Başarılarıyla tanınan iş insanı Yavuz Yükselir, yıllarca yanında çalıştığı ve güvendiği eski asistanı Güler Nazarova tarafından ihanete uğradığını ileri sürdü. Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası Almanya'da yaşadığı hukuki süreçte zor günler geçiren Yükselir, bu dönemde evindeki değerli eşyaların, külçe altınların ve lüks saatlerin çalındığını iddia ediyor. Yaşananları "onur meselesi" olarak nitelendiren Yükselir, "Sen nankör ve hain çıktın. Beni bitmiş sandın ama dimdik ayaktayım. İhanetinin bedelini hem hukuk önünde hem insanlık önünde ödeyeceksin" diyerek eski asistanına meydan okudu.
İşte Dr. Seyfullah Türksoy'un yazısı;
Altın Adam’ın İhanetle İmtihanı – Yavuz Yükselir Olayı
Uluslararası iş dünyasında adı başarılarla anılan Yükselir Group Başkanı Yavuz Yükselir ile ilk tanışmam 2018 yılında, değerli bir dostumun aracılığıyla olmuştu. Erzurumlu, beyefendi, kibar, nazik ve mütevazı bir insandı. Yüzünden eksik olmayan tebessümüyle en ciddi meseleleri bile saygılı, ölçülü ve sakin bir üslupla anlatırdı. Her zaman özenle giyinir, bulunduğu ortama zarafet ve kalite katan bir duruş sergilerdi.
En büyük hayali, doğup büyüdüğü memleketi Erzurum’da dünya ölçeğinde hayvancılık çiftlikleri kurmak ve ülke ekonomisine kalıcı katkılar sağlamaktı. Yoksul bir aileden geldiğini hiç unutmamış, o yıllara dair anılarını bizimle paylaşarak hem geçmişine hem de köklerine vefa göstermişti. İnsanlarla kurduğu iletişim her zaman dostluk, güven ve sevgi merkezliydi.
Altın Adam
2019 yılında İstanbul Intercontinental Hotel’de düzenlediğimiz 15. Uluslararası Yılın Altın Adamları Ödül Töreninde sahneye çıkan Yükselir, “Avrupa’da Yılın İşadamı” ödülüne layık görüldü. Ödülünü, o dönemin Gagavuzya Cumhurbaşkanı İrina Vlah’ın elinden alırken sergilediği tevazu ve zarafet, hafızalara kazınmıştı.
Daha sonra Kanal 7 ekranlarında konuğum oldu. O programda hem başarı öyküsünü hem de gelecek hedeflerini geniş kitlelerle paylaştı. Bu röportaj, Uluslararası İpekyolu Dergisi’nde kapak konusu olarak yayımlandı. Kısacası Yavuz Bey, yalnızca yatırımlarıyla değil, mütevazı kişiliğiyle de iş dünyasında fark yaratan bir isimdi.
Zorlu Yıllar
Aradan zaman geçti, yollarımız kesişmedi. Daha sonra öğrendim ki, Rusya-Ukrayna savaşının ardından Almanya’da hukuki sorunlarla karşılaşmıştı. Yaklaşık üç yıl süren bu süreçte pek çok zorluk yaşadı. Ama o, hiçbir zaman mücadeleden vazgeçmedi. Bugün, o badireleri geride bırakmış, yeniden ayakta, yeni projeleri ve hedefleri için mücadele ediyor.
Fakat o dönemde yaşadığı en büyük hayal kırıklığı, yalnızca hukuki zorluklar değil; yıllarca yanında emek verdiği, koruyup kolladığı, adeta ailesinden biri gibi gördüğü eski asistanı Güler Nazarova’nın ihaneti oldu.
İhanet ve Acı
Yavuz Yükselir, Azerbaycan uyruklu eski asistanı Güler Nazarova hakkında şu ağır suçlamaları yöneltiyor:
• Almanya’da hukuki sorunlarla uğraştığı dönemde, Nazarova’nın villayı, lüks saatleri, eşinin külçe altınlarını ve kasasındaki değerleri sattığını veya çaldığını iddia ediyor.
• Nazarova’yı “dünya tarihinin en aşağılık dolandırıcısı” olarak tanımlıyor.
• Çaldığı paraları sevgilisiyle ve çevresindeki kişilerle harcadığını ileri sürüyor.
• “Sen nankör ve hain çıktın. Beni bitmiş sandın ama dimdik ayaktayım. İhanetinin bedelini hem hukuk önünde hem insanlık önünde ödeyeceksin” sözleriyle açıkça meydan okuyor.
Yükselir, iki yılı aşkın süre sessiz kaldığını, ancak artık bu meseleyi bir “onur meselesi” haline getirdiğini vurguluyor.
İş Dünyasına Dersler
Bu olay bize şunu gösteriyor: En büyük tehlike, bazen en yakınlardan gelebilir. Güven duygusu zedelendiğinde, sadece maddi kayıplar değil, insanın en derininde taşıdığı manevi değerler de yara alır.
Yavuz Yükselir’in yaşadıkları, Türk iş dünyasının parlak simalarından birinin nasıl ağır bir ihanete maruz kaldığını gösteriyor. Ama aynı zamanda bir diriliş hikâyesi de sunuyor: “Düz duvar yıkılmaz” diyerek yeniden ayağa kalkmak, başarının en büyük göstergesi değil midir?
Yazarın notu:
Bu olayın ayrıntıları ve gelişmeleri ilerleyen günlerde kamuoyuyla paylaşılacaktır.