hukuksuzluk karşısında bizzat TRT’ye başvuruda bulunduk. RTÜK’e başvuruda bulunduk. Cumhuriyet savcılarına suç duyurusunda bulunduk, idari yargıya başvurduk. Her türlü başvuruyu yaptık ancak bir netice alamıyoruz. Bugün de Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunduk ve buradan bir hak ihlali kararı verilmesini bekliyoruz. Çünkü hepimizin vergisiyle yayın yapan bir kuruluşun böyle davranmaya hakkı yok. Bunu sadece bizler söylemiyoruz. Türkiye’deki seçimlerin güvenliğini izleyen AGİT gibi uluslararası kuruluşlar var. Onların seçim sonrası raporlarında da seçimin objektif bir şekilde gerçekleşmediği ya da propaganda açısından hakkaniyete uygun sonuçların bulunmadığını gözlüyoruz. Bu hukuksuzluğun bir şekilde son bulması lazım. Bu mücadeleyi biz sonuna kadar tüm Türkiye için yürüteceğiz.
'ANAYASA MAHKEMESİ’NDEN BU KONUDA HAKKANİYETE UYGUN BİR KARAR VERİLMESİNİ BEKLİYORUZ'
Burada biz sadece CHP’nin hakkını aramıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasası’nın ikinci maddesinde en başta hukuk devleti olduğu ve demokratik bir ülke olduğu yazar. Eğer Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda yer aldığı şekilde ve bugün hükümette olanlar da o Anayasa’ya bağımlılıkla yemin ederek görev yapıyorsa; bunun gereğinin yerine gelmesi lazım. Buna herkesin tepki göstermesi lazım. Yine Anayasa’mızda yer alan seçme, seçilme hakkı, siyasi partilerin hakkına ilişkin hükümleri bir bütün olarak değerlendirdiğimizde açıkça Anayasa’nın sistemli bir şekilde ihlal edildiğini görüyoruz. Biz, Anayasa Mahkemesi’nden bu konuda hakkaniyete uygun bir karar verilmesini bekliyoruz. Biz bu işin sonuna kadar takipçisi olacağız. Önümüzdeki seçim dönemine kadarki süreçte bu işin düzelmesini bekliyoruz. Buradan tüm yurttaşlarımıza bir kez daha hatırlatayım. Türkiye’nin en çok oy alan ikinci partisi pozisyonunda CHP ve onun lideri Sayın Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra istisnai olarak kendisine bir kez TRT’de yer verildi. Onun dışında Türkiye’de herkesin vergisiyle yayın yapan TRT bir kez daha kendisini hiçbir şekilde, hiçbir programa dahil etmedi. Bu sürdürülebilir bir durum değildir. Bu adaletsizliğin son bulması lazım.”