'Gençlerle buluşma'da "Biz IMF ile ilişkilerimizi bitirdik, şu anda tefecilere mefecilere hiç ihtiyacımız yok" diyen Erdoğan: Kızılay, çadır satma fiiline giremez. Bu yanlışı düzeltmesi gerekir.

Gençlerin sorularını yanıtlayan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle: 

'TEFECİLERE MEFECİLERE İHTİYACIMIZ YOK'

Millet İttifakı'nın ekonomi takımı kimlerden oluşuyor diye şöyle düşündüğümde, bunlar ismi cismi çok belli olan tipler değil. Fakat tabii bu CHP ne yapıyor? Yine kapalı kapılar arkasında, otellerde IMF'nin temsilcileriyle görüşüyor. Aynı zamanda İYİ Parti'den bir zamanlar Merkez Bankası'nın sözde başkanı olan zat, o da onunla beraber, birlikte görüşmeler yapıyorlar. Bu görüşmelerden sonra da bizim için 'Bu hükümetin IMF'ten borç alması lazım.' Ya biz IMF'den niye borç alalım? Ben Kılıçdaroğlu muyum? Londra'nın tefecilerinden 300 milyar dolar borç taahhüdü almış. Tefeciden borç alınır mı? Eğer para kaynağı tefeciler olursa adamı gömerler. 'Biz asla böyle bir şeye yönelmeyiz' dedik ve biz IMF ile olan ilişkilerimizi bitirdik, kendi kaynaklarımızla ayaktayız ve şu anda tefecilere mefecilere hiç ihtiyacımız yok. 2013-2023 10 yıl geçti ve biz buralardan elimizi eteğimizi kestik, kendi kaynaklarımızla yola devam ediyoruz.

'SOKAKLARDA MI DOLAŞSIN?'

Selo, Diyarbakır'da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan bir teröristtir. Onun demokrasiye aykırı bir yanı yok ki. 51 Kürt kardeşimiz ama bu ölüme neden olan bir kişi, şu anda terör odaklı bir fiili işlediğinden dolayı cezaevinde. Yoksa bir fikir suçu veya bir siyaset değil. Ama 51 Kürt vatandaşımın ölümüne neden olan böyle bir insan sokaklarda elini kolunu sallaya sallaya mı dolaşsın? Biz şimdi bir hukuk devletiysek burada adaletin gereği nedir? Bu kadar Kürt kardeşimin ölümüne neden olan bu adam, bunun bedelini ödemesi lazım. Şu anda yapılan budur. Çektiği ceza da bunun nedeniyledir. Tabii bunun aslını herkes bilmiyor ama bay bay Kemal, Selo'yu çıkaracakmış. Eğer Erdoğan bu işin başında olursa hukuk neyse, adaletin gereği neyse, bunun bedelini ödemeye devam edecektir.

BUNLAR YALAN

Cezaevlerinde iddia edildiği gibi bol miktarda gazeteci, basın mensubu yok. Bunlar yalan. Ben fikir suçundan içeri girmiş bir başkanım. Ama ben belediye başkanıyken bana bu cezayı verdiler. Neden verdiler? Ben Milli Eğitim Bakanlığı'nın kitabındaki şiiri okudum. Bundan içeri aldılar. Kimseyi öldürmedim. Selo'nun yaptığını yapmadım.

KIZILAY'IN ÇADIR SATMASI BENİ ÜZDÜ

Bu konu beni üzdü. Kızılay, çadır satma fiiline girilemez. Süratle bu yanlışı düzeltmesi gerekir. Çünkü biz Kızılay'ı çadır üretiminde sürekli aktif hale gelmesi için teşvik ettik. Kızılay'ın çadır dendiği zaman en ufak bir sıkıntısının olamaması gerekir.

6 Şubat olayında Türkiye olmayıp başka ülkeler olsaydı, kim bilir başlarına neler gelecekti. Ama bütün bunlara rağmen, enkaz kaldırma çalışmalarına kadar büyük oranda bu işi bitirdik.    

BUNLARI YARGIDA TERLETECEĞİZ

(Patates-soğan fiyatları) TCG Anadolu da bizim için çok çok önemli. Öbür tarafta İHA'lar, SİHA'lar, Akıncı, Kızılelma bunlar da bizim için çok önemli. Tabii burada maalesef kendini bilmez bazı kişilerin bu fiyatlar üzerindeki dalgalanmalara neden olduğu ortada. Bir ara nerelere tırmandırdılar fiyatları şimdi patates soğan 10-15 liraya düştü. İnşallah seçimden sonra bir defa bunların yargı yolu açık olmak kaydıyla bunları yargıda terleteceğiz. Çünkü benim milletimi bu tür yollarla sömürmelerine müsaade etmeyeceğiz. 

'CHP'Lİ BELEDİYELERDE BİR HALİÇ KONGRE MERKEZİ VAR MI?'

(Millet İttifakı) Eğitimde ne vadediyor? Sağlıkta ne vadediyor? Ulaşımda ne vadediyor? Tarımda, enerjide ne vadediyor? Bunları düşündüğünüz zaman, bu vaatlerin içinde basit olanını söyleyeyim. Mesela şu anda 10-11 tane bunlarda büyükşehir belediyesi var. Bu belediyelerde acaba bunlar bu söylediklerimden neler yaptılar? Ben belediye başkanlığı yaptım. Ama benim belediye başkanlığımda biz Haliç'i temizledik. O kokan Haliç, o geçilmez denilen Haliç, o kokudan tamamen arındı. Ama bu arada da biz Haliç Kongre Merkezi'ni yaptık. İstanbul'umuz için önemli bir kongre sarayı haline geldi. Şimdi bu işler lafla olmuyor, icraatla oluyor. Şimdi bunlara bir sorun. Deyin ki, 'CHP'li belediyelerde acaba bir Haliç Kongre Merkezi benzeri var mı?' Şu külliye, işte bizim inşa edip bitirdiğimiz bir yer ve 24 saat burası gençlerimizin emrinde. Kek, çorba, çay, kahve, her şey burada ücretsiz. Şimdi biz bunun benzerini bir de nerede yaptık? İstanbul Rami'de yaptık. 

'HUKUKUN SİYASALLAŞTIĞINI İSPAT EDEBİLİYORLAR MI?'

Hukukun siyasallaştığını söyleyenler, hukuken bu iddialarını ispatlamaları gerekir. İddialarını ispatlayabiliyorlar mı? Hayır, ispatlayamıyorlar. Sadece söz ola beri gele. Hele hele bu bay bay Kemal olunca aman ya Rabbi. Akşam yalan, sabah yalan. Ya ispatla, söyle, 'şu' de ama o ne diyor? Selo'yu nasıl kurtarırız, onu anlatıyor. Şimdi onun söylediği hak, hukuk, adalet mi? Değil.

Diyarbakır annelerinin bu ağlayışı karşısında Kılıçdaroğlu bir kere gidip de ziyaret etti mi? Etmedi. Hani hak, hani hukuk, hani adalet? Bunlarda çok hassas olmamız lazım."

'HÜDA PAR'IN GEÇMİŞTEKİ TERÖR ÖRGÜTÜYLE İLGİSİ, ALAKASI YOK'

HÜDA PAR'ın geçmişte bu terör örgütüyle anılması olayı tamamen HDP'nin kendisine bir çıkış yolu aramasından kaynaklanıyor. HÜDA PAR'ın bir defa bu geçmişteki terör örgütüyle ilgisi, alakası yok. Kaldı ki böyle bir durum söz konusu olsa bizim de beraber yürümemiz söz konusu olmazdı. 

Özellikle Kürt vatandaşlar bu yolda HÜDA PAR'la beraber yürümek istiyor. Onların hem yerli hem milli bunun yanında da vatanseverlik noktasında HDP ile mukayese edilmeyecek bir konumu var.

'BİZ BUNU MU KABULLENECEĞİZ?'

'Bizim bununla alakamız yok' dediklerine göre, zorla HDP şu anda HÜDA PAR'ı böyle vasıflandırıyor diye mi biz bunları kabulleneceğiz? HÜDA PAR'ın böyle bir durumu söz konusu değil ve kesinlikle bir siyasallaşmanın gayreti içerisinde olan bir siyasi partidir. Şu anda da zaten bu seçimlere biliyorsunuz tamamıyla onlar kendi logolarıyla girmek suretiyle bir adım atmışlardır. O da parlamentoya girme imkanını yakalamak ve parlamentoda da artık düşüncelerini, sesini daha ideal bir şekilde çıkarmaktır. HÜDA PAR'ın durumu bu. Bu söylemleri onlara yapılan yakıştırmaları şahsen bizim kabul etmemiz mümkün değil.