Davutoğlu, Kütahya il kongresinde AK Parti Kongresi üzerinden yeni pandemi kısıtlamalarını eleştirerek, “Şimdi Ramazan’da da sınırlamalar getirdiler. Hiçbir tutarlılığı olmayan sınırlamalar. Eğer samimi olsalardı bunun yolu bulunurdu. Ve şu ana kadar da pandeminin bu bedelleri ödenmezdi” diye konuştu. Davutoğlu, özetle şunları söyledi: AK PARTİ KONGRESİNE TEPKİ: Eğer bugün gösterdikleri harita geçen hafta da geçerli idiyse, neden o haritayı o zaman paylaşmadı? Yok geçerli değil idiyse, bir iki hafta da ülke niye bu şartlara, bu kızıla boyanmış bir risk haritasına döndü? İki ihtimal var. Ya geçen hafta da belki de ondan önceki haftada bu harita geçerliydi, ama bunu açıklamadılar. Çünkü, AK Parti kongresinin lebalep salonlarda yapılması gerekiyordu. Çünkü, binlerce insanın Türkiye’nin her yerinden Ankara’ya gelmesi gerekiyordu. Ve sonra da Ankara’dan geri gitmesi gerekiyordu. Bunu izah edemeyecekleri için sakladılar haritayı, bu bir ihtimal. Böyle bir ihtimal varsa bu halkın sağlığı ile oynamaktır. Bu halkın hayatını riske atmaktır. Ve kendi kısır çıkarları için pandemi gerçeğini ört bas etmektir. Yok bu değilse ikinci ihtimal. Cumhurbaşkanı o gün de üç ilke dedi. Sosyal mesafe, hijyen ve mesafe. Halka bunu söylerken, kendileri hiç uymadıkları için son artışın sebebi o kongrelerdir. Şimdi Ramazan’da da sınırlamalar getirdiler. Hiçbir tutarlılığı olmayan sınırlamalar. Eğer samimi olsalardı bunun yolu bulunurdu. Ve şu ana kadar da pandeminin bu bedelleri ödenmezdi. ADALETİ YOK ETME ÇABASI: Şimdi Anayasa Mahkemesi’nin kapatılması. Zaten Merkez Bankası’nı fiilen kapattılar. Merkez Bankası artık Merkez Bankası değil. Merkez Bankası, işlevini yapamaz hale geldi. Devlet kurumlarını kapattılar. Şimdi de Anayasa Mahkemesi’ni kapatma ve hedef gösterme üzerinden demokrasiyi yok etme çabası bu. Adaleti yok etme çabası. ÖRTÜLÜ 28 ŞUBAT: Türkiye’de 28 Şubatçı ortakları ile Türkiye’yi Mao modeli bir otoriterlikle yönetmek isteyen ortakları ile birlikte, milliyetçiliği istismar eden ama Uygur Türklerine yapılan zulme sessiz kalan Bahçeli ile birlikte Sayın Erdoğan’a da sesleniyoruz. Ne yarasanız yapın bu ülkeye örtülü bir 28 Şubat’ı bir daha getiremeyeceksiniz.