Ramazan Bayramı’nın ilk gününde, Millet İttifakı’nı oluşturan altı siyasi partinin genel başkanları, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları ile ittifakın diğer büyükşehir belediye başkanları, her biri ayrı bir ilde olmak üzere deprem bölgesinde yurttaşlarla Halil İbrahim Sofrası Buluşması’nda bir araya geldiler. 

BAYRAMIN İLK GÜNÜ OSMANİYE'DEYDİ

Ramazan Bayramı’nın ilk günü Osmaniye’de bulunan depremzedeleri ziyaret eden Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, FOX TV’de yayınlanan Çalar Saat programına bağlanarak açıklamalarda bulundu.

'YANLIŞ ANLAMIŞ'

Uysal, katıldığı canlı yayındaki konuşmasında "Sayın Bahçeli yanlış anlamış meseleyi. Türkiye’de zaten iddiamız, Türk insanının arasına örülmüş duvarları yıkmak" ifadelerini kullandı.

'TÜM BÖLGEDE PROGRAMLARIMIZ VAR'

Uysal konuşmasına şu şekilde devam etti:

"Millet İttifakı olarak en temel hedefimiz, dikey kimlik sahalarından siyaseti çıkartarak mahallelere, kimliklere hapsolmuş siyaseti bu ülkenin gerçek gündemi üzerinden -kadınların, gençlerin, esnafın, çiftçinin, toplumsal bütün kesimlerin can yakıcı meseleleri var- siyasi rekabeti bunların üzerinden kodluyoruz. Oysa söyleyecek sözü bitmiş Erdoğan, Bahçeli başta olmak üzere, bu kimlik sahalarına bölerek, kolay siyaset dediğimiz bu alan üzerinden bir siyaset tahkimat yapılmaya gayret ediliyor.

Bayram vesilesiyle Millet İttifakı’nın başta cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı’nın genel başkanları ve iki büyükşehir belediye başkanımız, her bir vilayette hem bayramlaşacağız hem buradaki programlarla beraber bu bölgenin hissiyatına kulak vermek adına tüm bölgede her bir genel başkan ve belediye başkanımız olarak programlarımız var.
‘Halil İbrahim Sofrası’ adını veriyoruz, bu sofra etrafında bulunduğumuz mahalde hem depremzedelerle hem dostlarımızla hem mücadele arkadaşlarımızla beraber olarak bu bayramın coşkusuna ortak olalım istedik. Dün akşamdan beri ben Osmaniye’deyim, sabah bayram namazına burada iştirak ettik. Biraz sonra şehitliğimizi ziyaret edeceğiz. Saat 10.00’dan itibaren tüm genel başkanlar, ortak bir yayına bağlanarak karşılıklı olarak bayramlaşacağız.

'HER ADIM BU ÜLKENİN KAZANIMI'

Seçimin arifesindeyiz. Millet, ülke adına atılacak her adımı bu ülkenin kazanımı sayarız. Türkiye’nin çok uzun yıllardır enerji açığı dolayısıyla cari açığı ortada. Türkiye’nin sahip olduğu imkan ve kapasiteyi kullanmak, azami noktaya çıkarmak mecburiyetindeyiz. Özellikle Türk sanayisinin ve hane halkının ucuz, katlanılabilir ve istikrarlı bir enerji erişimine ulaşmasını biz de çok önemli buluyoruz.

Bu noktada farklı rivayetler olsa da netice itibarıyla bugün milletimizin, özellikle son 1,5 yıldır Erdoğan’ın ‘Ekonomistim’ diyerek adım attığı andan itibaren yüklendiği büyük maliyetler var. Enflasyon canavarının altında ezildiği bir gerçek. Dar gelirli vatandaşımızın, başta emekliler olmak üzere, temel ihtiyaç malzemelerine bile erişemediği ekonomik şartlar içerisindeyiz. Bu şartlarda en önemli girdilerden birisi de kışı geride bırakıyoruz, doğal gazla ilgili bu faturalar ümit ederiz düşer. Bu kış düşmedi, umarız önümüzdeki kış düşer diye ben de temenni ediyorum.

'HEPİMİZ FARKLI MECRALARDAN GELİYORUZ'

Sayın Bahçeli yanlış anlamış meseleyi. Türkiye’de zaten iddiamız, Türk insanının arasına örülmüş duvarları yıkmak. Millet İttifakı olarak en temel hedefimiz, dikey kimlik sahalarından siyaseti çıkartarak mahallelere, kimliklere hapsolmuş siyaseti bu ülkenin gerçek gündemi üzerinden -kadınların, gençlerin, esnafın, çiftçinin, toplumsal bütün kesimlerin can yakıcı meseleleri var- siyasi rekabeti bunların üzerinden kodluyoruz. Oysa söyleyecek sözü bitmiş Erdoğan, Bahçeli başta olmak üzere, bu kimlik sahalarına bölerek, kolay siyaset dediğimiz bu alan üzerinden bir siyaset tahkimat yapılmaya gayret ediliyor. Hepimiz farklı mecralardan akıp geliyoruz. Sosyalleşerek kazandığımız kimliklerdir ama özü insandır.

Bu coğrafyada kaynaşmışız. Bu coğrafyanın tortularını, kadim dönemlerden itibaren taşıyarak Cumhuriyet’le beraber 21’inci aşıra taşımışız. Bugün 21’inci asrın bize dayattığı gerçekler var. Hiçbir şekilde değiştirip dönüştüremeyeceğimiz kimlikler, mahalleler, dünkü kavgalar, bunların üzerinden değil ama her şekilde, şekil verebileceğimiz milletimizin her bir ferdinin geleceği üzerinden siyaset kurguluyoruz. Oysa iktidarın tek bir hedefi var; bu bildiğimiz klasik siyaseti soğuk savaş döneminin stratejisi içerisinde mesafeleri açalım. Bütün bunlar üzerinden subjektif bir alanda rekabet olsun. Milletin ortak değerleri bir siyasi rekabet alanında unsur haline getirilsin. Bizim temel itirazımız bunadır. Kılıçdaroğlu’nun bu beyanı da aslında bu dayatmayı çürütmek noktasında önemli bir meydan okumadır."