EMEP, Emekçi Hareket Partisi (EHP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) ve Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) oluşan Emek ve Özgürlük İttifakı, "Yoksulluğa, Savaşa, Baskılara Dur Diyelim" sloganıyla bugün İstanbul Kartal Meydanı’nda ilk ortak mitingini düzenledi.

Mitingde konuşan EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen 2 yıl 7 ay 15 gün hapis ve siyasi yasak kararı sonrası, İmamoğlu ile dayanışma için Saraçhane’ye gittiklerini hatırlatarak muhalefete birlik çağrısı yaptı.

'EMEK VE ÖZGÜRLÜK İTTİFAKI OLMADAN İSTANBUL BU KUŞATMAYI KIRAMAZ'

Akdeniz, sözlerini şöyle sürdürdü:

Biz İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne, bu kentin, Türkiye'nin en büyük şehrinin seçme ve seçilme iradesine darbe vurdukları zaman tereddütsüz oraya gittik. Dedik ki ‘HDP'li belediyelere uygulanan kayyum neyse İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne uygulanan operasyon da aynı şeydir’. Ama sizler de Saraçhane'den buraya geleceksiniz. Emek ve Özgürlük İttifakı olmadan İstanbul bu kuşatmayı kıramaz. Diyarbakır’ı yanına almadan İstanbul bu ablukayı dağıtamaz. Gelin birleşelim, bu ülkeyi birlikte özgürleştirelim.

'ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİ BİZLER GÖNDERECEĞİZ'

Seçim ekonomisiyle giriyor Erdoğan ve yönetimi. Açıkça buradan söylüyoruz; kaşıkla verecekler, kepçeyle de değil, kazanla seçimden sonra geri alacaklar. Halkın tepesine vergiyi, borcu yıkacaklar. Buna izin vermeyeceğiz. Tek adam yönetimini, arkasındaki sermaye düzenini, çete-mafya düzenini bu çürümüş düzeni bizler göndereceğiz, halk gönderecek. Çünkü halk birden büyüktür.

'İNKARCI TUTUM SÜRERSE KENDİ ADAYIMIZI ÇIKARACAĞIZ'

Burada sadece İstanbul'dan, Türkiye'den yurttaşlarımız yok. Burada Gezi'den, Kobani davasına kadar tutuklu eş başkanlardan, milletvekillerine, belediye başkanlarına kadar tutsak arkadaşlarımız da var. Bu mitingde el eleyiz, kol kolayız. Bu da böyle bilinsin. Şimdi bize soruyorlar ‘Seçimlerde ne yapacaksınız?’ Biz 5 Ocak'ta, Emek ve Özgürlük İttifakı partileri olarak bir bildiri yayınladık. Orada şunu dedik, ‘Birinci olarak en geniş toplumsal mutabakatın sağlanacağı ortak bir adayın ortaya çıkması için işe başlıyoruz. Buna var mısınız?’ dedik. İkinci olarak, bak kardeşim. Bu sese kulak vermiyorsan, ısrarla bu sese kulak kapatıyorsan, bak sana söylüyorum. Bu ülkede işçilerin oyları, yoksul emekçilerin oyları, gençlerin, kadınların oyları, Kürt halkının oyları, eşit yurttaşlık isteyen Alevilerin oyları çantada keklik değil kardeşim. Bunu da bileceksin. Eğer inkârcı, yok sayıcı tutumunu devam ettirirsen Emek ve Özgürlük İttifakı kendi adayını da çıkaracak. Halkla birlikte bu meydanlarda çıkaracak.”

Akdeniz, konuşmasını 121'inci doğum günü kutlanan şair Nazım Hikmet'in dizelerini okuyarak bitirdi.  

Mitingde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Buldan, savaşa, yoksulluğa, baskılara karşı “Dur” demek için bir arada olduklarını söyledi.

'BİLEŞENLERİMİZLE BİRLİKTE SEÇİMLERE DAMGAMIZI VURACAĞIZ'

Pervin Buldan, şöyle konuştu:

Tecrit, savaş politikalarına, siyasi irade gaspına, kayyum rejimine ‘Dur’ demek için buradayız. Kadınların ve gençlerin özgürlüğü için buradayız ama aynı zamanda ‘Jin jiyan azadi’ (genç, kadın, özgürlük) demek için buradayız. Doğa, yaşam, hukuk talanına ‘Dur’ demek için buradayız. Demokrasinin şehri güzel İstanbul’u karanlığın merkezi yapmaya çalışan AKP ve MHP rejimine karşı ‘Dur’ demek için buradayız. Bu daha başlangıç. Herkes, 82 milyon bu havayı, rüzgarı hissedecek ve seçimlerde İstanbul, bir kez daha kendisini ispat edecek. Bundan hiç kimsenin endişesi ve kuşkusu olmasın. Çünkü asıl hikâye, bizim hikâyemizdir. 7 Haziran’da başlayan başarımız var. Bu hikâyeyi şimdi, ülkeyi yönetme hikâyesine çevireceğiz. Halklarımızla, bileşenlerimizle birlikte seçimlere damgamızı vuracağız.

'İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’Nİ GERİ GETİRECEĞİMİZ BİR SEÇİM OLACAKTIR'

Bizim mücadelemiz, İstanbul kadar sağlamdır, kararlıdır. Bunun için diyoruz ki, bizim ittifakımız İstanbul kadar güzeldir ve İstanbul’un bahçesidir. Hepimize bu ittifak bir kez daha hayırlı olsun. İstanbul demek, elbette ki de Türkiye demek. Seçimlerde İstanbul’da kazandık mı, Türkiye’de de kazandık demektir. Çünkü İstanbul, Amed’dir, Akdeniz’dir, Karadeniz’dir. Yani kısacası İstanbul, HDP’dir. Bu meydan, Mahirlerin, Kemallerin, İboların, Mazlumların, Orhan Doğanların, Berkin Elvanların, Musa Anterlerin meydanlarıdır. Bu meydandan seçimlerin startını verdiğimizi bir kez daha ilan ediyorum. Elbette ki hedefimiz daha da büyümek. Bu ittifak, daha da büyüyecek, genişleyecek ve bu düzeni mutlaka değiştirecek. İşte bunun için bu seçimler, tarihi öneme sahip. Yapılacak seçimler, aydınlık ile karanlık, demokrasi ile faşizm arasında yapılacak olan tercih olacaktır. Aynı zamanda bu seçimler, AKP ve MHP iktidarının fişini çekeceğimiz bir seçim olacaktır. Bu seçimler, tecride ve savaş politikalarına son verileceğinin bir seçimi olacaktır. İstanbul Sözleşmesi’ni geri getireceğimiz bir seçim olacaktır. Buradan kadınlara bunun sözünü veriyorum. Bu seçimler, kendi cumhurbaşkanımızı belirleyeceğimiz bir seçim olacaktır. İşte şimdiden seçimlere, gece- gündüz demeden 7’den 70’e Türk’üyle, Kürt’üyle hepimiz hazırlanıyoruz. Kazanacağız, başarı bizimdir.”

'İSTANBUL’U DEMOKRASİ VE BARIŞIN ÜSSÜ YAPACAĞIZ'

Mitingde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ise şunları söyledi:

"Bu iktidar, bu zulüm ve sömürü iktidarı, İstanbul’u faşizmin üssü yapmak istiyor. Türkiye’ye giydirmek istedikleri rejimi burada pişirmek istiyorlar ama biz dedik ki, ‘Hayır, İstanbul faşizme karşı birlikte dimdik duracak ve bu meydanda gösterecek’ dedik. İşte gösteriyoruz hep birlikte. ‘İstanbul’u emeğin, özgürlüğün, demokrasinin ve barışın, üssü yapacağız’ dedik. İşte sözümüzün karşılığı sizin yüreklerinizin gümbür gümbür sesidir. Geliyor Emek ve Özgürlük İttifakı. Bütün baskılara rağmen sömürüye savaş politikalarına, polis baskınlarına, kumpas davalarına rağmen HDP’yle birlikte yürüyor. Büyüyerek geliyor. Bu ülkeyi güzelleştirmeye geliyor, bu iktidarı göndermeye geliyor.

'BU DÜZENİ DEĞİŞTİRMEYE GELİYOR'

Bu düzeni değiştirmeye geliyor Emek ve Özgürlük İttifakı. Değiştireceğiz bu düzeni ve göndereceğiz bu iktidarı. Bu iktidar ve bu düzen savaştan, sömürüden besleniyor. Biz de diyoruz ki, ‘Hep birlikte savaş oyunlarını bozacağız. Bozacağız savaş oyunlarını. Savaşa karşı, barışın en güçlü ittifakını kuracağız’. Her savaş operasyonu aşımızdan, ekmeğimizden, çalmak demektir. Savaş politikalarıyla yoksul halkı daha da yoksullaştırıyorlar. Bu ülkenin geleceğini gasp etmek istiyorlar.

‘Değiştirmeye geliyoruz’ dedik. Seçimler var önümüzde. Seçimlerle birlikte bu hayatın her alanında mücadeleyi büyüteceğiz ve bu ittifakı genişleterek geleceğin inşasının merkezi gücü hâline getireceğiz. Yeni bir başlangıç, emek ve özgürlük üzerine kurulacak yeni bir cumhuriyet, demokratik cumhuriyet için geliyoruz. Eşit yurttaşlık için geliyoruz, doğanın hakları için kadın hakları için, gençlerin hakları için geliyoruz. Halklar birleşiyor, inançlar birleşiyor, emekçiler birleşiyor. Kadınların mücadelesi, bu denizi büyütüyor. Önümüzü açıyor. Geliyoruz, değiştirmeye geliyoruz. Sömürüye karşı hakikati kurmak için bu iktidarı göndereceğiz. Bu düzeni değiştireceğiz. Bu güç bu ülkeyi demokrasiye, barışa, emek ve özgürlüğün olduğu bir geleceğe taşıyacak.”(ANKA)