1 Ağustos’ta yayımlanan “Hayâ: Allah’ın Emri, Fıtratın Gereği” başlıklı hutbede, “Mahremiyetin pervasızca ihlal edildiği bir çağda yaşıyoruz” denilerek kısa ve şeffaf kıyafetlerin “Allah’ın örtünme emrini ihlal ettiği” ve “haram” olduğu vurgulandı. Hutbede ayrıca, “Bu, çağdaşlık değil, ilkelliktir” ifadeleri yer aldı. Kadınların giyim özgürlüğüne müdahale niteliğindeki bu açıklamalar geniş kesimlerin tepkisini çekti.

Diyanet İşleri'nden, Diyanet TV'ye 'Allah baba' tepkisi! Yazılı açıklama yapıldı
Diyanet İşleri'nden, Diyanet TV'ye 'Allah baba' tepkisi! Yazılı açıklama yapıldı
İçeriği Görüntüle

Tatil anlayışına eleştiri

Bu haftaki hutbede ise “Sılai Rahimle Bereketlenen Tatil” başlığı altında, “Günümüzde bazı tatil organizasyonları, Allah’ın hükümlerini hiçe sayan, helal haram hassasiyetinden uzak, lüks ve israfın zirveye ulaştığı…” sözleriyle tatiller hedef alındı. Bu açıklamalar, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un 1,5 milyar TL’lik yatı üzerinden yapılan yorumları gündeme getirdi.

Skandallar hutbe mesajlarıyla çelişti

Diyanet’in lüks ve israf karşıtı söylemlerine karşın, Başkan Ali Erbaş ve eşi Seher Erbaş’ın 2025’teki hac ziyareti sırasında Ankara’dan özel ütücü götürdüğü ortaya çıkmıştı. Ayrıca kurumun Avusturya’daki kuruluşu ATİB’e yönelik “escorts skandalı” iddiaları da gündemdeki yerini koruyor. İddiaya göre, 2020 sonrası Din Hizmetleri Müşavirleri F.M.K. ve M.Ş., hac, kurban ve cuma bağışlarını eğlence ve eskort hizmetlerinde kullandı. ATİB, yaptığı açıklamada iddiaların “önceki dönemi kapsadığını” ve ilgili kişilerin kurumla ilişiğinin kesildiğini doğruladı.

“Toplumu çarpık dini yorumlarla baskılıyorlar”

Felsefeci-ilahiyatçı Şahin Filiz, Diyanet’in bu tutumunu Cumhuriyet’e değerlendirerek, “Diploma sahtekârlığı gibi büyük günahlar karşısında sessiz kalan Diyanet, toplumu yanlış ve çarpık dini yorumlarla baskılamaya çalışıyor. Din, iktidarlara göre hutbesi değişen bir kurum değildir” dedi.