Eğitim-İŞ, Eğitim-Bir-Sen, Hürriyetçi Eğitim Sen, Türk-Eğitim-Sen, Anadolu Eğitim Sendikası ve Eğitim Sen tarafından, 'eğitimde şiddetin' önlenmesi amacıyla yazılı açıklama yapıldı. 

Milli Eğitim Bakanlığı'na çağrıda bulunulan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

Uygulanan yanlış eğitim politikaları ve siyasiler tarafından kullanılan kutuplaştırıcı dil maalesef her geçen gün meyvesini vermektedir.

Dün 75. Yıl Cumhuriyet İlkokulu’ndan öğretmen arkadaşımız okul binası içerisinde, kendi velisi olmayan kişilerce sözlü ve fiziki saldırıya maruz kalmış darp edilmiştir. Okullarımız, daha gelişiminin tamamlamamış çocuklarımız ve gençlerimizin
kendilerini en güvende hissetmesi gereken yerlerdir. Ülkenin geleceği olan çocuklarımızın ve onların emanet edildiği öğretmenlerimizin okullarda güvenliğini sağlayamamak demek, geleceğe sahip çıkamamak demektir.

Bugüne kadar okullarda yeterli güvenlik önlemleri almadığı gibi öğretmenlere uygulanan şiddete seyirci kalan Milli Eğitim Bakanlığı, her fırsatta öğretmeni değersizleştiren ve hedef gösteren uygulama ve açıklamalar yapmakta istikrarlı
davranmaktadır. Öğretmeni toplum nezdinde itibarsızlaştıran bu tür açıklamaların saldırılarda önemli bir rol oynadığını düşünmekteyiz. Öğretmeni itibarsızlaştıran; toplumdaki yerini ve okuldaki işlevini her fırsatta küçültmeye neden olan uygulamalar, öğretmene şiddet vakalarının temelidir.

Bugüne dek öğretmene şiddet olaylarının faillerinin caydırıcı cezalar almaması da dolaylı teşvik niteliğindedir. Neredeyse her geçen gün yurdun bir köşesinde öğretmene şiddet vakası baş gösterirken, MEB hala bu konuya dair engelleyici ve koruyucu herhangi bir önlem politikası geliştirememiştir. Aksine Alo 147 ve MEBİM ile başlayan süreç CİMER gibi
uygulamalarla devam etmekte, kamu kurumları boş yere meşgul edilmekte, isimsiz ve herhangi bir dayanağı olmayan şikayetlerle öğretmenler psikolojik şiddete maruz kalmaktadır.

En ücra köşelere tayin edildiğinde bile "Vatan toprağıdır" diyerek özveriyle görevini yapan, hali hazırda sefalet, yoksulluk ve işsizlikle her an burun buruna getirilen eğitim neferlerimiz, toplumda baş tacı edilmesi gerekirken itibarsızlaştırma politikaları sayesinde her türlü saldırıya açık hale gelmiştir. Herkesin saygı duyduğu, öğretmenin toplumun öncüsü konumundaki zamanlardan, öğretmenine sahip çıkmayan, saygı duymayan, öğretmenini söylemleri ve eylemleri ile saydırmayan, veli ve öğrencilerin fiziki-psikolojik saldırılarına maruz bırakan bir eğitim sisteminin hâkim kılındığı günlere geldik. Eğitim çalışanlarının baskı ve tehditlerin kıskacına bırakıldığı, güvensiz ve güvencesiz iş ortamlarına itildiği, eğitim-öğretim ve bilim hizmetleri iş kolundaki görevlerin piyasacı bir anlayışla yürütüldüğü, öğrenci-öğretmen-veli ilişkisinin giderek yozlaştığı bir ortamda eğitim ve öğretim mekanizmasının toplumu dönüştüren ve iyileştiren bir sonuç üretmesi beklenemez.

Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrımızdır:

Atatürk’ün dediği üzere; 'Yeni nesil öğretmenlerin eseri' olacaksa, öğretmenlerin çalışma güvenliği de sizlerin sorumluluğudur!

Okullarda yaşanan şiddetin ve öğretmenlere yönelik saldırıların önlenebilmesi, öncelikle her fırsatta öğretmenleri, eğitim ve bilim çalışanlarını hedef haline getiren politika ve uygulamalara son verilmesinden geçmektedir.

ÖSYM duyurdu: YKS geç başvuru süreci bugün başladı ÖSYM duyurdu: YKS geç başvuru süreci bugün başladı

Öğrenci ve veliyi sorgu hâkimliği düzeyine çıkaran, öğretmeni sanık koltuğuna düşüren MEB destekli şikâyet mekanizmaları kaldırılmalıdır.

Bakanlığımız, öğretmene şiddet konusunda daha fazla yaptırımları gündeme getirmeli, bu olaylara yasal yollarla dur denilmeli ve öğretmenlere yönelik şiddeti önlemek için acil eylem planı hazırlanmalıdır.

Yaşanan şiddetin önlenebilmesi için kamu çalışanlarını hedef haline getiren açıklamalara son verilmelidir.

Şiddet vakalarında idari ve hukuki soruşturmaların bir an önce yapılması, ilgililer hakkında yaptırımlar uygulanması ve okullarımızdaki güvenlik tedbirlerinin arttırılması noktasında azami gayreti göstermelidir.

Okullarımızda yaşanan şiddet olaylarının tekrar etmemesi, eğitimcileri şiddetin hedefi haline getiren uygulamaların son bulması, somut ve kalıcı çözümler üretilmesi için başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere, bütün yetkilileri harekete geçmeye ve gerekli yasal çerçevede önlemleri ivedilikle almaya davet ediyor; arkadaşımıza yönelik bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Saldırgan şahsın hak ettiği cezayı almasını bekliyoruz.

Eğitim sendikaları olarak bu olayın ve sonuçlarının peşini bırakmayacağımızı ve şiddete başvuranların akıbetinin takipçisi olacağımızı kamuoyuna bildiriyoruz. Benzer öğretmene şiddet hadiselerinin hepsinin karşısında dikileceğimizi, tüm hukuki yollarla hesap soracağımızı ve tepkimizi tüm demokratik yollarla ortaya koyacağımızı bir kez
daha ilan ediyoruz!

Öğretmene vurulan darbe geleceğe vurulan darbedir!

Eğitimcileri şiddetin hedefinde olan bir toplumun geleceği karanlıktır!

Çocuklarımızı emanet ettiğimiz öğretmene şiddeti durdurun!