Bugün saat 12.59'da meydana gelen ve geniş bir coğrafyada paniğe neden olan depremin merkez üssü Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından Kütahya olarak açıklandı. AFAD, depremin büyüklüğünü 5.4, yerin altındaki derinliğini ise 8.46 kilometre olarak duyurdu. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü ise depremin büyüklüğünü 5.5 olarak revize etti.

"Simav şehrinin altında bir fay düzlemi var''

Depremin hemen ardından HaberTürk TV canlı yayınına katılan Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, sarsıntının, uzun süredir riskine dikkat çektiği Simav fayı üzerinde gerçekleştiğini belirtti. Bu depremin bir öncü sarsıntı niteliği taşıyabileceğini vurgulayan Üşümezsoy, fayın ana kilitli bölümünün henüz kırılmadığını ifade etti. Üşümezsoy, durumu şöyle açıkladı:

"Simav şehrinin altında bir fay düzlemi var. O düzlem üzerinde kırılmalar oluyor. 5.4'lük deprem, bu yapışan, kilitlenmiş bölgenin kenarlarında, nasıl elimizi yapıştırdıktan sonra kopma kenarlardan başlıyorsa, bu da o kenarlarda olan bir yırtılmadır. 5'lik, 5.4'lük depremler ana kırılmanın çevresindeki depremlerdir."

Kütahya Simav’da 5 dakika içinde iki deprem daha oldu
Kütahya Simav’da 5 dakika içinde iki deprem daha oldu
İçeriği Görüntüle

''6.7'lik bir depreme dönebilir''

Profesör Doktor Üşümezsoy, Simav fayının potansiyel tehlikesine dikkat çekerek, fayın yapısı hakkında detaylı bilgi verdi. Fayın iki ayrı yay gibi duran 25-30'ar kilometrelik segmentlerden oluştuğunu belirten Üşümezsoy, potansiyel deprem büyüklüğünü şöyle anlattı:

"Bu faylar 6.5'lik bir deprem potansiyelini belirtiyor. Fakat iki fay birlikte kırılırsa bu 6.7'lik bir depreme dönebilir. Mesela Alaşehir'de 1970'te 40 kilometrelik fay kırılarak 6.7-6.8'lik deprem olmuştu. Benim beklediğim orada 6.5'lik depremdi. Bunu neredeyse bir buçuk seneden beri dillendiriyorum. Simav'da ve Sındırgı'da risk vardır demiştim."

Avucumuzun içindeki deri de sıyrılarak yırtılıyor

Fayın nasıl çalıştığını ve mevcut depremin ne anlama geldiğini daha anlaşılır kılmak için "avuç içi" benzetmesini kullanan Üşümezsoy, teknik detayı şu şekilde basitleştirdi:

"Avucunuzu birbirinize yapıştıralım. Bu avucumuzdaki yapışan bölge, fayın birbirine yapıştığı, kilitlendiği alandır. Buna 'asperity' diyoruz. Bu alan Simav'ın altında. Bugünkü 5.4'lük deprem gibi sarsıntılar, bu yapışan alanın kenarlarındaki küçük yırtılmalardır. Yırtılmalar hızlıca çekilince avucumuzun içindeki deri de sıyrılarak yırtılıyor. İşte buradaki 6 buçuğa varabilecek deprem bu mekanizmayla oluşuyor. Simav Dağı yükselmek istediği için, fay düzleminin çevresindeki yapışmış bölümün küçük parçalarını yırtıyor. O yırtılma, büyük yırtılmaya ulaştığı zaman ana deprem oluyor."

Bölgede 2011 yılında da 5.9 büyüklüğünde bir deprem yaşandığını hatırlatan Üşümezsoy, jeolojik zaman diliminde 2011 ile 2025 arasının çok uzun bir süre olmadığını ve bu sarsıntıların birbirinin devamı niteliğinde olduğunu belirtti. Üşümezsoy'a göre, Simav fayının ana kilitli bölümü üzerindeki stres birikimi devam ediyor ve bugünkü sarsıntı, bu stresin bir sonucu olarak ortaya çıkan ve daha büyük bir depremin habercisi olabilecek önemli bir işaret olarak okunmalıdır.