Sırrı Süreyya Önder sinema kariyerine “Celal’in Treni” filmiyle veda etti.Son Rolü Celal’in Treni filminde “Karslı işadamı” oldu.
İstanbul’da tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren Sırrı Süreyya Önder, sinema kariyerine “Celal’in Treni” filmiyle veda etti. Karslı bir işadamını canlandırdığı bu film, sanatçının son performansı olarak izleyicilerle buluşmayı bekliyordu. Ancak Önder’in, tamamlanan filmi göremeden hayata gözlerini yumması, sanat dünyasında büyük bir boşluk bıraktı.
Filmin yönetmeni Gökalp Yamen, Önder’in kaybından duyduğu hüznü şu sözlerle dile getirdi:
“Sırrı abi ile yollarımız “Celal’in Treni” filminde kesişti. İlk uzun metrajım, onunla ilk karşılaşmamdı; ama o tanışıklık bir şekilde sonrasını da içine aldı. Setteki duruşu, sahnesine hazırlanışı, söyledikleri değil ama nasıl söylediği hâlâ aklımda. Sırrı abinin enerjisi ve içtenliği sete hayat veriyordu. Onunla çalışmak benim için unutulmaz bir deneyimdi. Sette ondan çok şey öğrendim. Kurgu süreçlerinde verdiği fikirler çok kıymetliydi. Ne yazık ki filmin son halini izleyemedi. Bu kayıp hepimizi derinden etkiledi. Onunla beraber filmi seyredip eksiklerimizi bize söylemesini çok isterdik. Yapmak istediği filmler vardı, bizim kendisinden öğrenecek çok şeyimiz vardı. Yarım kaldık. Kaderde böylesi de varmış. Bu tren benim ilk onun son filmi oldu. Farklı düşünürdük ama sen farklılıkları seven biriydin, güzel adamdın. İçim buruk keşke filmi beraber izleyebilseydik,hoşçakal Sırrı abi.
Filmin başrol oyuncusu Celal karakterine hayat veren Şevki Çepa, Sırrı Süreyya Önder’le ilgili anılarını ve hislerini paylaştı:
Sırrı Bey’le ilk ve son karşılaşmam yönetmen Gökalp Yamen’in ilk uzun metrajlı filmi “Celal’in Treni” adlı projesinde oldu. Bu proje İlk ve son olanın güzel bir buluşmasıydı benim için. Heyecanlı, istekli bir genç yönetmenin filmi için hazır bir şekilde bekliyordu sette. Geleceğe verdiği önemi gençler için yaptığı şeylerde açıkça görebiliyor insan. Yokluğu bir kayıp çünkü zıt fikirleri bile tartışabileceğiniz bir insanı kaybettik. Güzel ülkemizin en büyük eksiklerinden biri bu… Kavga etmeden tartışabilmek. İsterdim ki yeniden bir araya gelelim ve tartışa tartışa, yeni fikirler üreterek yeni bir proje yapalım. Böyle bir şey yaparken de isterdim ki ne ilk ne de son olalım. Daimi gelişmenin, üretimin ve paylaşmanın çarklarını döndürelim.
“Bu ülkede sanattan anlamıyorlar.” diyerek bitirmişti oynadığımız sahneyi. Kendime düşen kısımda onda çok olan başarma umudunu sahipleniyor, sevdiklerine sabırlar diliyorum. İyi ki tanışmışız.
Alper Tazebaş’tan Duygusal Veda
Filmin oyuncularından Orhan karakterine hayat veren Alper Tazebaş, Önder’le ilgili anılarını ve hislerini paylaştı:
“Sırrı Süreyya Önder, inanılmaz bir insan ve karakterdi. Bizi evinde ağırladı, film için hiçbir talebi olmadan hayalimize destek oldu. Onunla çalışmak büyük bir keyifti. Politik kimliğinin ötesinde sanat anlayışını çok severdim. İyi insanlar erken gidiyor, o gerçekten iyi bir adamdı. Sanat dünyasında yapacağı daha çok şey vardı, yarım kaldı. Benim için onunla geçirdiğim anılar unutulmaz bir hazine. Hüzün doluyuz.”
