Erbakan, partisinin il başkanları toplantısında gündeme dair açıklamalarda buldu. Erbakan’ın gündeminde, asgari ücretli, emekli ve Gazze vardı. Erbakan, partisinin Olağan Kongresi’nin 16 veya 30 Kasım'da Ankara Arena Spor Salonu’nda yapılacağını belirtti.

“Komisyondan çekilme durumunu dahi gündemimize alırız”

Erbakan, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un TBMM’de kurulan "Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu" üyesi 5 milletvekilini İmralı’ya görüşmeye göndereceği yönündeki iddialara ilişkin, “Biz TBMM’de kurulan komisyonun hiçbir şekilde böyle bir heyet oluşturup da İmralı'ya göndermesini tasvip etmeyiz. Burada İmralı ile görüşecek olan varsa bu MİT’tir, devlet zaten görüşüyor. MİT zaten görüşüyor, DEM Partili vekiller zaten gidip geliyorlar, görüşüyorlar. Söyleyecekleri bir şey varsa bunlar aracılığıyla söylesinler. TBMM'de milletin iradesiyle seçilmiş olan milletvekillerinin İmralı'nın ayağına gitmesine biz sıcak bakmayız ve böyle bir şey olması halinde komisyondan çekilme durumunu dahi gündemimize alırız” dedi.

“Türkiye'yi 1946 öncesine götürecek bir noktaya bile gelebilir”

Erbakan, CHP İstanbul İl Başkanlığına geçici yönetim atanması ve sonrasında yaşanan sürecine ilişkin de şunları söyledi:

“Biz siyasetin mahkeme kararlarıyla, yargı kararlarıyla dizayn edilmesini doğru bulmuyoruz. Siyasi partilerin kendi içindeki süreçlerde, işleyişlerde birtakım yanlışlar, hatalar olduysa bunlarla ilgili gerekli ihtarlar yapılır ve siyasi partiler de kendi mekanizmaları ile bunları düzeltirler. Ama mahkeme kararıyla bir kayyum atanması bizim için uygun bir davranış değildir. Bu dozu arttırılırsa eğer Türkiye'yi 1946 öncesine götürecek bir noktaya bile gelebilir. İktidar partisi dışındaki partilerin yargı kararlarıyla susturulması, dizayn edilmesi, başlarına kayyumlar, müfettişler atanması, yönetimlerine el konulması, bunların dozunun artması halinde Türkiye demokrasisi büyük yara alır. Burada dediğim gibi bir usülsüzlük, bir yanlışlık varsa bunların ihtarlarının yapılması ve bunların siyasi partiler tarafından çözümlenmesi gerekmektedir.”

“2001'den çok daha ağır bir tabloyla karışı karşıyayız”

Erbakan, bugün bir emekli aylığının açlık sınırının yarısı seviyesinde bulunduğuna dikkati çerekek, bu nedenle 12,2 milyon emeklinin 8,6 milyonunun çalışmaya devam ettiğini belirtti. Erbakan, şöyle konuştu:

Türk mafya hesaplaşması Avrupa’ya sıçradı: İtalya alarma geçti
Türk mafya hesaplaşması Avrupa’ya sıçradı: İtalya alarma geçti
İçeriği Görüntüle

"Çünkü elde ettiği emekli geliriyle hayatını devam ettirebilmesi mümkün değil. Yoksulluk sınırı 90 bin lira olmuş. Asgari ücret 22 bin lira. Yoksulluk sınırının 4’te 1’i. Halkın yüzde 85’inin asıl derdiyle, gündemiyle şu anda ilgileniyoruz. Bakınız; yoksulluk sınırının 4’te 1’i asgari ücret. İlk olarak çözülmesi gereken yoksulluk ve işsizlik poroblemdir. Bunu yaşayan bilir. Bir haneye 2 asgari ücret girse, yoksulluk sınırının yarısı kadar oluyor. İstanbul’da 4 kişilik bir ailenin yaşam maliyeti ağustos ayı itibarıyla 98 bin 775 liraya çıkmış. 100 bin lira deyin siz buna. Türkiye genelinde yoksulluk sınırı 90 bin lira seviyesinde, İstanbul’da 100 bin lira. Bir de Sayın Cumhurbaşkanının tavsiyesine uyup 3 çocuk sahibi olacak olursak, 5 kişilik bir aile için İstanbul'da ayda 125 bin lirayı bulmanız gerekiyor ki yardım almadan yaşayabilirsiniz. İşte asıl ilgilenmemiz gereken sorun budur. Her yıl 20 milyona yakın insan sosyal yardım alıyor ve aynı zamanda gelir dağılımında, servet dağılımında adalet diye bir şey kalmadı. En zengin yüzde birlik kesim toplam servetin yüzde 40’ına sahip, kalan yüzde 99'luk kesim de kalan yüzde 60 ile geçiniyor. Böyle bir servet dağılımı olur mu Allah aşkına? 1 kişiye 9 pul, 9 kişiye 1 pul. Bakınız 2001 ekonomik krizi yazar kasaların fırlaltıldığı ve Türkiye'nin büyük sarsıntılar yaşadığı 2001 ekonomik krizi ile ilgili ekonomistler bir inceleme yapmışlar, tüketici fiyatları 3 kat artmış o zaman. Bugün 2021'den 2025'e kadar tüketici fiyatları 6 katı arttı. Dolayısıyla 2001'den çok daha ağır bir tabloyla karışı karşıyayız.”