Merkez üssü Kahramanmaraş Pazarcıkta meydana gelen ve 11 il'de yıkımlara neden olan 6 Şubat depremlerinde kardeşini kaybeden Emekli Albay Doğru, yaşadıklarını anlatarak AFAD'ın günlerce gelmediğini ve vatandaşların binalara bilinçsizce müdahale ettiğini belirtti. 

Sözcü Gazetesi'nin haberine göre Antakya Akevler Mahallesi, 8'inci Akevler Sokak'taki 9 katlı Alkır Bozkurt Apartmanının ilk dört katının yıkılması sonucu enkaz altında kalarak hayatını kaybetti. Depremin hemen ardından Ankara'dan Hatay’ın Antakya ilçesine giden Doğru, karşılaştığı manzaraları, yaşanan aksaklıkları ve yapılan bilinçsizce müdahaleleri anlattı.

'CESETLER GÜNLERCE DIŞARIDA BEKLETİLDİ' 

Antakya'da karşılaştığı manzara karşısında şoka uğradığını anlatan Doğru, AFAD'ın günlerdir ortalarda görünmediğini, vatandaşların binalara bilinçsizce müdahale ettiğini, gönüllü vatandaşlar tarafından enkaz altından çıkartılan cesetlerin ise günlerce dışarıda bekletildiğini belirtti.

'HIZLI MÜDAHALE İNSAN KURTARMA ANLAYIŞI BU MU?' 

Depremin 6'ncı günüde Alkır Bozkurt Apartmanının giriş kısmının üzerinden inleme sesi duyduğunu anlatan Doğru; “Binanın beşinci katında iki kedi var ama bu onların sesi değil. Bir kere duydum. Sesime cevap vermiyor, tekrarı gelmiyor ama orada hala nefes alan birinin olma ihtimali var.  Bir ihbar hattı bulup, durumu bildirmeyi başardım. Geri dönüş yaptılar ve binaya bir ekibin yönlendirildiğini söylediler. Binanın önüne gidip bekledim.

Saat gece yarısını geçti ve ben beklemeye devam ettim ama gelen olmadı. Depremin 7'nci gününde AFAD'a ait bir araç öğlen 12:00 civarı binanın yanına gelip, durdu. 'Ses gelen bina bu mu?' diye sordular. 'Evet, dün inleme sesi vardı' dedim. 'Hala geliyor mu?' diye sordular. 'Hayır, bugün duymadık' dedim. 'Dinleme lazım' dediler. Arabadan aşağıya adımlarını dahi atmadan hızla uzaklaştılar. AFAD bu mu? Yıllarca deprem için yaptığımız hazırlık bu mu? Hızlı müdahale, insan kurtarma anlayışı bu mu? Bu ülkede insana verilen değer bu mu?  Yedinci günde bize ulaşan yardım binada yapılan dinleme ve ısı ölçümleri oldu.” dedi.

Emekli Albay Doğru, depremin 8'inci günü valiliği bilgilendirmek için jandarmanın bina adreslerini ve binalardakilerle ilgili bilgileri topladığını belirterek, “Sürekli birileri geliyor. Isı ölçümü ve dinleme yapılıyor ama kimse Alkır Bozkurt Apartmanına müdahale etmiyor. Tüm çabalarımız sonuçsuz kalıyor.” diye konuştu.

'9. GÜNDEYİZ, TEK KELİME İLE REZALET!'

Doğru, kardeşinin enkaz altında olan binaya müdahale edilmeme nedenini ise şöyle açıkladı; “Bir jandarma başçavuş bölgeyi dolaşıyor. Elinde bölgenin yukarıdan çekilmiş görüntüleri var. Binanın yukarıdan sağlam göründüğünü, bu yüzden enkaz olarak değerlendirmeye alınmadığını, durumu ilgili yerlere bildirdiğini ve gerekli düzeltmeyi yaptırdığını anlatıyor. Çabalarımızın neden sonuçsuz kaldığını, neden kimsenin binaya müdahale etmediğini anlatıyor bu. İlk günlerde böyle bir durumla karşılaşmış olsak belki normal karşılardık ama aradan sekiz gün geçti, dokuzuncu gündeyiz. Havadan yapılan tespitlerin, yerden kontrol ve teyit edilmemiş olması nasıl açıklanabilir? Rezalet! Tek kelime ile rezalet!”

Binaya depremin 9'uncu günü müdahale edildiğini söyleyen Doğru, “Ankara İtfaiyesi Arama Kurtarma ekibi geldi. Binaya müdahaleye başladı. İş makinesi olarak bir kırıcı var. Bizden büyük kepçe ve makas bulmamızı istiyorlar. İstedikleri kâğıt-kalem değil, devasa iş makineleri. Bu ekip çalışırken vali yardımcısı geldi. Ne lazımsa gönderileceğini söyledi. İhtiyaçları söyledik ama söylediğimizle kaldık.”

'1999 YILINDAN BERİ ÖDENEN DEPREM VERGİLERİ NEDERE?'

3 gün sonra bekledikleri iş makinesinin geldiğini belirten emekli Albay Doğan Doğru, Alkır Bozkurt Apartmanının enkazındaki 8 kişinin cesetlerinin tek tek çıkarıldığını belirtti. Depremin 13'üncü günü kardeşinin cansız bedenine ulaşıldığını söyleyen Doğru; “Acı ve öfke içindeki bekleyişimiz sürerken saat 13:00'de çağırdılar. Kardeşim Musa Sinan Doğru'yu bulmuşlar.  Kardeşimi memleketimize, Akşehir'e götürdük ve rahmetli babamın yanına defnettik.” diye konuştu.

Bir deprem ülkesi olan Türkiye’de olası depremlere karşı herhangi bir hazılığın yapılmamasına ve 13 gün boyunca deprem bölgesinde yaşadıklarına isyan eden Doğan Doğru, sözlererini şu ifadelerle sonlandırdı; “Bütün bu yaşananlardan sonra kim bana devlet oradaydı diyebilir? Kim bana zamanında ve doğru bir müdahale yapıldı diyebilir? Devlet depremin ardından geçen 9 gün boyunca yoktu. 9 gün boyunca Alkır Bozkurt Apartmanına müdahale etmedi. Bütün bu aksaklıklar, sergilenen amatörlükler ve geciken müdahale; devlet edenlerin devleti bu depreme hazırlamadıkları gösteriyor. Başlattıkları kampanyalar ise yetersizliklerini ortaya koyuyor. Peki; benim, rahmetli kardeşimin ve milyonlarca insanın 1999'dan beri ödediği deprem vergileri nerede? Neden AFAD bu depreme hazır hale getirilmedi? Neden alternatif ulaşım ve müdahale planları hazırlanmadı? Neden devlet depremzedelere yardım için 'kampanyaya ihtiyacım yok, ben yeterim' diyemiyor?

“HAKKIMI HELAL ETMİYORUM”

*Bazıları bu yaşananlara 'Kader' diyor, ‘Allahtan gelen' diyor. Bunu söyleyenler şu soruma cevap versinler: Japonya'da daha büyük depremler oluyor ama böyle bir yıkım, böyle bir ölüm, böyle bir felaket yaşanmıyor. Japonların Allah'ı başka mı? Tüm bu yaşadıklarım ve gördüklerimden sonra; devlet edenlere ve oyları ile onlara bu gücü verenlere hakkımı helal etmiyorum. Ahirette iki elim yakalarında olacaktır.”

DEPREME CANLI YAYINDA YAKALANDI

Öte yandan depremde hayatını kaybeden Musa Sinan Doğru’nun depreme sosyal medya kanalında canlı yayında oyun oynarken yakalandığı anlara ilişkin görüntü ortaya çıktı. Görüntüde, ‘Deprem oluyor arkadaşlar. Sağlam deprem oluyor, kaçtım ben’ diyen Doğru daha sonra odadan ayrıldığı görülüyor.